Jeoloji Uzmanı Aykan uyardı: Birçok kent taşkın riski altında

Aysun Aykan, dere yataklarındaki yapılaşmadan vazgeçilmemesi durumunda Giresun'da meydana gelen selden çok daha ağır sonuçlarla karşılaşılabileceğine dikkati çekti

Fotoğraf: İHA

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, Giresun'da 9 kişinin yaşamını yitirdiği, 10 kişinin ise hala kayıp durumda olduğu sele ilişkin değerlendirmede bulundu.

"Afetlerin şiddeti, sıklığı ve etkisinde önemli artışlar bekleniyor"

Aykan, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak taşkın gibi meteorolojik kökenli doğa kaynaklı afet olaylarının şiddetinde, sıklığında ve etkisinde önemli artışların beklendiğinin yıllardır bilindiğine vurgu yaptı.

"Dere yataklarında yapılaşmadan vazgeçilmeli"

Giresun'da meydana gelen selin, yalnızca bir doğa olayı olarak değerlendirilmemesi gerektiğine vurgu yapan Aysun Aykan, dere yatağında yapılaşma gibi yanlış uygulamalar nedeniyle  doğa olayının afet boyutuna ulaşarak, sonuçlarının ağırlaştığını ifade etti.

"Giresun'da olduğu gibi dere yataklarının değiştirilmesi, tekniğe aykırı menfez ve köprülerin yapılması, taşkın alanlarının imara açılması ve bu alanlardaki kaçak yapıların olması doğa olaylarının birer afete dönüşmesine yol açmaktadır" diyen Aykan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Giresun'da olduğu gibi dere yataklarının değiştirilmesi, tekniğe aykırı menfez ve köprülerin yapılması, taşkın alanlarının imara açılması ve bu alanlardaki kaçak yapıların olması doğa olaylarının birer afete dönüşmesine yol açmaktadır. Bu son olayda da görüldüğü üzere özellikle dere yataklarında ısrarla yapılaşmaya devam edilmesi, yüksek eğimli yamaçlara inşa edilen konutlar, kontrolsüz yapılan yol ve temel kazıları gibi olumsuz insan etkileri, maalesef bu doğal olayların afet boyutunu arttırmakta, ortaya can ve mal kayıplarının çıkmasına neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki benzer iklim, morfoloji ve jeolojik yapıya sahip coğrafyalarda yağışlar afete dönüşmezken, yaşanan son olaylar teknik ve yönetsel tedbir ve yaptırımların ülkemizde halen arzu edilen seviyede olmadığını göstermektedir. 

"Taşkın Tehlike Haritaları ile Taşkın Risk Haritaları hazırlanmalı"

Aykan, yurt dışında hayata geçirilen ve Türkiye için örnek oluşturabilecek uygulamalara da değindi:

Küresel iklim değişiminin etkilerinden korunmak için, taşkın yönetim sistemlerini geliştirmeye ve güncel ihtiyaçlara yanıt verebilecek hale getirmeye çalışan ülkeler bulunuyor. Merkezi ve yerel yönetimler, Taşkın Tehlike Haritaları ve Taşkın Risk Haritaları'nı güncellemiş, gerçek zamanlı Erken Uyarı ve İzleme Sistemleri kurarak vatandaşlarının bu durumdan etkilenmelerinin önüne geçmiştir.

Benzer haritaların Türkiye'de de hazırlanması gerektiğini belirten Aysun Aykan, ülkedeki meteorolojik ve jeolojik koşullar nedeniyle birçok kentin önemli derecede taşkın riski altında olduğunu ifade etti. 

 

Aysun Aykan TMMOB. Independent Türkçe.jpg
Aysun Aykan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Onlarca yıldır Doğu Karadeniz'de meydana gelen taşkın ve heyelanlara rağmen, bu olayların zararlarını azaltmaya yönelik önlem ve yaptırımların hayata geçirilememiş olmasının, gelecekte de benzer tehlikelerle karşı kaşıya kalınması anlamına geldiğine vurgu yapan Aykan, şu ifadeleri kullandı:

Samsun'dan başlayıp Hopa sınırına kadar devam eden Doğu Karadeniz sahil şeridinde özellikle son 15 yılda meydana gelen olayların sebep-sonuç ilişkilerine baktığımızda, karşımıza hep önü kapatılarak akış rejimi engellenen, içine yapılar yapılarak akış serbestisine engel olunan dere yatakları ile yüksek eğimli, zayıf zemin ve kaya birimlerinden oluşan yamaçlara kontrolsüz kazılarla yapılan bina, yol, altyapı inşaatı gibi unsurlar çıkmaktadır.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Deprem, çığ düşmesi ve taşkınlar nedeniyle 8 ayda 120'den fazla kişi yaşamını yitirdi"

Kentleşme, planlama, yapı üretim süreçleri sonucunda fay hatlarında olduğu gibi dere yatakları, taşkın sahaları, heyelanlı alanların imara açık olması nedeniyle deprem veya taşkınlarda pek çok kişinin yaşamını yitirdiğini, buna ek olarak maddi kayıpların da yaşandığını belirten Jeoloji Mühendisi Aykan, 2020 senesinden örnek de verdi.

Son 8 ayda Elazığ-Sivrice, Malatya-Pütürge, Van-Başkale, Bingöl-Karlıova ve Manisa-Akhisar'da yaşanan depremler, Van-Bahçesaray'da yaşanan çığ düşmesi ile Adana, Mersin, Antalya, Bursa, İstanbul, Rize, Artvin, Trabzon ve en son Giresun'da yaşanan taşkınların sonucunda toplam ölü sayısının 120'yi geçtiğini belirten Aykan, 25 bini aşkın konut veya işyerinin de hasar gördüğini hatırlattı. 

"Kanuni düzenleme şart"

Doğa olaylarının afete dönüşmemesi için öncelikle aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan veya kaya düşmesi yaşanan bölgelerin imara açılmayacağı konusun da gerekli kanuni düzenlemelerin yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Aysun Aykan, sözlerini "Dere yataklarının doğal akışı değiştirilmemeli, moloz ve çöp döküm alanı, yol ve altyapı tesisi amaçlı olarak kullanılmamalıdır" diyerek sürdürdü.

"Afet öncesinde riski azaltın"

Aykan sözlerini, afet sonrası yardım ve yara sarma politikaları yerine afet riskini azaltıcı çok yönlü tedbirlerin alınması gerektiğiyle noktaladı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU