Hücreye kapatılan manken, Uygurlara yapılanları gizlice filme aldı

Merkezlerde yapılan anonslarda “Sincan hiçbir zaman ‘Doğu Türkistan’ olmadı” ve “Sözde ‘Doğu Türkistan’ asla var olmadı ya da tanınmadı” gibi ifadelerin kullanıldığı belirtildi

Çin’in Sincan Özerk Bölgesi’nde Uygurlar başta olmak üzere yaklaşık 1 milyon etnik azınlık mensubuna yönelik gözaltı politikasına dair yeni kayıtlar ortaya çıktı.

BBC ve Global and Mail’in haberine göre 31 yaşındaki Merdan Ghappar, tutulduğu gözaltı merkezinden gönderdiği video kaydı ve mesajlarla içeride neler yaşandığını anlattı.

Ghappar, Çin’in diğer bölgelerinde iş bulmak için 2009’da Sincan’dan ayrıldıktan yıllar sonra Fuşan şehrinde mankenlik yapmaya başladı ve Çinli e-ticaret firması Taobao için çalıştı.

Ağustos 2018’de “esrar sattığı” iddiasıyla tutuklandıktan sonra 16 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ancak arkadaşları bu suçlamayla Ghappar’a iftira atıldığını ifade etti. Kasım 2019’da serbest bırakıldığında gencin yaşadığı rahatlamaysa kısa sürdü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Cezaevinden çıkmasının üzerinden henüz bir ay geçmişken polis kapıya dayandı ve Ghappar’ın rutin kayıt prosedürünü tamamlamak üzere Sincan’a gitmesi gerektiğini belirtti.

Eldeki kanıtlara göre Ghappar herhangi bir suçla itham edilmezken, Çinli yetkililer gence “kendi yerel toplumunda birkaç gün eğitimden geçmesi gerektiğini” söyledi. Bunun üzerine Ghappar beraberinde iki yetkiliyle birlikte 15 Ocak’ta Fuşan’dan Sincan’daki memleketi Kuça’ya götürüldü.

Aileyse Ghappar’ın Çin’in “yeniden eğitim kampı” olarak tanımladığı fakat uluslararası kamuoyunda “toplama kampı” olarak anılan merkezlere götürüldüğünden emindi.

Bir ay geçtikten sonra Ghappar’dan haber geldi. Genç Uygur’un bir şekilde telefonunu içeri sokmayı başardığı ve dış dünyayla iletişim kurabildiği anlaşıldı.

Tutulduğu odada kelepçelenmiş haldeki görüntüsünü ve yazdığı mesajları Avrupa’da yaşayan ailesine göndermeyi başardığı söylenen genç, “50 metrekareden küçük bir odada 50-60 kişinin tutulduğunu gördüm. Erkekler sağ tarafta, kadınlar da sol taraftaydı… Başlarına siyah bir torba geçirilmişti, elleri kelepçeliydi, ayakları prangalıydı, demir bir halka kelepçeyle prangayı birbirine bağlıyordu” diye yazdı.

Başındaki torbayı çıkarıp kelepçelerin elini çok sıktığını söylediğinde yetkililerden “Bunu kafandan bir daha çıkarırsan seni öldüresiye döverim” yanıtını aldığını belirten Ghappar o anları aktardığı mesajında “Burada ölmek, isteyeceğim son şey” ifadesini kullandı.
 


Ghappar’ın yazdıkları koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde Sincan’daki gözaltı merkezlerinde yaşanan tutumla ilgili de bilgiler içerdi.

Karantina kurallarının Sincan’da diğer bölgelere kıyasla çok daha sert uygulandığını ve bir noktada hücreye 16-20 yaşlarında 4 gencin getirildiğini belirten Ghappar, “Polis merkezine getirildiler. Çocuklar gibi ağlayıncaya kadar dövüldüler. Kalçalarındaki deri artık yarılmıştı ve oturamaz vaziyete gelmişlerdi” dedi.

Günlerce hücre hapsinde tutulduğunu ve içerideki koşulların pis olduğunu aktaran Ghappar, yakınlarında sorgulanan insanların feryadını duyduğunu anlatırken de “Bir keresinde sabahtan akşama kadar çığlık atan bir adamı duydum. Bu benim için psikolojik bir şiddetti. Korktum. ‘Bir sonraki ben mi olacağım?’ diye kendime sordum” ifadesini kullandı.

Global and Mail gazetesi görüntülerle birlikte hazırladığı haberi, "Bir Uygur'un 'karantina' odasının içi: Video kelepçeleri, pis şartları ve propagandayı gösteriyor" ifadesiyle verdi.
 


Ghappar mesajlardan bazılarında 13 yaşlarında çocukların da Çin’in Müslüman azınlığa yönelik baskı politikasının hedefi olduğunu yazdı.

Diğer taraftan propaganda yayınlarının yapıldığı söylenen kayıtta arka planda Sincan siyaseti ve tarihine dair halkı bilgilendirme anonsları duyuldu.

Buna göre, “Sincan hiçbir zaman ‘Doğu Türkistan’ olmadı” ve “Sözde ‘Doğu Türkistan’ asla var olmadı ya da tanınmadı” gibi ifadelerin kullanıldığı belirtildi.

BBC’ye konuşan amca Abdulhakim Ghappar, gencin tutuklanmasında ailesinin Çin’in dışında yaşayan ve siyaseten aktif insanlar olmasının etkili olduğunu söyleyerek “Ben yurtdışında yaşadığım için, Çin’in insan hakları ihlallerine yönelik protestolarda yer aldığım onu tutukladılar” dedi.

 

Independent Türkçe, BBC

DAHA FAZLA HABER OKU