"Dünya Ekonomi Ligi" raporu: Türkiye gerileyecek, Çin ise 8 yıl içinde ABD'yi geçecek

CEBR raporunda, Kovid-19 pandemisi ve onun ekonomik yansımalarının rekabeti Çin lehine çevirdiği vurgulanıyor

(AFP)

Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi'nin (CEBR) yeni raporu, koronavirüs (Kovid-19) pandemisiyle verdiği mücadelenin ibrenin Çin'den yana çevrilmesini sağlayacağını ve Asya ülkesinin öngörülenden 5 yıl önce ABD'nin önüne geçerek 2028'de "dünyanın en büyük ekonomisi" olabileceğini işaret ediyor.

193 ülkeyi ekonomik büyümede 2035'e kadar nelerin beklediği tahminlerine yer verilen 2021 Dünya Ekonomi Ligi raporuna bakıldığında, pandeminin, ekonomik üstünlük için Washington-Pekin hattında yaşanan rekabeti Çin'in lehine değiştirebileceği belirtiliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Raporda, "ABD'yle Çin arasındaki ekonomik ve yumuşak güç mücadelesi, bir süredir küresel ekonominin kapsayıcı bir konusu olageldi… Kovid-19 salgını ve onun ekonomik yansımaları kesinlikle bu rekabeti Çin'in lehine çevirdi" ifadeleri yer alıyor.

Sky News'un haberine göre düşünce kuruluşu, Çin'in salgın yönetimini "ustaca" şeklinde nitelerken bunda erken aşamada getirilen sıkı tecrit kısıtlamalarının etkili olduğunu vurguluyor.

Salgının Çin'in Vuhan kentinde Aralık 2019 civarında başladığı ifade edilirken, tam kapsamlı tecridin uygulandığı ilk ülke olan Çin'de pandeminin kontrol altına alındığı mart ayında tecrit kısıtlamaları da kaldırılmaya başlanmıştı.

2020'nin ilk çeyreğinde Çin'in Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamları onlarca yılın en kötü performansını ortaya koymuştu ancak ülkede daha sonra ekonomik gidişatta toparlama yaşanmıştı.

Birleşik Krallık (BK) merkezli CEBR kuruluşu, Çin'in ekonomik büyümesinin 2021'den 2025'e kadar ortalama yüzde 5,7 oranında gerçekleşmesini, 2026-2030 dönemindeyse büyümenin yüzde 4,5'le devam etmesini öngörüyor.

Diğer yandan salgında bugüne kadar Çin'de 4 bin 770 can kaybı bildirilirken, ölüm rakamlarında ilk sırada yer alan ABD'deyse bu sayı 340 bine yaklaşıyor.

Sağlık krizinin ekonomiyi de derinden sarstığı ülke için büyüme tahminleri 2022-2024 döneminde yüzde 1,9 oranını, sonrasında daha da azalarak yüzde 1,6'lık bir ilerleme yaşanabileceğini işaret ediyor.

Yılın ikinci çeyreğinde ekonomisinin yüzde 31,4 oranında düştüğünü gören ABD üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 33,1 oranında yükselmeye şahit olsa da mevcut tablo ülke ekonomisinin 2019'un 4. çeyreğindeki seviyenin hâlâ altında olduğunu gösteriyor.
 

rapor.png
(CEBR)


CEBR'in 2020 verilerine bakıldığında listede ilk 20'de sırasıyla ABD, Çin, Japonya, Almanya, BK, Hindistan, Fransa, İtalya, Kanada, Güney Kore, Rusya, Brezilya, Avustralya, İspanya, Endonezya, Meksika, Hollanda, İsviçre, Suudi Arabistan ve Türkiye yer alıyor.

Kuruluşun son raporundaysa, Japonya'nın 2021-2025 döneminde üçüncülüğü koruyacağı ancak 2030-2035'te yerini şu an 6. sırada olan Hindistan'a bırakarak 4. sıraya düşebileceği belirtilirken, Almanya'nın da 4. sıradaki konumunu 2021-2025 döneminde koruyacağı fakat 2030-2035 döneminde 5. sıraya gerilebileceği ifade ediliyor.

Türkiye için öngörüler nedir?

Raporda 2021'de 22. sırada yer alacağı tahmin edilen Türkiye'nin 2025'te 18. sıraya çıkacağı ancak 2030-2035 döneminde 20. sırada olacağı öngörülüyor.

Büyüme tahminlerine göre 2020'de Türkiye'nin bu aşamada olmasının "Kovid-19 salgınını nispeten güçlü bir şekilde ele almasına bağlanabileceği" ifade ediliyor. 

CEBR'in ülkelerle ilgili yer verdiği açıklamasında, Türkiye'deki 2020 makroekonomik ortamın "enflasyon ve siyasi istikrarsızlığın ülkenin para birimi ve borç krizine katkıda bulunmasıyla" 2018'in yankılarını da taşıdığı belirtiliyor. Raporda, Türk Lirası'nın ocak ayından bu yana ABD Doları karşısında yüzde 30'dan fazla değer kaybı yaşadığı ve "bu yıl yükselen piyasalarda en kötü performans gösteren para birimi olduğu" kaydediliyor.

Bu süreçte Türkiye Merkez Bankası (MB) Başkanı Murat Uysal'ın kasım ayında kararnameyle görevden alınması ve Türk Lirası'nın değer kaybetmesinin revizyonu beraberinde getirmesinden bahsedilen raporda, "Başkanın değiştirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Merkez Bankası üzerindeki hakimiyetini göstermeye devam ediyor" yorumuna yer veriliyor.

Raporda "Türkiye'nin orta ve uzun vadeli ekonomik görünümüne gelince, dış politika muhtemelen önemli bir rol oynayacak" denirken, Joe Biden'ın Beyaz Saray'a gelişiyle birlikte ABD'nin Türkiye'ye Rus savunma sanayisiyle bağlantıları nedeniyle yaptırım uygulama olasılığının artacağı belirtiliyor ve şu değerlendirmeler yapılıyor:

Demokratik haklar ve insan hakları konusunda Türkiye'ye karşı artan kınamalar ve sorgulamalar uluslararası toplumdan potansiyel bir düşmanlığı da beraberinde getirebilir, bunların ticaret ve yatırımla ilgili ekonomik sonuçları olabilir. Bu tür faktörler ayrıca, müzakerelerin 2019'dan bu yana askıda durmasına rağmen Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) olası katılım sürecini etkileyecektir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU