DEVA Partisi: Türkiye, felaketlere karşı 21 yıl önceye göre daha hazırlıksız

DEVA Partisi’nden, Türkiye’nin 21 yıl önce meydana gelen depreme göre felaketlere daha hazırlıksız olduğu ifade edildi

Fotoğraf: Twitter

DEVA Partisi, 17 Ağustos 1999 depremini hatırlatarak, “Bugün Türkiye, felaketlere karşı 21 yıl önceye göre daha hazırlıksız” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin felaketlere hazırlıksız olmasının nedeninin imar affı, yapı denetiminin gevşetilmesi ve kurtarma personeli eksikliği olduğunu ifade edilen DEVA Partisi açıklamasında “İmar affı ile 3 kaçak katı yasal hale getirilen Yeşilyurt Apartmanı herhangi bir afet yaşanmadan, kendiliğinden yıkıldı ve 21 can aldı. Afet yönetimi konusundaki sorunlarımızı açıkça konuşmalı ve birlikte çözüm üretmeliyiz” denildi.

DEVA Partisi, afetlere karşı sorunları tespit ettikleri ve çözüm önerileri sundukları “acil yapılması gereken 10 aksiyon”u açıkladı.

Açıklanan maddeler şöyle:

“Merkezi ve yerel düzeyde etkin kurumsal yapı oluşturulmadı”

Etkin bir afet yönetimi için 2009 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kurularak yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplandı. Bu olumlu bir gelişme olarak görülmekle birlikte, afetle ilgili kurumların “görev alanları ile ilgili mevzuat” entegre edilerek günümüz ihtiyaçlarına uyumlu hale getirilmedi. Bu durum, farklı kurumların görev alanlarında çakışmalar ile boşluklar meydana gelmesine ve AFAD’ın sorumluluk sınırlarında belirsizlikler meydana gelmesine neden oldu.

“Yapı stoku dönüşümünün gerçekleştirilmesi bir yana çıkarılan imar afları ile kaçak yapılaşma teşvik edildi”

Çıkarılan imar afları, ülkemizde yerleşme ve yapılaşmaların kural dışı, denetimsiz ve güvensiz olarak gelişmesinin başlıca nedeni oldu. İstanbul/Kartal’da bulunan Yeşilyurt Apartmanı’nın kendi kendine yıkılması sonucu 21 insanımızın yaşamını yitirmesi ve 17 insanımızın da yaralanması oldukça manidardır. Üstelik bu yapının üzerinde üç kaçak katın bulunması ve İmar Barışı`ndan yararlanmış olması yapı stokunun durumunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

“Etkin bir yapı denetim mekanizması kurulamadı”

Yapı denetimini imar ve yapılaşma sisteminin bir parçası olarak ele alan bütüncül ve köklü değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Proje, proje denetimi, inşaat ve inşaat denetiminin ehil ve yetkili kişi veya kurumlarca yerine getirildiği bir sistem kurulmalıdır. TOKİ, Emlak Konut gibi kurum/kuruluşların ürettiği konutlar da bağımsız yapı denetim sistemine bağlanmalıdır.

“Afet riskinin azaltılması ile ilgili eksiklikler devam ediyor”

Afet konusunda çalışma yapan araştırmacıların ve karar vericilerin faydalanması için yaşanmış afet olaylarıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ait veri ve bilgiler bir araya getirilerek bir afet veri tabanı oluşturulmalıdır.
-İnşaat metot ve uygulamalarının geliştirilmesi
-Tehlikeli binaların rehabilitasyonu
-Arazi kullanımı ve yeniden gelişme planlarının uygulanması
-Eğitim programlarının geliştirilmesi
-Müdahale yönetim sistemlerinin geliştirilmesi
-Uzun dönem sosyal-ekonomik iyileştirme stratejilerinin geliştirilmesi
Bu maddeleri içeren Afet Risk Azaltma Planları hazırlanmalıdır.

"Afetlere hazırlık ve müdahale ile ilgili eksiklikler devam ediyor"

Türkiye gibi birçok afet riski taşıyan ülkelerde arama kurtarma personelinin eğitimi için simülasyon merkezlerini de içeren modern tatbikat alanları mevcut iken Türkiye’de henüz bu tür bir tesisin olmaması ciddi bir eksikliktir.
Afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak kurum ve kuruluşlara ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasındaki müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemek maksadıyla hayata geçirilen Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) önemli bir çalışma olarak sistemde yerini aldı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kurum ve kuruluşların yapısında yapılan değişiklikler, bunca geçen zamana rağmen plana yansıtılmadı. Bu nedenle olası bir afet durumunda bazı görev ve sorumlulukların bir sahibi yoktur. Öte yandan TAMP kapsamında gerçekleştirilmesi gereken faaliyetler ve oluşturulması gereken kapasitelerin, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin sahip olduğu imkânlar ve personel sayıları ile yerine getirilmesi imkânsızdır.

"Ulusal düzeydeki kriz yönetimi mekanizmasında boşluk yaratıldı"

Şu an Türkiye, doğal afet dışında bir afet olayı ile karşılaşılırsa ya da herhangi bir iç ya da dış krize muhatap olacak olsa, kriz yönetimi için belirlenmiş bir sistemi bulunmuyor...
Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönetmeliği, Bakanlar Kurulunca 31 Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe konulurken, 1997 yılında yürürlüğe giren “Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği” yürürlükten kaldırıldı. Bunun sonucunda doğal afetler dışında kalan afetlerde meydana gelen acil durumlarda koordinasyonun nasıl ve hangi kurum tarafından sağlanacağı ile ilgili, yöntem ve yönetim boşlukları ortaya çıktı. “Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği”nin kaldırılması ile ortaya çıkan sorunları da giderecek şekilde yetki ve sorumluluklar yeniden belirlenmelidir.

"Afet mevzuat yapısındaki eksiklikler devam ediyor"

Bütünleşik ve uluslararası normlara uygun bir afet yönetim sisteminin kurulmasına ihtiyaç vardır. Bu sistemin içindeki tüm kurum ve kuruluşların yetki, sorumluluk ve görevlerini görebilmeleri için hukuk sistemindeki afet, tehlike ve riskleri ilgilendiren mevzuatın gözden geçirilmesi gerekir. Gerekli değişiklikler yapılarak afet mevzuatının tüm yönleriyle ele alınmasına ihtiyaç vardır.

"Afet sigortaları konusundaki eksiklikler devam ediyor"

Afet sigorta sisteminin, yaptırımlar dahil olmak üzere, tüm afet türleri ve ülkenin tamamını kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması ve ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Köy alanlarında bulunan meskenlerin afet riski için mikro sigorta uygulamalarına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
7269 sayılı Kanun’un 29. maddesinde zorunlu deprem sigortası yaptırmayanların devlet konut kredisi ve yardımından istifade edemeyeceği hüküm altına alınmasına rağmen aynı Kanun’un geçici 26. maddesiyle getirilen istisnalarla bu hüküm işlemez hale gelmiştir.

"Afet zararlarının azaltılması için yeterli kaynak ayrılmadı"

Afetlere karşı alınacak önlemlerin mali kaynağı ve yeterliliği konusunda belirsizlikler hâlen devam etmekte, kurumlar mali sıkıntı yüzünden yasalarda belirtilen görevlerini yerine getirememekte, her kurum kendi görevini başka bir kurumun desteği ile gerçekleştirme beklentisi içinde bulunmaktadır.

"Araştırma ve geliştirme destek programları oluşturulamadı"

Afet ve acil durumlar alanı, psikolojiden, sosyolojiye, yer mühendisliğinden, havacılık mühendisliğine kadar akla gelebilecek bütün alanlar için disiplinler arası çalışma gerektiren ve bunun için fırsatlar sunan bir alandır. Ülkemiz biliminin gelişmesine de katkı yapabilecek bu sahada, analiz, teknoloji, çözümleme, yenilik getirebilecek bütün alanlarda üniversitelerimize daha büyük oranda AR-GE desteği sağlanmalıdır.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU