Kılıçdaroğlu: Kamulaştırırken el koymayacağız, değeri ödenecek

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bizden daha iyi yönetecek ikinci bir kadro yoktur"

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Kamu-özel işbirliği projelerinin devleti soyan projeler” olduğunu belirterek “Gidip de malına el koymayacağız. Makul bir kar koyacağız, karını vereceğiz, al maliyetini ben bunu kamulaştıracağız” dedi. Yaygın bir kamulaştırma düşünceleri olmadığını ifade eden CHP lideri, özel sektörün yatırım yapması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, CHP Ekonomi Masası Değerlendirme Toplantısı'nda değerlendirmelerde bulundu.

“Bizim en temel sorunumuz…”

Türkiye'yi en temel ve en büyük ekonomik krizden çıkaran kadroların CHP’de olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu “Bizim sorunumuz ne?” diye sordu ve şunları söyledi:

Onu da açık yüreklilikle ifade edeyim, CHP'nin sorunu yaratılmış olan bir algı 'Efendim CHP gelirse memleketi yönetir mi?' Hiç kimsenin endişesi olmasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bizden daha iyi yönetecek ikinci bir kadro yoktur. Bunu da gayet açık, gayet de net söylüyorum. İğneden ipliğe bu ülkede ne oluyorsa biliyoruz.

Dört aşamalı strateji

Ekonomi konusunda dört aşamalı bir strateji oluşturmanın zorunluluğuna vurgu yapan CHP lideri, şunları anlattı:

Bunun birinci aşaması şu, bu ülkede yaşayan herkes ister doğu, ister batı, güney, kuzey, Orta Anadolu ne olursa olsun hangi kimlikten hangi siyasi görüşten, hangi inançtan olursa olsun her vatandaşın önce ihtiyaç duyduğu bir şey var can ve mal güvenliği. Bunun altını özenle çiziyorum can ve mal güvenliği ne demektir, 'Ben rahatlıkta yatırım yapabilirim, rahatlıkta hükümete eleştirebilirim, rahatlıkta düşüncelerimi söyleyebilirim...' Bu ne demektir 'Ben bunu söylediğim zaman asla zarar görmeyeceksin' demektir. Böylece yatırımcı önünü görecek ve yatırım yapacak.

“Üreten Türkiye”

İkinci aşama olarak "Ürüten Türkiye" maddesini dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin her alanda üretmesi gerektiğini söyledi. Burada üniversitelerin önemine değinen Kılıçdaroğlu, "Üretmek her alanda, kültür alanında, sanat alanında, sanayide, tarımda... Türkiye'nin her alanda üretmesi lazım. Demokrasi ile bir üretimi seferberliği başlatmamız gerekiyor." ifade etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Güçlü sosyal devlet

Türkiye'nin kendi bölgesinde de kendi coğrafyasında da dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmak zorunda olduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, stratejilerinin üçüncü ayağını ise "güçlü bir sosyal devletin kesinlikle inşa edilmesi" olarak tanımladı. Buna herkesin katkı sağlaması gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, "Bu ne demektir? Türkiye'nin kendi içinde barışını sağlaması demektir." ifadesini kullandı. 

Sürdürülebilirlik

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Güçlü bir sosyal devlet inşa etmek zorundayız. Aile Destekleri Sigortası bu bağlamda, bizim yani CHP'nin önerdiği, Uluslararası Çalışma Örgütünün de kendi raporlarında yer alan ve Türkiye'de uygulanması halinde hiç kimsenin aç ve açıkta kalamayacağı bir düzendir. Bunu oluşturacağız, oluşturmak zorundayız. Can ve mal güvenliğini sağladık, demokrasiyi getirdik. Türkiye'de bir üretim hamlesi başlattık. Güçlü bir sosyal devlet inşa edeceğiz, gelir hakça paylaşılacak kişi başına gelir yükselecek, kimse gidip bir başkasına el avuç açmayacak. Sosyal devlet kendi vatandaşına sahip çıkacak, bunun sürdürülebilirliği ise dördüncü unsurdur. Demokrasi süratle gelişen bir kavram Demokrasiyi de büyüteceğiz. 'Kanun devleti' idi değil mi bir ara? Şimdi kanun devleti demiyoruz ne diyoruz? 'Hukuk devleti' diyoruz. Kanunun üstünde, vicdanı kanaati üstüne koyuyoruz bunu, kimsenin haksızlığa uğramamasını istiyoruz. Demek ki bunun sürdürülebilirliği önemli. Ekonomi süratle değişiyor, gelişiyor. Demek ki ne yapacağız? 5 yıllık planlar, 8 yıllık planlar, bunların hiçbir önemi yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en az 25 yıllık, 30 yıllık, 40 yıllık, 50 yıllık planlar yapması gerekiyor. Eğer insanoğlu tekerleği 1 milyon yılda bulmuşsa ve bugün her saniyede birden fazla buluş varsa Türkiye Cumhuriyeti bürokrasinin ve ona yön verecek olan siyaset kurumunun 50 yıllık 100 yıllık planları belirlemesi lazım.

“Bütçe açısından kara delik oluşturacak”

Kılıçdaroğlu, CHP'nin kamu-özel işbirliği projelerine ve elektrik dağıtım şirketlerine nasıl baktığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:

Kamu özel iş birliği projeleri devleti soyan projelerdir. Özel sektörün yatırım yapmasından yana hiçbir endişemiz yok. Özel sektörün dinamizminden hiçbir endişemiz yok ama maliyetini bilmediğimiz, kendilerine dolar endeksi garantilerin verildiği ve bütçe açısından bugün olmasa bile önümüzdeki en azından 2-3 yıl sonra büyük bir kara delik oluşturacağı bir yapıyı doğru kabul etmeyiz. Buna karşıya çıkan özel sektör var mıdır? Ülkesini düşünen, yatırım yapan, gelir elde eden, istihdam yaratan hiçbir özel sektör mensubunun buna karşı çıkacağına inanmıyorum. Çünkü ondan alacağım vergiyi 5 kişiye vereceğim. Yani yüz binlerce kişiden alacağım vergi 5 kişiye vereceğim. Bu adalet midir? Hayır.

“Al kardeşim maliyetini, karını da al…”

Kamulaştıracağız derken de şunu yapıyoruz, yani gidip de malına el koymayacağız. Bakacağız kaça mal ettiniz kardeşim sen bunu, yüze mal ettin. Makul bir kar koyacağız ne kadar kar, yüzde yirmi beş. Yüzde yirmi beşinde karını vereceğiz, diyeceğiz ki 'Al kardeşim maliyetini, karını da al ben bunu kamulaştırıyorum.' Yoldan geçerken eğer devlet bir para alacaksa o para doğrudan doğruya devletin geliri olacak, bir kişinin geliri olmayacak. Yaygın bir kamulaştırma öyle bir düşüncemiz yok tam tersine, özel sektörün yatırım yapması için planlı, planlı, programlı, öngörülebilir, sağlıklı tutarlı ihracata dönük yatırım yapması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Elektrik altyapısı projeleri ile ilgili olarak şu anda herhangi bir özelleştirme düşüncemiz yok ama dediğim gibi ekonomiye zarar veren, kaynakların haksız yere belli bir kişiye, çok sınırlı bir kişi aktarılmasını öngören düzenlemeleri kabul etmiyoruz.

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU