Uzmanlar uyardı: Kovid-19 salgını kontrolden çıktı, rehavet zamanı değil

Vakaların iyileşen hasta sayısının üzerinde seyretmesi tehlikesine dikkati çeken hekimler, toplu aktivitelere yönelik kısıtlama ve yasakları olumlu buluyor. Uzmanlar, önlem alınmazsa sonbaharda salgının önünü almanın zorlaşacağını vurguluyor

Hekimler, toplu organizasyonların tamamının yasaklanması gerektiği görüşünde. Sonbaharda grip vakalarının da başlamasıyla sağlık personelinin yükünün daha da artacağı belirtiliyor / Fotoğraf: AP

Sağlık Bakanlığı tarafından rutin şekilde akşam saatinde açıklanan veriler, Kovid-19'un enfekte ettiği kişi sayısının iyileşenlerin önüne geçtiğini gösteriyor.

27 Ağustos verilerine göre vakalar bin 500'e yaklaşırken, sağlığına kavuşan sayısı bin civarında seyretti.

Yaşamını yitiren sağlık personeli sayısında da artış var.

Özellikle son günlerde makasın açılıyor olması, salgının kontrolden çıktığına ilişkin tartışmaları alevlendirdi.

Alanında uzman hekimler vakaların hızla artmasını ve salgının kontrol altında olup olmadığını yorumladı.

"Sağlık merkezlerinin yükü yeniden artmaya başladı"

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, salgının en başlarında, 'İyileşen sayısı ne zaman günlük vaka sayısını geçerse, o zaman salgın kontrol altında diyebiliriz ve normalleşme adımlarını planlayabiliriz' açıklamasında bulunduğunu hatırlattı.

Ceyhan, "Bir dönem vaka sayısı, iyileşen sayısından düşük seyretti ama son zamanlarda tam tersine döndü. Vaka sayıları, iyileşen sayısının üstünde. Bu sebeple de salgın, kontrol altında değil" dedi. 

Salgının kontrolden çıkmasının iki sonucu olduğuna değinen Prof. Dr. Ceyhan, öncelikle sağlık merkezlerinin yükünün yeniden artmaya başladığını söyledi.

"Vakalar en az 10 katı kadar"

Ceyhan, salgının bir diğer sonucunu da şu sözlerle açıkladı:

Günlük vaka sayısı iyileşenin üstünde demek, aslında en az 10 katı kadar olduğu anlamına gelir. Çünkü vakaların yüzde 90'ı belirtisiz seyrediyor. Bu nedenle test şansınız yok. Bu kişiler, hasta olduklarının farkında değiller. Bu sebeple aslında vakalar, bilinenden çok daha yüksek.

Mehmet Ceyhan İHA.jpg
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan / Fotoğraf: İHA

 

"Toplu aktivitelere izin verildiği için vakalar arttı"

Hacettepe Üniversitesi'nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Akova da salgının kontrol edilemediği görüşünde.

"Salgın kontrolden çıkmış vaziyette" diyen Akova, "Toplu aktivitelere izin verilmesi nedeniyle böyle oldu. Nişan, düğün, taziye derken yayıldı. Vakalar bu hızla artmaya devam ederse, bir de üstüne eylül ayında okullar açılırsa, çok daha yükselir. Yazın böyleyse kışın daha kötü olabilir" yorumunu yaptı.

Rehavete kapılmanın tehlikesine dikkati çeken Murat Akova, sünnet düğünü, nişan, kına, düğün gibi etkinliklere yönelik çeşitli kısıtlama ya da yasaklar için ise "Çok daha erken harekete geçilmeliydi. Geç oldu ama zararın neresinden dönülse kârdır" değerlendirmesinde bulundu.

"Okulların açılması yanlış bir karar olur"

Okulların 21 Eylül'de açılmasının planlandığını da sorduğumuz Prof. Dr. Akova, yurt dışından bazı örnekler vererek, kararın hatalı olabileceği yorumunu yaptı:

İsrail, Almanya, İtalya gibi pek çok ülke, okulları açmayı deniyor ama bu ülkelerde vakalar hep arttı. Çocuklarda da taşıyıcılık var, semptom görülmese de yayıyorlar. Okulların açılması yanlış bir karar olur.

Prof. Dr. Murat Akova Hacettepe Uni.jpg
Prof. Dr. Murat Akova / Fotoğraf: Hacettepe Üniversitesi

 

"Her şey aşının ne kadar etkili olacağına bağlı"

Prof. Dr. Murat Akova'ya, bir gün herkesin bir şekilde Kovid-19 geçireceğine yönelik iddiaları da yönelttik. 

Hastalıkla ilgili hâlâ bilinmeyen pek çok şeyin bulunduğu gerekçesiyle yorum yapmak için erken olduğunu savunan Prof. Dr. Akova, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Çeşitli ülkelerde çalışmalar sürüyor. Aşının, ekim- kasım gibi ortaya çıkması bekleniyor. Milyonlarca kişi aşılandıktan sonra göreceğiz ne olacağını. Aşı ne kadar koruyacak? Yan etkisi olacak mı? Her şey aşının ne kadar etkili olacağına bağlı. aşarı sağlanırsa hastalığın nasıl seyredeceği o zaman netleşecek. Başarılı olunur, bağışıklık sağlanırsa salgının önüne geçilir

Bu hastalığın grip benzeri bir hastalık haline dönüşüp, her yıl tekrarlama ihtimalinin sadece tahminlerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Akova, "Kesin konuşmamak gerekli. Grip virüsü her sene mutasyona uğruyor, her sene aşılama gerekiyor, koronavirüs böyle değil. Koronavirüsler de mutasyona uğrayabilir ama influenza kadar kolay değil" ifadelerini kullandı.

"Hastalığı atlatmakla her şey bitmiyor"

Akova, Kovid-19'u atlatan kişilerde, farklı bazı hastalıkların görülebildiğine de vurgu yaptı:

Hastalığı atlatmakla da her şey bitmeyebiliyor. Bazı belirtiler, hastalığı geçirenlerde uzun sürebiliyor. Ciddi hastalık belirtisi gösterenler nadir ama kalp, böbrek, beyin ile ilgili problemler de olabiliyor. 

"Rahatlamanın en erken 2021'in yazında olabileceğini düşünüyorum"

2020'nin son dönemi ve 2021'in ilk döneminin de bu şekilde geçebileceğini belirten Murat Akova, rahatlama için ise önümüzdeki yazı işaret etti:

Aşılar kullanılmaya başlanır ve etkili olursa, 2021 yazında rahatlama olur. Ani bir mutasyona uğrayıp kendi kendine ortadan kalkmaz ya da aşı uygulanır, insanlar bağışık hale gelirse farklı bir durum olabilir ama tahminim 2021'in ilk yarısı da böyle gidebilir. 2021'in yazında rahatlama sağlanır ama inşallah daha erken olur.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz'in bazı bölümlerinde vakalar katlandı"

Florance Nightingale Hastanesi'nden Kalp Cerrahı Op. Dr. Bülent Polat da salgının kontrolünde çok zorlanıldığını savundu.

Salgının önünün alınamadığı şeklindeki görüşe katıldığını belirten Polat, özellikle Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz'in bazı bölümlerinde vakaların katlandığını ifade etti.

"Türkiye'de mart - nisan aylarında İç ve Doğu Anadolu'da vaka sayısına göre daha rahat olan yerler, birinci dalganın devamında yoğun seyrediyor" diyen Op. Dr. Polat, sözlerini "ABD'de de ülkenin kuzeyinde başladı, haziran ayından sonra Florida ve Teksas eyaletlerine geçti. Türkiye'de de temmuzdan itibaren Ankara, Sivas, Yozgat, Diyarbakır gibi ülkenin orta ve doğusundaki kentlerine yayıldı" ifadeleriyle sürdürdü.

"Yaşanan ikinci dalga değil"

İkinci dalganın yaşanmadığını, ilk dalganın homojen yayılmamasından kaynaklı şekilde enfekte olan kişi sayısının son dönemde arttığını savunan Polat, bu bölgelerdeki bazı kentlerde eylül - ekim aylarında hafta sonu kısıtlamasının olabileceğine de değindi. 

"Toplu organizasyonların hepsi yasaklansın"

Salgının yayılmasında iç turizm kaynaklı seyahatlerin yanı sıra nişan, düğün, cenaze gibi toplu aktivitelerin etkili olduğunu belirten Op. Dr. Bülent Polat, bu etkinliklerin belli kentlerde kısıtlanması ya da yasaklanmasını ise "geç ama yerinde" bir adım olarak yorumladı. 

Rehavete kapılmak bir yana, toplu organizasyonların hepsinin yasaklanması gerektiğini savunan Polat, kapalı mekanlardaki buluşma ve toplantıların da tehlikesine dikkati çekti.

 

Op. Dr. Bülent Polat Florence Nightingale.jpg
Op. Dr. Bülent Polat / Fotoğraf: Florence Nightingale Hastanesi

 

Özellikle eylül - ekim aylarında çok dikkatli olunması çağrısı yapan Kalp Cerrahı Polat, "Hem Kovid-19 hem grip vakaları artabilir. Sağlık personelinin yükü çok artar. Sosyal mesafeye dikkat edilmeli. Maskeyi unutmayın, Kovid-19'un yanı sıra gribe karşı da önemli" dedi.

"21 Eylül'de okullar açılsın"

21 Eylül'de okulların açılması kararını desteklediğini söyleyen Polat, çocukların evde durmalarının, psikolojilerini etkilediğini, yüz yüze eğitimin aksadığını ve bu travmanın, çocuklar açısından Kovid-19'dan daha tehlikeli olduğunu savundu.

Çocukların virüsü yayma ihtimallerine ilişkin ise Op. Dr. Bület Polat, "Var ama sınıflarda alınan önlemlerle bunun üstesinden gelinebilir. Havalandırma, belli günler eğitim, boşluk bırakarak oturma düzeni gibi yönetmler uygulanabilir" şeklinde konuştu. 

 

DAHA FAZLA HABER OKU