Irak'taki ekim gösterilerini kim durdurdu?

Aktivistlerden biri, olayların geçtiğimiz yılki trajedilere dönüşmesinin eşiğinden dönüldüğüne dikkat çekti

Protestocular Tahrir Meydanı'ndan çekilmelerinin taktik olduğunu söylüyor / Fotoğraf: Reuters

Iraklı protestocular aniden Bağdat'ın kalbi Rusafa'daki Tahrir Meydanı'ndan çekildiler. Altında durdukları Özgürlük Anıtı'na gölgelerini bırakıp ortamı terk ettiler. Halk hareketinin önderliğindeki arkadaşları, kendilerine karşı kurulan komployu bozmak için protesto faaliyetlerini geçici olarak olsa bile durdurmaları gerektiğine ikna ettikten sonra meşhur Jawad Saleem (Cevad Selim) heykeline ani bir şekilde veda ettiler.

Katliamı önlemek için taktiksel geri çekilme

Durumu yakından takip eden kaynaklar, Bağdat'tan Basra'ya ve merkez valiliklere kadar binlerce Iraklı gencin katıldığı ikinci protesto dalgasının tarihi olan 25 Ekim'den aylar önce eğitilen devlete bağlı 'üç tugayın' gösterileri dağıtmak için hareket etme olasılığını doğruladı.

Halk Hareketi liderliğinin bir üyesi olan Avukat Ali Kamil, "Başbakan'a yakın kaynaklardan, devlete bağlı üç silahlı tugayın göstericileri hedef almak ve onlarla hükümet arasında şiddetli ve çok sayıda kayıp ve yaralanmaya neden olacak bir çatışma için hazırlandığını öğrendik. Bu yüzden protestoları taktiksel olarak durdurduk ve yaklaşan seçimleri tamamlamak için hükümete yeterli zaman vermek istedik. Hareketin Bağdat ve diğer illerdeki yönetimi aracılığıyla yüzlerce genç protestocuyu olup bitenler ve onları çevreleyen gerçeklikle ilgili bir katliam olasılığına ikna etmek için olağanüstü çaba gösterdik. Gözetleme kameraları aracılığıyla, meydanlara dağılmış casus gruplar gözlemledik. Uzmanlar bize resimlerini ve konumlarını verirken, olayı kutlamak için kendiliğinden yola çıkan göstericilerden farklı olarak 'örtüler' taktıklarını tespit ettik. Ayrıca bu kişilerin geçtiğimiz yıl Ekim ayında öldürülen protestocuların katillerinin ortaya çıkarılmasını talep eden, adil ve özgür seçimler gerçekleştirilmesi için sloganlar attıklarını da fark ettik" şeklinde konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Silahlı casuslar

Irak Başbakanlığındaki kaynaklar, göstericileri korumak ve onlara yönelik saldırıları önlemek için görevlendirilen güvenlik güçlerinin hedef alındığını açıkladı. Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Başbakan Mustafa el-Kazimi'nin verdiği katı talimatlara göre, göstericiler hiçbir koşulda veya gerekçeyle saldırıya uğramayacak veya hedef alınmayacak.

Aktivistlerden biri, olayların geçtiğimiz yılki trajedilere dönüşmesinin eşiğinden dönüldüğüne dikkat çekti. Aktivist, "Halk hareketi liderliği, olanların ciddiyetinin farkına varmasa, protestocuların arasına sızan 'casuslar' aynı sahnelerin tekrarlanmasına neden olacaktı. Protestolar duruldu. Casuslar tespit edildi ve protesto alanında tek başlarına bırakıldılar. Silahlı casuslar ile silahsız protestocular arasında orantısız bir çatışmayı önlemek için zaman kazanmak üzere taktiksel bir girişimde bulunuldu" ifadelerini kullandı.

Öte yandan Protesto Düzenleme Komitesi Üyesi Durgam Macid, "Mevcut hükümet ve güvenlik liderleri tarafından kullanılan yöntemler, bize göstericilerin Alevi bölgesinden Bağdat'taki el-Kerh'e doğru toplanmasını önlemek için verdikleri önceki vaatlerden bazılarını ihlal etti. Eski Başbakan Adil Abdulmehdi bile bize karşı bu tedbiri almadı. Ulaşım yollarını keserek Kerh'e erişim engellendi. Bu anayasaya ve hukuka aykırı. Dayak ve hakarete uğradım. Beni ve arkadaşlarımı toplantı merkezine ulaştıracak yol kapatıldı. Bu yüzden protesto merkezlerine ulaşmak için dolambaçlı yolları kullanmak zorunda kaldık" şeklinde konuştu.

Göstericiler ve güvenlik güçleri arasındaki anlaşmazlık

Bazıları, 'Bir vatan istiyoruz' sloganını taşıyan 'Ekim ayaklanmasının', protestocuları hedef alıp aralarını açıp sloganlarının içini boşaltarak ve liderleri arasında bölünmeye yol açarak iradesini kontrol altına alma ve parçalama çabaları sonucunda şu anda pek çok zorlukla karşı karşıya olduğuna düşünüyor. Ayrıca meydanlardan çekilmeyi reddeden bazı aktivistler, onlara karşı organize bir saldırı kampanyasıyla karşı karşıya kalacaklarına inanıyor.

Tişriniyyun (Ekimciler) hareketine bağlı bir aktivist olan Hüseyin el-Cemili, "Gösterileri durdurmadık. Örneğin Bağdat'taki Ebu Navas gibi yeni bölgelerde yeniden meydanlara çıkacağız. Protestoların durdurulması, varlıklarını tespit ettiğimiz göstericiler ve güvenlik güçleri arasında anlaşmazlık yaratmak isteyen casuslar ve çeteleri ortaya çıkarmak için taktiksel bir önlemden başka bir şey değildir. Yeni kurbanlar vermemek için örgütlendik. Meşru haklarımızı elde edene kadar gençliğimizin kanlarının dökülmesine izin vermeyeceğiz. Protestocuların katillerini ortaya çıkaracağız. Asıl hedefimiz bu" dedi. Cemili, "Gösterici saflarını ayıran halk hareketinin liderleri var. Ancak geçmiş deneyimlerimize dayanarak protestoyu yeniden şekillendireceğiz. Organizasyon ve güçlü halk iradesi ile daha önce yaşadığımız kaos halini aşacağız. Çünkü devlet ve iktidar partilerine karşı mücadele verdiğimizin farkındayız" şeklinde konuştu.

Sloganları birleştirmek için bir toplantı

Bir hafta önce ortak sloganlar belirlemek için Bağdat ve diğer illerdeki halk hareketine liderlik etmek için 100 aktivistin de dahil olduğu büyük bir toplantı yapıldı. Devlete bağlı milislerinin nüfuz etmesini engellemenin ve güvenlik güçleriyle çatışmayı sıfıra indirmenin yolları araştırıldı. Yüksek Hareket Komisyonu üyesi Avukat Ali Kamil, "Protestoların misyonunu ve seçimlere aktif katılımı netleştirmek için önemli ve gerekli bir toplantıydı. Kazımi'ye, önümüzdeki yıl Haziran ayının 6'sında yapılacak seçimler için yürütme prosedürlerini tamamlama fırsatı verildi. Gösterileri bozmak, hükümeti baskı altına almak, bizi zor durumda bırakmak ve yaklaşan seçimlerdeki görevimizi yerine getirme becerimizi sınırlamak için çalışan taraflar var" dedi.

Ancak barışçıl gösterilerin karşı karşıya olduğu kriz, kontrolü ve koruması zor birçok çıkış yeri olan Bağdat'ın Tahrir Meydanı'nda gerçekleştirilmelerinde yatıyor. Bu nedenle göstericiler, hükümet merkezinin bulunduğu Yeşil Bölge yakınlarındaki Kerh'te yeni bir yere gittiler. Ancak güvenlik güçleri ve liderleri, 'Tahrir'e geri dönmelerini ve içeri sızmalardan korumalarını talep etti. Bağdat'a yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaki Nasıriye'de ise durum farklıydı. Bu nedenle el-Habubi Meydanı milislerden ve partilerin karargahlarından boşaltıldı. Barışçıl oturma eylemine devam edilerek geçtiğimiz Ekim ayında öldürülen protestocuların katillerinin ortaya çıkarılması talebini sürdürdüler.

Protestoların kalitesi ve Mantık Testi

Öte yandan, istediklerini başardıklarına inandıkları için gösterilere devam etmenin bir anlamı olmadığını savunanlar var. Siyasi araştırmacı Abbas el-Ardavi, "Kendisinden önceki beş aday gibi Tahrir meydanında reddedilmeyen ve gösteriler sırasında kendi seçtiği adamlarla birçok çadırı ziyaret ederek onlara destek olan, el-Kazımi başkanlığında kurulan 'Tişriniye (Ekim) Hükümeti'nin protestoların amaçlarını tam anlamıyla yerine getirerek onların güvenini kazandı. Protestolar, Çin ile yapılmış olan anlaşmaları sona erdirdi. Çin ile yapılmış olan anlaşma taslağı ve ticari bağlantılar iptal edildi. Bu göstericiler sayesinde ulaşılan uluslararası bir hedefti. 25 Ekim, Ekim ayaklanmasının gerçek boyutunu ve yeni hükümetin etkisiyle sonuçların ortaya konulduğu gündür. Eylemlerin popüler boyutu ortaya çıkmıştır. Çünkü hükümet Irak halkını, kendisini desteklemek için seferber edemeyecek. Önemli platformları hükümeti destekleme konusunda zorlayamayacak. Gerçek protestocular, çeteler, bıçak taşıyıcılar, el bombası fırlatıcıları ve molotof kokteylleri önünde hedeflerini ifade etme konusunda kafası karışık durumda" şeklinde konuştu.

Protesto meydanlarından manzaralar

Son gösterileri gözlemleyenler şaşırtıcı ve mantıksız olan manzaralarla karşılaşıyor. Şöyle ki; aç çocukların, hepsi göçe zorlanmış fakirlerin ve çok sayıda işsizin eylem alanlarındaki çadırlarda yaşamanın bir yolunu bulmuş olmasıdır. Kamil "Bu kişilerin, farkındalığı olan ve toplumun anayasal ve yasal haklarının savunulmasını talep eden gerçek göstericilerle hiçbir alakası bulunmuyor. Protesto fikrini bozmak için kasıtlı olarak göz önüne çıkarılan kişiler" olduğunu belirtiyor.  Ancak, zaman zaman patlamalara tanık olan gösteri ve protestolar, Irak sahnesi için bir hareket kaynağı olmaya devam ediyor ve istenen değişimin gerçekleşmesi için hala umut ışığını oluşturuyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Abay

https://www.independentarabia.com/node/164271

DAHA FAZLA HABER OKU