Ekran başında alkışlanan sağlık çalışanları, gündelik hayatta "potansiyel virüs taşıyıcısı" şüphesiyle ötekileştiriliyor

Kovid-19 pandemi sürecinde en büyük yükü taşıyan sağlık çalışanlarının gündelik hayatta kimi zaman "potansiyel virüs taşıyıcısı" oldukları iddiasıyla komşularınca dışlandıkları iddiasını meslek temsilcilerince doğrulandı

Sağlık çalışanları, Kovid-19 sürecinde çok  yoğun bir çalışma içerisinde / Fotoğraf: AA

Kovid-19 salgını sürecinde en büyük yük, hiç şüphe yok ki sağlık çalışanlarının omuzlarında.

Artan iş yükü bir yana çok sayıda sağlık çalışanı da salgınla mücadele ederken yakalandığı hastalık nedeniyle yaşamını yitirdi.

Bu emeklerinin karşılığında özellikle salgının iyi günlerinde düzenlenen kampanyalarda sağlık çalışanları övüldü, evlerin balkon ve camlara çıkılarak alkışlandı.

Ancak sosyal medyadan kimi zaman sağlık çalışanı olduğunu söyleyen kişilere yönelik bazı paylaşımlar ekran başında veya balkonlardan yapılan bu alkışların gündelik hayata pek yansımadığını gösterdi.

 

Hemşire Temel'den hakarete uğradım iddiası

Yapılan paylaşımlarda gündelik yaşamda özellikle yaşadıkları bina, site, mahalle gibi alanlarda çalışma alanlarının hastane olması nedeniyle kendilerine potansiyel virüs taşıyıcısı olarak gören komşularınca kuşkuyla karşılandıklarını hatta ötekileştirildiklerini öne sürenler oldu.

Hatta kimi zamanlar hakarete uğradıklarını öne sürenler de var.

Gazi Sağlık ve Araştırma Merkezi'nde hemşire olarak çalıştığını belirten Burcu Temel örneklerden sadece biri.

Temel, 23 Kasım 2020'de Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda şöyle bir iddiada bulundu:

Komşularım ayakkabılarım vasıtasıyla apartmana hastaneden virüs taşıdığım gerekçesiyle tarafıma sözlü saldırıda bulundular bugün. İnanılır gibi değil.

cemildeniz.jpg
Koronavirüs gerekçesi gösterilerek çocuğunun velayetinin hemşire Cemile Deniz'den alınmasına yönelik tepkiler sonuç verdi / Fotoğraf: İHA

 

Mahkeme hemşire annenin koronavirüs tehdidi altında olmasını gerekçe gösterdi

Yine geçtiğimiz süreçlerde Ordu'da bir mahkemenin velayet davasında aldığı bir karar çok tartışıldı.

Ordu'da Evde Sağlık Hizmetleri Servisi'nde çalışan hemşire Cemile Deniz'in (31) ayrıldığı eşi mahkemeye başvurarak çocuğun kronik hastalığı olduğunu bu nedenle velayetin geçici süreyle kendisine verilmesini talep etti.

Mahkemede Deniz'in işi nedeniyle yüksek koronavirüs riski altında olduğuna dikkat çekerek çocuğunun velayetini ondan alarak ayrıldığı eşine verdi.

Bu karara tepkilerin ardından gelen itiraz üzerine verilen yeni karar ile çocuğun velayeti tekrar anneye verildi.

Peki gerçekten iddia edildiği gibi Kovid-19 sürecinde sağlık çalışanları gündelik hayatlarında virüs taşıdıkları iddiasıyla bir kuşkuyla karşılanmaya, ötekileştirmeye maruz kalıyorlar mı? Bu soruyu sağlık çalışanlarının temsilcilerine yönelttik.

rukiye.jpg
Rukiye Eker Ömeroğlu / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Anneleri tarafından 'bu ara gelmesen' diye uyarılan arkadaşlarımız var"

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, salgın döneminde sağlık çalışanlarına yönelik gündelik hayatta ötekileştirme olduğu iddialarıyla ilgili şunları söyledi:

Bence var. Yakın çevremdeki arkadaşlarım da dile getirdi. Kendi akraba çevrelerinden hatta annelerinden bu ara bize gelmesen iyi olur diyenler oldu. Bunu kendi hayatımda da yaşadım. Yanlış anlama diyerek böyle bir kaygıları olduğunu söyleyen iki arkadaşım oldu.

"Korona taşıyorlar diye sağlık çalışanlarından çekinmeleri var"

Ordu'daki velayet davasının da sağlık çalışanlarına yönelik gelişen kuşkulu bakış açısının bir örneği olduğunu kaydeden Ömeroğlu, "Sosyal medyada asansörlere sağlık çalışanlarının farklı asansörleri kullanmaları şeklinde uyarılar yazıldığını okuyoruz. İnsanlar başları sıkıştığından sağlık emekçilerine yalvar yakar oluyorlar ama bir taraftan da korona taşıyorlar diye onlardan çekinmeleri var" ifadelerini kullandı. 

kutbettindemir.jpg
Kutbettin Demir / Fotoğraf: Aile Hekimleri Derneği

 

"Bu konuda meslektaşlardan çok şikayetler alıyoruz"

Aile Hekimleri Derneği Başkanı Kutbettin Demir de kendilerinin de bu konuda meslektaşlarından şikayetler aldıklarını kaydederek, şöyle konuştu:

Sağlık çalışanları kendi koruma konusunda daha bilinçli. Asıl apartmanlarda onları uyaran insanların daha sonra Kovid-19'a yakalandıklarını duyuyoruz. Yaz aylarından sonra en çok bulaş kendilerini korumayanlarda oldu. Sağlık çalışanlarında böyle bir şey yok. Yapılan büyük haksızlık. Sağlık çalışanları büyük bir özveri ile yoğun bir şekilde çalışıyor. Özlük haklarını elde etmeleri için mücadelelerine destek vermek gerekirken bu tür motivasyon düşürücü davranışlardan kaçınılması gerekiyor.

"Alışveriş yaparken de ayrımcılığa uğrayanlar oldu"

Demir, ötekileştirici söylemlerin sadece yaşam alanları ile sınırlı olmadığını da kaydederek, "Alışveriş yaparken de mesela gittiğiniz markette, kasapta sağlık çalışanı oldukları bilinen meslektaşlarımızdan ayrımcılığa uğrayan arkadaşlarımız oldu" iddiasına bulundu.

receppe.jpg
Recep Pehlivan / Fotoğraf: kocaeligazetesi.com

 

"Kapıyı kapatın, mikrop saçıyorsunuz"

Kocaeli Aile Hekimleri Derneği Başkanı Recep Pehlivan, sorumuzu yakın zamanda yaşadıkları ilde yaşanan ve medyaya da yansıyan bir olayı anlatarak cevaplamaya başladı:

Kocaeli Derince'de böyle bir olay yaşandı. Körfez Aile Merkezi'nde arkadaşlarımız dinlenmek için arka tarafta yangın merdivenin bulunduğu alana gittiklerinde komşu daireden biri "Kapıyı kapatın mikrop saçıyorsunuz" diyerek arkadaşlarımızı üzmüştü. Bu konu hatta basına da yansıdı ve İl Sağlık Müdürlüğü inceleme başlattı. Maalesef bu tür olaylar duyuyoruz.  Böyle şeyler bazı insanlarımızın kültürel düzeyinin ne kadar düşük olduğunu ve Kovid-19'dan ne kadar habersiz olduklarını gösteriyor.

"Aileleri bile ortak kullanım alanlarında uyarılarla karşılaşıyorlar"

Pehlivan, sözlerini şöyle sürdürdü

Arkadaşlarımız gerek kendilerini gerekse çevrelerini korumak için en üst düzeyde korunurken hatta bu nedenle başka yerlerde ev kiralarken bırak kendilerine zaman zaman aileleri bile ortak kullanım alanlarında ‘Siz virüs taşıyorsunuz. Şurayı, burayı ellemeyin' gibi uyarılarla karşılaşıyorlar.

hüsnüüüüyıldı.jpg
Hüsnü Yıldırım / Fotoğraf: ato.org.tr

 

"Filyasyon ekiplerinin gittiği binalar bir anda boşalıyor"

 Sağlık Çalışanları Sendikası Eş Başkanı Hüsnü Yıldırım da sağlık çalışanlarına Kovid-19 sürecindeki önyargılı bakış açısına Ordu'daki velayet davasını örnek vererek başladıktan sonra sözlerini şöyle tamamladı:

Arkadaşlarımız bu tür sıkıntıları çok yoğun bir şekilde yaşıyorlar. Özellikle evlere filyasyon ekiplerinin gittiği hatta etrafında dolaştıkları binaların sakinlerince bulundukları süre zarfında bir anda boşaltıldığını duyuyoruz. Bur tür davranışlar Çok yaygın bir şey olarak duruyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU