Parti yönetimini Alaattin Çakıcı'ya sessiz kalmakla suçlayan CHP'li Cihaner'den Kılıçdaroğlu'na: Kapıcılarla ilgili rapor yayınlamak sizi solcu yapmaz

Böke ile yolları neden ayrıldı? CHP'nin ittifak politikasını yanlış mı buluyor? İnce ve Sarıgül, hakkında ne düşünüyor? CHP'li belediyeleri neden eleştiriyor? Yeni bütçe sonrası için neden kaygılı? İlhan Cihaner, merak edilen birçok soruyu yanıtladı

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ile organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla uzun yıllar cezaevinde kaldıktan sonra infaz düzenlemesi ile serbest kalan Alattin Çakıcı'nın buluşması kamuoyunda şaşkınlık yarattı.

Fotoğrafları sosyal medyada yer alan buluşmanın ardından gözler CHP'den gelecek tepkilere dönerken CHP yönetimi ve milletvekilleri genel olarak sessiz kalmayı seçti.

CHP bünyesinde Gürkan'la ilgili inceleme başlatıldığı iddia edilse bile bu konuda herhangi resmi bir açıklama da olmadı.

Gürkan da şu ana kadar buluşmaya dair açıklama yapmazken, Çakıcı yaptığı açıklamada Gürkan ile eski dost olduklarını öne sürerek, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan eleştiriler yöneltti.

CHP'den belki de yegane tek tepki ise başını İlhan Cihaner, Ali Şeker, Murat Akbaş, Necati Yılmaz gibi isimlerin çektiği ve partinin daha sol çizgide siyaset yapmasını savunan "Gelecek İçin Biz" oluşumundan geldi.

Oluşum adına yapılan açıklamada parti yönetiminin buluşmaya dair sessizliği eleştirildi.

Söz konusu gelişmenin ardından Gelecek İçin Biz Oluşumu'nun önde gelen ismi CHP 24. ve 26. dönem milletvekili hukukçu İlhan Cihaner'e sorularımızı yönelttik.

Cihaner, son kurultayda Kılıçdaroğlu'nun karşısına aday olarak çıkmış ancak seçime katılması için yeterli delege sayısına ulaşamadığı için  başkanlık seçimine katılamamıştı.

Cihaner, yaptığı açıklamada kendisine destek sözü veren delegelerin bir kısmının parti yönetiminden gelen baskılarla caydırıldığını öne sürmüştü.

çakıcı.jpg
Çakıcı ile CHP'li Recep Gürkan'ın buluşması kamuoyunda tartışma yarattı / Fotoğraf: Twitter

 

"Daha vahimi Çakıcı'nın açıklamasına tepki verilmemiş olmasıdır"

Cihaner ile zoom aracılığıyla yaptığımız görüşmede ilk sorumuz açıklamalarının ardından gerek Gürkan ve gerekse parti yönetiminden kendilerine bir bilgilendirme yapılıp yapılmadığı oldu.

Bizim açıklamamız sonrasında parti çevrelerinden ya da Sayın Gürkan'dan bize dönük bir açıklama olmadı. Buna benzer birçok benzer şeyler gerçekleşiyor. Bu açıklama bir birikimin sonucuydu. Zaten bizim yaptığımız açıklamanın ne kadar haklı olduğunu sonrasında Çakıcı'nın yaptığı açıklama da göstermiştir. Çakıcı, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'na ve CHP'nin değerlerine hakaret etmiştir. Tutumunu mevcut iktidardan yana politik bir tutum olarak ortaya koymuştur. Biz burada siyaset yapıyoruz. Bizim karşı çıkışımız tam anlamıyla siyasi bir eleştiriydi. CHP'nin siyasi değerleri vardır. Bu kadar amorflaştırırsanız, şekilsizleştirirseniz , siyasetsizleştirirseniz o değerlerin savunucusu olmaktan çıkıp tam tersine mücadele ettiğinizi iddia ettiğiniz değerlerin kendi içinizde zemin bulmasına neden olan bir hatta oturur parti. O nedenle eleştirimizi ortaya koyduk. Tekrar vurgulamak istiyorum o ziyaretten daha vahimi Çakıcı'nın yaptığı o açıklamaya partiden bir tepki verilmemiş olmasıdır. Halen Türkiye'de siyaset diye bir olgudan bahsediyorsak bu tarz durumlar siyasi zeminde ele alınması gerekiyor. O açıklamamızda dediğimiz gibi bu tarz krizler olduğunda parti yönetiminin bunu halı altına sürmek gibi ya da başka tarafa bakarak görmezden gelmek gibi bir yaklaşımı oluyor. Bizim de temel eleştirimiz buydu.

"Gürkan, hakkında inceleme yapıldığı kanaatinde değilim"

Cihaner, Gürkan hakkında iddia edildiği gibi başlatılan bir inceleme olmadığını iddia ederek, "İnceleme dediğiniz şey disiplin kuruluna verilir, disiplin değerlendirmesi yapılır, inceleme odur" dedikten sonra eleştirilerini şu şekilde sürdürdü:

erdoğan.jpg
Cihaner, CHP yönetiminin politikalarını iktidarın tavrına göre belirlediğini iddia etti / Fotoğraf: AA

 

"İktidar savaş dediğinde savaş, barış dediğinde barış diyeceksiniz bu olmaz"

Laiklikle ilgili bir takım kritik mevzular olduğunda sesinizi çıkarmayacaksınız. İktidar her bayrağı havaya kaldırdığında hemen iktidarın etrafına gideceksiniz ona doğru soldan bir eleştiri koymayacaksınız. İktidar savaş dediğinde savaş, barış dediğinde barış diyeceksiniz bu olmaz. Siyaset dediğimiz şey hele hele sol, sosyal demokrat, Atatürkçü siyaset en zor zamanlarda doğruların mücadelesini vermeyi gerektirir ki tabanınız da o değerlerin uğruna mücadele olacak değerler olduğunu bilsin. Ama böyle halı altına süpürdükçe bunlar normalleştiriliyor. Bir müddet sonra çok daha ileri adımlar atılacaktır

selin.jpg
Selin Sayek Böke / Fotoğraf: AA

 

"Böke, partiyi dönüştürecek dinamiğin olmadığını söyleyerek ayrılmış oldu"

Cihaner ile birlikte Gelecek İçin Biz Oluşumu'nun içinde olan ve CHP'nin genel siyasetine yönelik eleştirilerde bulunan CHP Milletvekili Selin Sayek Böke, son kurultayın ardından Kılıçdaroğlu tarafından parti yönetimine alınarak genel sekreterliğe atanmıştı.

Böke'nin Gelecek İçin Biz Oluşumu'ndan ayrılıp ayrılmadığını sorduğumuz Cihaner, bu soruya şöyle bir cevap verdi:

Sayın Böke böyle bir süreç içerisinde partiye dönük eleştirilerin çok işlevsel olmadığını, partiyi dönüştürecek bir dinamiğin de olmadığını söyleyerek gelecek için bizin pratiğinden ayrılmış oldu öyle diyelim çok fazla derinleştirmeye de gerek yok.

Cihaner, "Herhangi bir kırgınlığınız söz konusu mu?" sorusunu da  "Bunlar çok detay kalıyor" diyerek cevapladı.

kemal.jpg
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu / Fotoğraf: AA

 

"Sol olma iddiasından epeydir istifa etmiş durumda mevcut yönetim"

Cihaner, Kılıçdaroğlu yönetimini sola uzak durmaya çalışmakla eleştiriyor.

"Hala 1789'un sağ sol kavramlarından yola çıkarak 21.yüzyılın dünyasını inşa edemezsiniz" diyen Kılıçdaroğlu ise bir açıklamasında sol siyaset yapmadıkları eleştirilerine toplumun ezilen kesimleriyle sürekli bir araya geldiklerini, örneğin apartman görevlilerinin sorunlarını ilk kez kendilerinin dile getirdiğini söyleyerek cevap vermişti..

Cihaner, "Siz bu çalışmaları sol politika açısından yetersiz mi buluyorsunuz? Sizce sol politika nasıl olmalı? sorusuna yetersiz bulduğunu söyleyerek cevaplamaya başladı.

Cihaner, CHP yönetimini "Milli Birlik" "Milli Politika" gibi kavramlar adına iktidarın yanlış politikalarına ses çıkarmamakla hatta destek olmakla eleştirdi.

Siz savaş harcamalarını eleştirmiyorsunuz. Barış politikasını savunmuyorsunuz. Türkiye'de operasyonlara ne kadar para harcandığı bile sorulmuyor. Kim soracak? Parlamento soracak. Ama ne zaman dış çatışma olsa, AKP'nin dış politikada hep fiyaskoyla sonuçlanan politikaların arkasında durarak aslında o iktidarı yeniden üretmiş oluyoruz. Bu anlamda gidip kapıcıların sorunlarıyla ilgili bir rapor yayınlamak sizi solcu yapmaz. Zaten sol olma iddiasından epeydir istifa etmiş durumda mevcut yönetim.

aparmangörevlileri.jpg
Cihaner, sol siyaseti izlemeden kapıcıların da sorunlarının çözülemeyeceğini öne sürdü / Fotoğraf: AA

 

"Bizimkilerin yere göğe koyamadığı bazı figürlerin geçmişte yaptığı açıklamaları duyuyoruz"

CHP, bir süreden beri iktidar ile polemiklerden kaçınmaya çalışıyor. Bunun gerekçesi de kimi parti yöneticilerince polemik veya sert çıkışların iktidarın taraftarlarını konsedile etmeye yaradığı iddiasıyla açıklanıyor.

Cihaner'in bu söyleme de itirazı var.

Polemiğe girmeyelim orayı konsedile eden yaklaşım neredeyse 10 yıla damga vuran bir yaklaşım. Ve her şeyden önce test edilmiş bir yaklaşım. Ama bizim oyumuzu dramatik bir şekilde artırmış değil.  Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda oyumuzun sabit kaldığını ve iktidardan kaçan oyların CHP'ye gelmediğini görüyoruz. İktidarın oy kaybettiğine inanıyorsak aynı araştırmaların CHP'ye dair tespitlerine de güvenmemiz gerekiyor. İlk sıradaki rakamlara inanıp ikinci sıradaki rakamlara inanmamak çok mantıklı olmayacaktır. Bu test edilmiş bir yaklaşımdır. Dolayısıyla başarıya ulaşamamış bir yaklaşımdır. Bunu bir kere sorun olarak görmesi gerekir partinin. Maalesef bu konuda cesaretle bununla yüzleşilmediğini görüyoruz. Tam tersi önümüzdeki dönemde belki de CHP'nin mücadele ettiği değerlerin karşısına dikilecek siyasi figürleri, siyasi aktörleri var etmeyi, onları büyütmeye çalışıyor yaptıklarıyla yapmadıklarıyla. Geçenlerde İyi partili bir yönetici "İktidar olduktan sonra  birincil hedefimiz CHP'yle mücadele etmek olacaktır" diye bir açıklama yaptı.  Şimdilerde bizimkilerin yere göğe koyamadığı bazı figürlerin geçmişte yaptığı açıklamaları duyuyoruz. Dolayısıyla CHP'nin kendine güvenen cesur sol bir siyaset için adımlar atması lazım.

milletittifakı.jpg
Cihaner, CHP'nin ittifakı sürdürmek adına kendi ilkelerinden taviz verdiğini öne sürdü / Fotoğraf: AA

 

"İttifak kaygısıyla hareket ederseniz değerlerinizi savunamaz hale gelirsiniz"

Cihaner, özellikle Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı'nı bir arada tutmak için gösterdiği hassasiyeti bu aşamada gereksiz görmekte.

Gelecek İçin Biz olarak temel eleştirimiz ortada güncel bir seçim yokken sürekli ittifak kaygısı ile politik tutumun alınması. Üstelik ittifak içinde olduğunu iddia ettiğiniz diğer partilerin hiç de öyle davranmadığı ortadayken. Örneğin artık ittifaka dahil olduğu görülen Davutoğlu, televizyona çıkarak "Siz ne diyorsunuz benim hayatım CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti" diyebiliyorken, ya da İyi Partili birisi "Bizim hedefimiz tek başına iktidardır" deyip kendi örgütlenmesini büyütmeye çalışıyorken, siz ortada seçim yokken bir ittifak politikası yaparsınız, bir İyi Parti'yi küstürmeyelim, bir  hayalet ortağımız HDP'yi küstürmeyelim, aman oradan da Saadet Partisi'ni kırmayalım, aman  oradan Nurcuları küstürmeyelim falan gibi politikalar yaparsanız bunun adı politikasızlık olur. Giderek ilkesizlik olur, giderek inandırıcılığınızı yitirirsiniz ve bir alternatif olamazsınız. Bu kadar belirsiz siyaset yapılmaz. Güncel bir seçim yokken ittifak kaygısıyla hareket ederseniz kendi değerlerinizi savunamaz hale gelirsiniz. Tam olarak yaşadığımız bu. Güncel bir seçim zamanı ittifak tartışılır.

memlekethareketi.jpg
Muharrem İnce / Fotoğraf: AA

 

"İnce ve Sarıgül'ün hareketlerinin başarıya ulaşacağına inanmıyorum"

Cihaner'e Muharrem İnce tarafından başlatılan Memleket Hareketi ve Mustafa Sarıgül tarafından kurulacağı iddia edilen partiyi de sorduk.

Cihaner, "Her iki hareketin de başarıya ulaşacağı kanaatinde değilim" dedikten sonra gerekçesini şöyle açıkladı:

Çünkü politik iddiaları yok. Tam tersi siyasetsiz bir merkez ortaya koyuyorlar. İşte liyakat olacak diyorlar. Daha duymadım Sarıgül, ne diyor? Her iki yapının da Millet İttifakı içerisinde kalacağına dair izlenimler var. Sarıgül'e dair farklı şeyler de söyleniyor. Dolayısıyla başarıya ulaşacakların sanmıyorum ya da toplumdaki siyasi tıkanıklıkta, rahatsızlıkta herhangi bir yere oturmadıklarını düşünüyorum. Örneğin Sayın İnce,  "Politikaya bulaşmamış isimlerden bir hareket kurmaktan bahsediyor. Bir parti kurup da politikaya bulaşmamış kişiler dediklerinde tam  siyasetsizlik dediğimiz, kişiye, yanlış bir liyakat anlayışına indirgenmiş yapıya bürünmüş olur. Ama toplumda öyle bir arayış var ki bu arayış ana akım siyasette kendilerinin temsil edilmediğini düşünen kişileri masada tutar ama Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretir mi emin değilim.

"Yeni bütçeyle toplumsal huzursuzlukların artacağına dair kaygım var"

Cihaner'e erken seçim bekleyip beklemediğini sorduk.

Cihaner, ne Meclis'in ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçim kararı almasının zor olduğu görüşünde.

Ancak yine de koşulların bir erken seçimi zorlayabileceğini iddia ederek bununla ilgili bir kaygısını şöyle dile getirdi:

Türkiye büyük bir ekonomik yıkımı yaşıyor. Belki de bunun sokağa yansımasını pandemi  ve polis koşulları biraz bastırıyor. Önümüzdeki dönemde yeni bütçeyle birlikte belediyelerin ve dayanışma ekonomisinin bastırdığı toplumsal huzursuzlukların artacağı gibi bir kaygım var benim. Çünkü o tarz bir kontrol edilemeyecek kaygının ve toplumsal hareketin genellikle hayırlı sonuçlara yol açmadığı, böyle riskler barındırdığı dünya tarihinde çok görülmüş. Yaygın gösteriler, grevler olur da bu iktidarı zorlarsa ancak o zaman bir şey olabilir ama bunların hepsi birkaç ay içinde şekillenecek. Bunların hangisinin neye yol açacağına iktiarın cüretiyle ana akım muhalefetin yapacakları ve yapmayacakları şeyler belirleyecek. Umarım ki Türkiye'ye maliyeti en az bir şekilde bu iktidar değişimi tamamlanır. Ama kaygım da yok değil.

chplibelediyeler.jpg
Cihaner, CHP'li belediyelere yönelik de bir eleştirisi var / Fotoğraf: AA

 

"Üzerinde Fethullahçılık gölgesi ya da AKP prensi olan kişilerin getirilmesi kabul edilemez"

Pandemi döneminde CHP'li belediyelerin iyi işler ortaya çıkardığını söyleyen Cihaner'in buna karşın bir de eleştirisi var.

Ama üç beş konuda hem tabanın hem benim rahatsızlığım var. Birincisi kadro ve yönetim biçimleri. Kadro konusunda çok fazla şikayet geliyor bana da. CHP'nin önemli belediyelerinde önemli koltuklara üzerinde Fethullahçılık gölgesi olan ya da AKP prensi olan ya da Türkiye'nin bugünkü yıkımından sorumlu olan kişilerin, sermaye temsilcilerinin getirilmesi kabul edilemez. Hele hele düne kadar bu partinin değerlerine hakaret edenleri siz tekrar oraya getirip koyamazsınız. Bu nedenle bu kadro konusunda çok önemli sorunlar olduğunu düşünüyorum. Bu tabanda da rahatsızlık yaratıyor. Kastım şu değil. Tabii ki belediyede çalışan emekçilerin işine aşına göz dikilemez. Tam tersine onlar kazanılır. Ama yönetim kademelerine sizin damganızı vuracak adamları getirmezseniz o zaman "Bu belediye seçimleri niye kazanıldı?  Aynı adamlar yönetecekse" denir. Genel seçimleri almak için bir fırsat olan bu sonuçlar bir bakmışsınız tam tersi felakete dönmüş. Dolayısıyla sosyal belediye pratiğinin yaşanması lazım.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU