Oxford'lu araştırmacılar: İki metrelik sosyal mesafe 19. yüzyıldan kalma "demode verilere" dayanıyor

Araştırmacılar, iki metrelik mesafeyi desteklemek için kullanılan araştırmaların bazılarının 1800'lerden kaldığını belirtiyor

Market alışverişi yapmak isteyen ABD'liler sosyal mesafeli sıra oluştruyor, 3 Nisan 2020 (Reuters)

Uzmanlar, koronavirüsün yayılımını sınırlamak için dünya genelinde uygulanan iki metrelik sosyal mesafenin "güncelliğini yitirmiş bilimsel verilere" dayandığını söyledi. 

Britanyalı bir grup bilim insanı, fiziksel mesafenin virüsün yayılımını sınırlamak için tasarlanan önlemlerin odağında yer almaması gerektiğini söyledi. Onlara göre her durumda uygulanan tek bir sistem yerine, farklı kurgulara yönelik "derecelendirilmiş öneriler" gelmeli.

Birçok ülke gibi Birleşik Krallık (BK) hükümeti de insanlara iki metrelik mesafeyi, ağız maskesi ve siperlik gibi hafifletici faktörlerin kullanıldığı durumda ise bir metrelik mesafeyi korumasını öneriyor.

Ancak British Medical Journal'a (BMJ) yazan araştırmacılar, daha esnek bir kılavuzun "sosyal ve ekonomik hayatın bazı yönlerinde normale dönüş" sağlayacağını belirtiyor.

Oxford Üniversitesi Nuffield Temel Bakım Bölümü'nden Nicholas Jones ve meslektaşları, "Güvenli fiziksel mesafeye dair mevcut kurallar, güncelliğini yitirmiş bilimsel verileri temel alıyor" diye yazdı.

Araştırmacılar, şöyle ekledi:

Viral parçacıkların dağılımı, hava akımı dahil birçok faktörden etkileniyor.

"Veriler, Sars-CoV-2'nin öksürük ve bağırma gibi eylemlerde iki metreden daha uzağa yayılabildiğini gösteriyor."

Grup bunun yerine, hükümetin kılavuzu hazırlarken riski etkileyen bir dizi faktörü temel almasını öneriyor. Bunlar arasında faaliyetin türü, kapalı veya açık mekan şartları, havalandırma seviyesi ve maske kullanımı gibi hususlar yer alıyor.

Grup ayrıca, virüse maruziyet süresinin, bireyin enfeksiyona yatkınlığının ve aktarıcının viral yükünün de dikkate alınması gerektiğini belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Araştırmacılar, "Mesafe kuralları; havalandırma, mekanın doluluğu ve maruziyet süresi gibi riski etkileyen birden fazla faktörü yansıtmalı" diye ekledi.

Makaleye göre, iki metrelik mesafeyi destekleyen araştırmalardan bazıları, ilk kez 1897'de yayımlandı. 1940'lardaki araştırmalar da ilk çalışmaların "doğruluğundaki sınırlılığa" rağmen, koronavirüsün yayılımını önlemek için bir ila iki metrelik sosyal mesafeyi kanıtladığı varsayılan bilimsel temele yerleştirildi.

Daha yeni araştırmalar, belirli durumlarda güçlü bir hapşırık veya öksürükle saçılan damlacıkların 8 metreye kadar yayılabildiğini gösteriyor. Ancak grup, bu araştırmaların büyük kısmının solunan havayı hesaba katmayıp, damlacık boyutuna odaklandığını öne sürüyor.

Yazarlar politikaların, viral aktarımın işleyişiyle ilgili karmaşık durumların da hesaba katılarak uyarlanması gerektiğini ifade etti.

Fiziksel mesafe, Kovid-19 pandemisini kontrol altına almaya yönelik daha geniş bir halk sağlığı yaklaşımının yalnızca bir parçası olarak görülmelidir.

Mesafenin, insan-hava-yüzey-ortam yönetiminin birleşik stratejileriyle beraber uygulanması gerekiyor. Bu stratejiler el hijyeni ve temizliğin yanında mekanın doluluğu, kapalı alan ve havalandırma yönetimiyle birlikte maske gibi ortama uygun koruyucu ekipman kullanımını da içeriyor.

Açıklama, öğrencilerin sınıflarına geri dönmesi için 10 Numara (Başbakanlık konutunun yer aldığı Downing Sokağı 10 Numara'dan hareketle Birleşik Krallık hükümeti kastediliyor -ed.n.) tarafından yürütülen kampanya sonrasında çocukların BK genelinde okula dönmeye hazırlandığı bir dönemde geldi.

Öğretmenler, sendikalar ve ebeveynler de sosyal mesafeyi katı kurallar altında sürdürmekte zorlanabilecek çocukların güvenliğine dair endişelerini dile getiriyor.

 

 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU