Yaralanan New York Times muhabiri, Beyrut’ta nasıl hayatta kaldığını anlattı

“Üstüm kanlanmış ve sersemlemiştim ama Beyrut’taki yabancılar bana arkadaşlarıymışım gibi davrandı”

Çok sayıda yaralı ne yapacağını bilemezken tecrübeli Beyrutlular yardımcı olmaya çalıştı (AP)

New York Times’ın Ortadoğu muhabiri Vivian Yee, Lübnan'ın başkenti Beyrut’taki patlamanın ardından neler yaşadığını anlattı.

Salı günü arkadaşının “Liman yanıyor gibi gözüküyor” mesajıyla birlikte gönderdiği videoyu izlemek üzereyken hayatındaki en büyük patlamayı duyduğunu aktaran Yee, önce cama akabindeyse haber için bilgisayarının başına koştuğunu belirtti.

Vivian Yee, bunların ardından daha büyük bir patlama gelince düşünmeden kendini masanın altına attığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

Yüzümden akan kan yüzünden önce etrafı göremedim. Sonrasındaysa kaldığım yerin yıkım alanına döndüğünü fark ettim. Sarı ön kapım yemek masamın üstüne fırlamıştı. Ne pasaportumu ne de sağlam bir ayakkabıyı bulabildim.
Sonrasında birisi bana onun gibi 15 yıllık iç savaş sırasında büyümüş Beyrutluların, ilk patlamayı duyar duymaz patlayacağını bildiği camlardan kaçmak için içgüdüsel bir şekilde kendilerini koridorlara attığını söyleyecekti.

Amerikan gazetesinin temsilcisi, kendisini sokağa attığı zaman korkunç bir manzara gördüğünü ancak daha önce hiç tanımadığı insanların dahi daha önceki felaketlerden edindikleri tecrübeyle kendisine arkadaş gibi davrandığını ifade etti:

Motosikletiyle geçen biri kanlı yüzümü görünce arkasına atlamamı söyledi. Önümüzün cam tepeleriyle ve mahsur kalmış arabalarla tıkanması yüzünden, hastaneye daha fazla yaklaşamayınca indim ve yürümeye başladım.
Öyle görünüyordu ki, köpeğini tasmasından tutan ve şık kıyafet giymiş bir kadın dışında herkes üstündeki derin yaralardan kan kaybediyordu ya da geçici sargılarla sarılmıştı. Bir saat önce hepimiz ya köpek gezdiriyor, ya e-postalarımızı kontrol ediyor ya da manavdan zerzevat alıyorduk. Bir saat önce kan yoktu.

Hastaneye yaklaştığında daha da kanlı manzaralar gördüğünü aktaran muhabir, Yusuf ismindeki birisinin yüzünü sardığını ve yürüyebildiğini gördükten sonra gittiğini söyleyerek şöyle devam etti:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sonra bir arkadaşımın arkadaşını gördüm. Daha önce sadece birkaç kere görüşmüştüm. O diğer yaralarımı sardı ve Lübnan’ın milli içkisi olan anason aromalı arakla dezenfekte etti. Ben havlularını kana bularken terası temizleyen ev arkadaşı ‘Temiz olmadan düşünemiyorum’ diye bana açıklamada bulundu.

Vivian Yee, o ana kadar ne olduğu konusunda pek de sağlam bir tahmin yürütemediğini itiraf etti. Gecenin sonuna doğru iş arkadaşlarının onu bulmasının ardından hala hasta kabul eden az sayıda hastaneden birine gidince alnına 11 dikiş atıldığını belirterek şunu söyledi:

O zamana kadar insanların birbirlerine ‘Güvende olduğun için Allah’a şükürler olsun’ dediğini duyuyordum, bu sefer de bana aynısını dediler. Ben de onlara cevaben ‘Teşekkür ederim, gerçekten teşekkür ederim’ dedim ve bu teşekkür sadece iyi dilekleri için değildi.


Independent Türkçe, New York Times

DAHA FAZLA HABER OKU