Beyin göçü ve mülteci akını arasında Tunus’un ulusal güvenliği

Resmi sayılara göre son on yılda Tunus’tan göç eden doktor sayısı 5 bini geçti

Tunus’taki mülteciler inşaat da dahil olmak üzere birçok sektörde çalışıyor (Independent Arabia)

Ülkenin eğitim ve niteliklerinde büyük bedeller ödediği Tunus’ta bilimsel yeteneklerin göçünden bahseden oranlar endişe verici. Bu oranlar, sosyal ve maddi istikrar arayışı kapsamında birbirlerinden ayrılıyorlar.

Dünya Bankası raporuna göre Tunus, bilimsel yetenek göçünde Suriye’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Öyle ki ‘Refah için Geçiş: Küresel Göç ve Çalışma’ raporuna göre son 10 yılda yüksek öğrenim diplomasına sahip yaklaşık 95 bin Tunuslu göç etti.

Bu gerçekler, Tunus Savunma Bakanı İbrahim el-Bertaci tarafından ‘Ulusal Yeteneklerin Göçü, Afrika Topluluklarının Akını ve Ulusal Güvenlik Üzerindeki Yansımaları Arasında Tunus’ başlığı altında düzenlenen Ulusal Savunma Enstitüsü’nün yeni bir oturumunun açılışı sırasında dile getirildi. Bertaci, 2011’den bu yana ulusal yetenek göçünün ulusal güvenlik üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirtti. Ulusal yetenekler, entelektüel ve bilimsel bir sermayeyi, ekonomi ve kalkınma için bir motoru temsil etmekte. Bu çerçevede Bakan, bu olguyu sosyal, ekonomik, gelişimsel ve bilimsel bir bakış açısıyla inceleme çağrısı yaptı

Fırsatlar

Akademik diploma sahiplerinin Tunus’ta kendini empoze eden bir gerçeklik haline geldiği bir dönemde bankacılık bilgi ağlarının korunması alanında çalışan mühendis Muhammed Ali el-Haddad, kendisi gibiler için bir ‘seçim’ olduğunu dile getirdi. Haddad, "Bir bankada çalışıyor olmama rağmen Fransa’da iş aradım" dedi. Ali el-Haddad, "Özellikle de çoğunun dil konusunda akıcı olmaları ve iş piyasasına kolay şekilde entegre olmaları dolayısıyla üniversite mezunu Tunuslu gençler, dünyanın herhangi bir ülkesinde çalışmak için büyük fırsatlara sahiptir" dedi.

Dünyadaki birçok ülkenin Tunus bilimsel yeteneklerine seçkin iş fırsatları, daimi ikamet ve vatandaşlık hakları tanıdıklarını söyleyen Muhammed Ali el-Haddad, "Bu, onlara sosyal ve profesyonel bir güvenlik duygusu veriyor" ifadelerini kullandı.

Piyasa açığı

Resmi sayılara göre son on yılda Tunus’tan göç eden doktor sayısı 5 bini geçti. Tunus’ta koşullar, son yıllarda birçok doktoru işsizliğe, ilaç satmaya veya özel kliniklerde düşük ücretlerle gece vardiyası gibi marjinal işlerde çalışmak zorunda bırakıyor.

Gazeteci Sümeyye el-Daridi, "Göç, Tunus işgücü piyasasındaki açığın çok sayıda doktoru kapsaması ve dar ufkun onları ülkelerinden ayrılmaya ve diğer ülkelerde geleceklerini aramaya itmesinin bir sonucudur" dedi. Daridi, "Mantık, doktorların ünlü olduğunu ve dünyanın onları ülkelerinden tanıdığını söylüyor. Ancak devletin bu bilimsel düzeye ulaşmak için harcadığı paraya rağmen, maalesef önlerindeki umut alanı daraldı" ifadelerini kullandı.

Çelişkili göçler

Bilimsel yeteneklere sahip on binlerce Tunuslu gencin Avrupa’ya göçü karşısında Tunus, Afrika’dan mültecilerin gelişiyle temsil edilen bir olguyla karşı karşıya.

ABD Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin Kuzey Afrika ülkelerindeki göçe ilişkin yayınladığı bir rapora göre Tunus’taki mülteci sayısı, birkaç Afrika milletini temsil edici şekilde 70 bin civarında.

Ferid er-Rihali, bu durumu ‘daha iyi bir yaşam için haysiyet ve umut arayışı’ olarak tanımlıyor. Rihali, "Tunus’taki kaçak göçmenlerin sayısı, ‘kuzey Akdeniz kıyılarına gitmenin bir yolunu arama’ çerçevesinde son yıllarda ikiye katlandı. Bununla birlikte Avrupa’ya göç etmenin zorluğu, bu göçmenlerin varış noktalarını Tunus’a yerleşmeye ve burada iş fırsatları aramaya çevirdi. Çoğu, Tunus’ta yasadışı şekilde ikamet ediyor. Kadınlar ve erkekler zorlu koşullar altında yaşıyor. Bunların yüzde 90’ından fazlası, sağlık sigortasından yararlanamıyor, ekonomik ve toplumsal haklardan mustaripler" dedi.

Kasvetli bir insani durum

Prof. Dr. Hatice bin Hüseyin, "Göç akışının arkasında temel bir ekonomik neden var. Göçmenlerin Tunus’a gelişi, bu ülkeyi Avrupa ülkelerine göç için bir hazırlık alanına dönüştürme amaçlıydı. Ancak birçoğu Tunus’a yerleşti. Tunusluların ellerindeki statüleri, Cezayir ve Libya sınırları aracılığıyla yasadışı yollarla Tunus’a getirilen bazı vatandaşların katılımıyla bir kaçakçılık alanına dönüştü. Bugün, Tunus’taki sorun, özellikle kadınlar ev yardımcıları, erkekler de inşaat, restoran işlerinde ve marjinal mesleklerde erkekler olarak çalıştıkları için, bunların nasıl ele alındığı ve onlarla nasıl başa çıkılacağıla ilgili. Herhangi bir sağlık veya sosyal güvenceye sahip değiller ve resmi ikamet kartı alma hakları yok" açıklamasında bulundu. Bin Hüseyin, bu göçmenlerin büyük bir sömürü olduğunu söylerken, yasal ikamet, çalışma ve sağlık sigortası haklarını garanti altına alacak mekanizmaların ortaya koyulması gerektiğini vurguladı.

Fildişi Sahili’nden Tunus’a göç eden Ouattara Hamidou, korku bariyerini kırarak, 2 buçuk yıl önce Tunus’a geldiğini ve bir apartmanda güvenlik olarak çalıştığını belirtti. Ülkede yasadışı şekilde kaldığını ve koşullarının oldukça zor olduğunu ifade eden Hamidou, durumu düzeltmeye çalıştığını söyleyerek, "Ama bu neredeyse imkansız. Çok paraya ihtiyacımız var" dedi. Göçmen, binlerce vatandaşının aynı koşullarda yaşadığını kaydederken, bunların inşaatlardan restoranlarda çalışmaya ve araba yıkamaya kadar çeşitli mesleklerde çalıştıklarına dikkati çekti. Hamidou, kadınların ise şirketlerde temizlikçi veya ev yardımcıları olarak çalıştığını ifade etti.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/169131

DAHA FAZLA HABER OKU