Okullardan uzak kalan öğrenciler korona sonrasına adapte olabilecek mi? Uzmanlar tespit ve önerilerini sıraladı

Koronavirüs milyonlarca öğrenciyi okuldan uzak tutmaya devam ediyor. Peki eğitim Kovid-19 sonra nasıl şekillecek? İş hayatına atılacak öğrencileri neler bekliyor? Uzmanlar Independent Türkçe için yanıtladı

Fotoğraf: AFP

Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 pandemisinin hayatımızdan ne zaman çıkacağı belirsiz olsa da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sonrası döneme ilişkin endişeler şimdiden baş gösterdi. 

O endişelerden biri Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan'a ait. 

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Savaşan şunları yazdı:

Hazır mıyız?
İşveren, 1,5 yılını kampüs dışı ve uzaktan eğitimle geçiren mezunla
Üniversite, 1,5 yılını lise dışında geçirmiş liseliyle
Lise, ergenliğin ilk dönemini evde geçirmiş ortaokulluyla
İlkokul, evde okumaya geçmiş ve okul öncesiz minikle muhatap olacak
Bilgi ve beceri, beklenen donanım, sosyalleşme, kültürel etkileşim, teknoloji bağımlılığı... Alışık olduğumuzun dışında bir insan ortalaması bizi bekliyor. Uyum sorunlarını gidermek ve sürecin artılarını yedeğimize almak için hazırlıklı olmalıyız?

"Pandemi yetişkinlerden çok bebekleri, çocukları ve gençleri etkileyecek"

Sosyolog Erol Erdoğan, pandemi çoğunlukla yetişkinleri veya yetişkinlerin meşgul oldukları alanları etkilediği gibi gözükse de uzun vadede bu durumun böyle olmayacağını belirtiyor: Salgın döneminde bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemlerini yaşayan bireyler daha fazla etkilenecek.

"Alışkanlıklar ve eğilimler yenden biçimlenecek"

Salgın sürecinin sağlık politikalarının yanı sıra, eğitim, ekonomi, güvenlik, konut, şehir, tarım, aile, teknoloji ve ticaret politikalarını da etkileyeceğini aktaran Erdoğan, "Yanı sıra toplumlar ve bireylerin bu alanlardaki alışkanlıklarını ve eğilimlerini de yeniden biçimlendirilecek" diyor.

Erdoğan eğitimin her alanının salgından etkileneceği görüşünde: Devlet politikaları, özel sektör girişimleri, eğitim yöntemleri ve araçları, eğitim-istihdam ilişkisi, öğretmen ve veli niteliği, okul mimarisi, eğitim kaynakları, kitaplar... Ona göre eğitim modeli de aynı kalmayacak ve uzaktan, online eğitim geliştikçe ölçme ve değerlendirme yöntemleri de farklılaşacak, öğrenci-öğretmen ilişkisinin değişecek.

Bir ara geçiş dönemi yaşanacağını kaydeden Erdoğan, eğitimle ilgili ortaya konulan problem ve endişelerin bu ara dönemle ilgili olduğunu belirtiyor. 

Erdoğan, ara dönemin sağlıklı şekilde atlatılması ve sonraki döneme katkı yapması için şu önerilerde bulundu:

  • Hayatı bütünüyle durdurmak yerine olağan yaşam içinde salgından korunma kültürü geliştirilmeli.
  • Eğitimde çevrimiçi, uzaktan ve yüz yüze eğitim bir arada olacak şekilde karma yöntem uygulanmalı.
  • Atölyeler başta olmak üzere yüz yüze ve uygulama gerektiren eğitimlerin dijitale taşınması için gayret gösterilmeli.
  • Bazı eğitimlerin yüz yüze olmadan verilemeyeceği düşünülse bile bunun tersinin mümkün olabileceğine dair kafa yormalıyız. Zaman içerisinde uzaktan psikoloji ve cerrahlık gibi eğitimlerin de verilebileceği bir kapasite ve niteliğe ulaşılacağını düşünüyorum. Türkiye'deki yazılımcılar ve eğitimcilerin, muhafazakar bir tutum yerine bunun üzerinde çalışmalılar.

  • Uzun dönemlerini kampüsten uzakta geçiren üniversite öğrencilerinin iş hayatına başlaması öncesinde uyum programları uygulanmalıdır, bunun için şimdiden hazırlık yapılması gerekir.

"Herkes, her dakika acemilik çekecek"

Prof. Dr. Ali Baykal ise pandemi sonrasında herkesin her dakika acemilik çekebileceğini söylüyor. 

Uygulama, deney ve gözetimden yoksun kalan öğrencilerin iş hayatlarında sıkıntılarla karşı karşıya kalacaklarını söyleyen Baykal, "Bu eksikliklerin ardından mezun olan hemşire belki doğru iğne yapamayacak, hekim doğru teşhis koyamayacak, mühendis eli çamura değmeden yetişecek" diyor. 

Öğrenmede kuram ve uygulamanın birbirini tamamlayıcı unsurlar olduğunu belirten Baykal, "Kuramsal yönü çok güçlü olan nükleer fizikte dahi öğrencinin reaktörü görmesi zorunludur. Bütün bunlar yapamadıysa, öğrenmenin transferinde hatalar olacaktır. Bazı hatalar tolere edilebilir ama bazıları hayati durumda olur" ifadelerini kullandı.

"Eğitimde zaten sistem yok, 1 yıl kaybetmek önemli değil, evde 2 kitap okunsa daha faydalı"

Eğitimci yazar Cihat Şener, duruma farklı bir pencereden yaklaşıyor. 

"Eğitim kurumlarında öğrencilere olağanüstü eğitimler mi veriliyor" diye soran Şener, "Sistemsizlikte dibin de dibindeyiz. İlkokulda, lisede 1 yıl kaybeden bir öğrenci çok şey kaybetmiş olmaz. İnsanlar evde 2 kitap okusa kendileri için çok daha faydalı" şeklinde konuştu. 

Bütün bunların pandemi çıkmadan düşünülmesi gereken konular olduğuna dikkati çeken Şener, "Çocukları eğitemiyoruz. Bu iş zaten 10 yıl önce bitti. Pandemi bu konuda belki bir fayda da getirecek. İnsanlar kendi içine dönecek ve 'Hayatta böyle şeyler de varmış' diyecek. Şimdiye kadar okullarda öğreniyormuş gibi yaptılar ve böylece bir diplomaya sahip olmaya çalıştılar. Zaten biz iş üretecek insan üretmedik. Pandemi belki de bir özeleştiriye neden olacak" dedi. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU