ABD, Yunanistan'ın kuzeyinde Rusya ve Çin’e karşı enerji duvarı inşa ediyor

Amerikalılar, Aleksandrapoli üzerinden Karadeniz ve Kafkasya’yla İstanbul Boğazı'na alternatif bir rota için altyapı oluşturuyor

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Yunanistan Kalkınma ve Yatırım Bakanı Adonis Georgiadis, 28 Eylül'de Selanik'te bir araya geldi (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, önceki ay Yunanistan'a yaptığı ziyaret kapsamında kuzeydeki liman kenti Selanik'te yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın kuzeyinin Amerika'nın jeopolitik enerji planlarında oynadığı kritik rolün altını çizerek, "Enerji cephesiyle ve limanlarla ilgili iyi haberler var. Selanik ve bölge halkı için hayatı daha iyi hale getirebilecek her türlü şey var” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu planlardan bazıları neler? Özellikle dijital teknoloji alanında daha fazla Amerikan yatırımı gerçekleştirmek ve Amerikan doğalgazını kuzey Yunan kıyısı üzerinden Balkanlar ve Orta Avrupa'ya kanalize ederek Avrupa'yı Rus enerjisinden uzaklaştırmak amacıyla Aleksandrapoli (Dedeağaç) ve Kavala limanlarını harekete geçirmek.

Amerikalılar, Rusya'nın etkisinin Akdeniz'e ilerlemesini ve aynı zamanda Çin'in Yunanistan'ın kuzey sahilinde kurulan bağlantılar yoluyla Balkanlar'a ve daha kuzeye uzanmasını durdurmak amacıyla, Haemus Yarımadası’nın kıyı cephesi boyunca merkezinde Selanik’in olduğu ve Aleksandrapoli’nin üs olarak kullanıldığı jeopolitik yatırımlardan oluşan bir duvar inşa ediyor.

Amerikalılar aynı zamanda, Aleksandrapoli üzerinden Karadeniz ve Kafkasya’yla İstanbul Boğazı'na alternatif bir rota için altyapı oluşturarak deniz ve asker taşımacılığının bölgedeki görünümünü dönüştürüyor.

Pfizer, Cisco ve Deloitte tarafından gerçekleştirilen üç büyük Amerikan yatırımı Selanik'te hâlihazırda kök salmış durumda. Pompeo, gerçekleştirildiği takdirde şehri Balkanlar için önemli bir dijital ve teknolojik merkeze dönüştürecek daha fazla yatırım vaat ediyor. Sonuçta bölge yıllardır yatırım çağrısı yapıyor. Diğer isimleri yanı sıra eski Belediye Başkanı Yiannis Boutaris de, Amerikalı yetkililerin şehirdeki Rus sermayesinin varlığıyla ilgili şikayetlerine şöyle yanıt verdi:

Ruslar para getiriyor, 1960'ların ortalarındaki Esso Pappas döneminden beri tek bir dolar bile yatırım yapmadınız.

Bununla birlikte, Rusya’yla rekabet söz konusu olduğunda, her şey kuzey Yunanistan'ı limanları aracılığıyla uluslararası enerji ağlarına bağlamakla ilgili. Pompeo bunu açıkça ifade etti:

Başkan Trump'ın politikası, tüm Avrupa için Rusya ve Gazprom'a bağımlı olmak yerine çeşitli enerji kaynaklarına sahip olma kapasitesini artırmak. Bu iyi değil, güvenli değil, güvencesi yok, risk yaratıyor ve açıkçası insanlara evlerini ısıtmak ve diğer enerji yöntemlerini kullanmak için daha fazla paraya mal oluyor.

ABD, Aleksandrapoli ve muhtemelen Kavala limanlarına yaptığı yatırımların bu amacına hizmet edeceğini umuyor. Amerikalılar Aleksandrapoli’ye olan alakalarını gizlemediler. Büyükelçi Geoffrey Pyatt, Amerika'nın Rus sermayesinin Selanik limanında olduğu gibi buraya da nüfuz etmesine izin vermeyeceğini belirterek ne Aleksandrapoli’nin ne de Kavala'nın“yanlış ellere” düşmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Nitekim Selanik limanına yaptığı bir ziyarette Kavala'ya ve Aleksandrapoli’ye ilgi olup olmadığı sorulduğunda, adını vermek istemeyen bir Amerikalı diplomat, “Ayakkabı mağazasına girip sadece doğru ayakkabıyı almazsınız" cevabını verdi.

Amerika’nın planına göre LNG, Aleksandrapoli’ye buz blokları şeklinde ulaşacak, burada tekrar gaza dönüştürülecek ve daha sonra Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı'na (TAP) pompalanacak. Sonra da Komotini’de (Gümülcine) IGB boru hattıyla Bulgaristan'a ve Avrupa'nın kalbine aktarılacak.

Kavala söz konusu olduğunda, Amerikalılar Avrupa'ya gitmeden önce LNG'yi depolamak için bir yer altı tesisinin işletilmesini de öngörüyor.
 


Bölgedeki enerjiyle alakalı gelişmeler konusunda bilgi sahibi olan ve adının anılmasını istemeyen bir kaynak, Kathimerini'ye şunları söyledi:

Amerikalıların Kavala limanını istemesinin bir başka nedeni daha var: böylece başka hiç kimse, yani Ruslar veya Çinliler onu alamaz.

Her şey planlandığı gibi giderse, şu anda doğalgaz ve petrolünün yüzde 25'inin Rusya’dan geldiği (Rusya elbette ki bu bağımlılığı jeopolitik güç oyunlarında önemli bir silah olarak kullanıyor) Yunanistan'ın kuzey kıyıları Amerikan doğalgazının Avrupa'ya açılan güney kapısı olacak.

Enerji gücü

Britanyalı jeopolitika analisti Tim Marshall "Prisoners of Geography” (Coğrafya Mahkumları) adlı kitabında "Rusya’yla ilişkileriniz ne kadar iyi olursa enerji için o kadar az ödeme yaparsınız... Bu politika o kadar agresif bir şekilde uygulandı ve Rusya, Avrupa'nın enerji ihtiyacı üzerinde o kadar güçlü bir etkiye sahip ki etkisini köreltecek hamleler hazırlık aşamasında" diye yazıyor.

Rusya'nın Avrupa üzerindeki bu enerji "gücü", ABD'nin kendi doğalgazını piyasaya pompalayarak ve Rus gazını Batı'ya taşıyan iki boru hattının daha inşasını engelleyerek gevşetmeye ve nihayetinde kendi lehine kırmaya çalıştığı şey. Söz konusu iki boru hattı, Baltıklar üzerinden Almanya'ya ulaşan Kuzey Akımı 2 ve şimdi Balkanlar ve Orta Avrupa'ya ulaşacak TürkAkım. Her iki projenin de Karadeniz'den Akdeniz'e Rus petrolünü getirmesi planlanan Burgaz- Aleksandrapoli boru hattıyla ya da Rus gazını Balkanlar’a ve ötesine taşıyacak Güney Akımı’yla aynı kaderi paylaşması pek olası değil.

Plana göre, bol miktarda Amerikan doğalgazı sıvılaştırılmış biçimde Avrupa'nın göbeğine giden boru hatlarına bağlanan Polonya ve Litvanya'da terminal istasyonlarının kurulacağı Avrupa kıyılarına tankerlerle taşınacak. Yunanistan, bu iddialı enerji planına Aleksandrapoli’deki Güneydoğu Avrupa terminali ve Azeri gazını Batı'ya getiren mevcut TAP aracılığıyla bağlanıyor.

Bu bağlar, Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı'nı geçmek zorunda kalmadan Karadeniz ve Kafkasya'da jeostratejik açıdan hassas bölgelere askeri kuvvet ve malzeme geçişi için Aleksandrapoli’deki limanın kullanılmasıyla daha da güçlendirilir.

ABD Dışişleri Bakanı’nın Yunanistan'ın kuzeyine yaptığı ziyaret, jeopolitik olarak hassas bu bölgeye yönelik önemli ilginin altını çizmeyi ve bunu çok geniş bir çerçevede ifade etmeyi amaçlıyordu.

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

ekathimerini.com

Independent Türkçe için çeviren: Ahmet Sait Akçay

DAHA FAZLA HABER OKU