Irak borçlanma yasası, Kürtlerle Şiirler arasındaki uçurumu genişletiyor

Baas'ın 1968'de iktidara gelmesinden önce bile ortaya çıkan Kürt muhalefeti, Saddam Hüseyin rejimini devirmek için rejime muhalif olarak sınıflandırılan Şii partilerle ittifak kurdu

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih / Fotoğraf: AFP

 

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, mali açık finansmanı yasasının, parlamento tarafından Kürtlerin oylama oturumunu boykot etmesi nedeniyle ulusal bir uzlaşı olmaksızın kabul edilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesut Barzani ise, Şiiler ve Sünnilerin bu yasayı Kürtlere karşı bir bıçak olarak yürürlüğe koyduğunu ifade etti.

Bağdat'taki siyasi gözlemciler, Kürtlerin yokluğunda yasayı yürürlüğe koymanın düşmanca olduğunu söylerken, bu durumun 2003 yılında eski rejimin çöküşünden önce ve sonra çeşitli tarihsel aşamalardan geçen Arap- Kürt ilişkileri bağlamında tehlikeli olduğunu dile getirdi. Özellikle de 1968- 2003 yıllarındaki Saddam Hüseyin rejimi başta olmak üzere eski rejimlerde Bağdat- Erbil arasındaki ilişki, genellikle Bağdat'taki merkezi hükümet tarafından empoze edilen tek taraflı bir vizyona dayanıyordu. Bu çerçevede bölgede veya başkent Bağdat'ta olsun bu kurumların başına rejime sadık isimler atanarak, Kürt olduğu varsayılan kuruluşlar da kontrol ediliyordu.

Baas'ın 1968'de iktidara gelmesinden önce bile ortaya çıkan Kürt muhalefeti, Saddam Hüseyin rejimini devirmek için rejime muhalif olarak sınıflandırılan Şii partilerle ittifak kurdu. Nitekim Kürtler ve Şiiler arasındaki bu ittifak tarihi bir ittifak olarak görüldü. ABD işgalinden sonra eski rejime karşı muhalefet zamanında azınlık olan Sünni Araplar pahasına Şii- Kürt ittifakı güçlendirildi. Bu ittifak, kendilerini yeni rejime veya ABD işgaline muhalif olarak nitelendirdi. Bu durum, Şii- Kürt mutabakatıyla kalıcı bir Irak anayasasının (2005'te büyük çoğunluğu Şii Kürt olmak üzere yüzde 80 oy aldı) üretilmesine ve Sünni Arapların zayıf bir temsiline neden oldu. Ancak Irak siyaset sahnesinin ana aktörleri (Şiiler ve Kürtler) arasında yer alan otoritenin balayı, her iki tarafın iradesi ile tasarlanan anayasanın kendisinden başlayarak, sahada sorunlar ve zorluklar başlayana kadar birkaç yıl sürdü.

Siyasi sürecin yönetimi, ortaklık ve uzlaşma olmak üzere iki muğlak kavram üzerinden ilerlerken, art arda parlamento oturumları ve ürettiği hükümetlerle birlikte iki taraf arasındaki uçurum genişlemeye başladı. Siyasi pazarlık, her 4 yılda bir parlamento seçimleri aracılığıyla öne çıkmasına rağmen Kürtler, ‘terazi dengesini' temsil etmeye devam ediyor. Ancak bu denge, Kürtler bir müddet parlamento oturumlarını veya siyasi sahneyi boykot ederken, geçen yıllarda bir kez Şii ya da birçok kez Şii- Sünni oylarıyla sarsıldı. Ancak geçen perşembe günü yaşananlar, bu kez farklı görünüyordu. Zira Kürt muhalefetiyle mali açık finansmanı yasası, demokratik standartlara göre çoğunluk tarafından oylandığında Arap veya Kürt olduğuna bakılmaksızın, ilk defa Irak vatandaşlarının geçim kaynaklarını da kapsadı. Bu oylamadaki tehlike ise, Kürt lider Mesud Barzani'nin ‘Kürt halkının sırtında bir Şii-Sünni bıçağı' olarak gördüğü, milyonlarca Kürt çalışanı maaşlarından mahrum bırakacak olması oldu.

Barzani, güçlü bir dille yaptığı açıklamasında, "Büyük bir üzüntüyle, Irak parlamentosundaki Şii ve Sünni bileşenlerden siyasi partiler, bir kez daha Kürdistan halkının sırtına bıçak saplıyor. Onlar, Kürdistan bölgesine baskı yapmak için Kürdistan halkının bütçesini ve rızkını kart olarak kullanmaya başvurdular" dedi. Barzani, "Irak Temsilciler Meclisi'nin çıkardığı yasayı, yapılan ortaklık ve anlaşmalar dikkate alınmaksızın, siyasi bir belge, bölgeye yönelik bir baskı ve Kürdistan halkı için bir ceza olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ise yaptığı bir açıklamada, "Yasanın, özellikle siyasi eylemde olumsuz bir emsal teşkil edercesine, Kürt bileşeninden ulusal bir uzlaşı olmaksızın geçirilmiş olması üzücü" değerlendirmesinde bulundu. "Iraklı memurların maaş sorununun çözümü Kürdistan Bölgesi'nin memurların maaş sorunu çözülmeden eksik kalır" diyen Salih, ‘kendilerini bugün bulundukları yere getiren siyasi çatışmaların sonuçlarını, vatandaşların ve çalışanların omuzlarına yüklememe' gerekliliğine dikkati çekti.

KDP'nin Irak parlamentosundaki eski temsilcisi Macid Şankali, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Parlamentodaki mali açığı bu şekilde kapatacak bir yasanın onaylanması, Başbakan Mustafa el-Kazimi'nin hükümetine karşı bir darbe ve Bağdat hükümetinin bu yılın sonuna kadar çalışanların maaşlarını ödemek üzere bölgeye ayda 320 milyar dinar ödeyeceğini öngören, bölgeyle yapılan anlaşmalara saygısızlık oldu. Bundan sonra, bölgenin kazanımlarını ve 2021 bütçesi dahilindeki sorumluluklarını garanti altına alan kapsamlı bir diyalog olacak" değerlendirmesinde bulundu.

Ancak Kürdistan bölgesi parlamentosunda Değişim Hareketi Milletvekili Ali Hama Salih, "Yasa, ayda 750 milyar dinarı garanti ettiği için bölge açısından iyi bir fırsata sahip. Bölgesel hükümet, gelirin yarısı sınır geçişlerinden gelecek şekilde ayda 250 bin varil petrol teslim etmeyi taahhüt ederse bu, bölgeye ayda 320 milyar dinar ödemeyi öngören önceki anlaşmadan daha iyi" açıklamasında bulundu.

Öte yandan Kürdistan Bölgesi Reform ve Kalkınma Hareketi Koordinatörü Muhammed Bazyani, Temsilciler Meclisi ve federal hükümetin, alenen şekilde bölgenin Irak'tan bağımsızlığını istediğini belirtti. Facebook aracılığıyla açıklama yapan Bazyani, "Parlamento ve Irak hükümeti, bize alenen ‘Kürdistan bölgesini sorumluluklarımızdan çıkarmamızı ve bizden hiçbir şey istemediklerini' söylüyor" dedi.

Koordinatör, durumun, Kürt devleti kurma hayali kuranlar için olgun bir fırsat olmadığını dile getirdi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU