Şimdiye kadarki en kapsamlı uzaylı araştırmalarına liderlik eden gökbilimciler, Güneş’e en yakın yıldız olan Proxima Centauri yönünden geldiği düşünülen gizemli bir radyo dalgası yayılımı tespit etti ve bununla ilgili araştırmalar yapıyor.
100 milyon dolarlık Breakthrough Listen projesini yöneten gökbilimcilerin, Avustralya'daki Parkes teleskobu veya Batı Virginia'daki Green Bank Gözlemevi’yle gizemli radyo dalgası patlamalarını tespit etmesi olağan bir durum. Ancak şimdiye kadar bunlar, insan yapımı veya doğal kaynaklardan geliyordu.
Yeni ışının analizi ise bir süredir devam ediyor ve bilim insanları bunun yer tabanlı olduğunu gösteren bir ipucu bulamıyor. Bu son "sinyalin" de sıradan bir açıklaması olması muhtemel. Ancak ışının yönü ve bir gezegen hareketiyle tutarlı olduğu bildirilen frekans değişimi, bilim insanlarının ilgisini cezbediyor. Zira bu frekans, insan yapımı araçlardan ve uydulardan gelen sinyallere işaret etmiyor.
İşte bu nedenle araştırmacılar, şimdilerde uzayda yaşamın kanıtlarını aradıkları Breakthrough Listen projesi kapsamında, BLC1 (Breakthrough Listen Aday 1) adını verdikleri bu ışınla ilgili bir makale hazırlıyor.
The Guardian’ın haberine göre söz konusu radyo dalgaları, ilk kez geçen yıl Nisan ve Mayıs aylarında Parkes teleskobu tarafından, 30 saatlik gözlemler sırasında keşfedildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dünya'dan 4,2 ışıkyılı uzaktaki kırmızı cüce yıldız Proxima Centauri'den geldiği düşünülen ışın, ilk gözlemden beri tespit edilmedi. Bilim insanları bunun, “Vay canına sinyali”nden bu yana, uzaylı iletişimi açısından en ciddi aday olduğunu ifade ediyor.
Vay canına sinyali, 1977'de Ohio'daki Big Ear Radio Gözlemevi’nin Dünya dışı yaşam arayışı sırasında keşfettiği, uzaylılara ait bir “tekno imzayı” andıran, kısa ömürlü bir dar bant radyo sinyaliydi. Adını, Gökbilimci Jerry Ehman'ın sıradışı sinyale yönelik verileri gördüğünde yazdığı “Vay canına!” ifadesinden almıştı.
Öte yandan uzaylı iletişimine yönelik araştırmaların doğasından kaynaklanan zorluklar mevcut. Zira kimse uzaylıların nasıl iletişim kurabileceğini bilmiyor ve evrendeki tüm doğal radyo dalgası kaynaklarını tanımıyor.
Dolayısıyla, “teknolojik” görünen ve doğal nedenlerle kolaycs açıklanamayan sinyaller tespit edildiğinde uzaylıları düşünmek, uzmanları heyecanlandırıyor.
Livescience’ın aktardığına göre yeni sinyalin analizine liderlik eden, Penn State Üniversitesi'nden Sofia Sheikh, bulguyla ilgili heyecanını şöyle ifade ediyor:
Bu, Breakthrough Listen projesinde bulduğumuz en heyecan verici sinyal. Çünkü daha önce böyle sayıdaki filtreyi aşan bir sinyal alamamıştık.
Independent Türkçe, Guardian, Livescience
Derleyen: Çağla Üren
