Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu: Sadece Ayasofya kararı sıkıntılarımızı çözer mi?

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Habertürk yayınında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Habertürk'te gazeteciler Eren Eğilmez, Kemal Öztürk, İsmail Saymaz ve Nagehan Alçı'nın sorularını yanıtladı.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Saadet Partisi lideri, Ayasofya kararından dolayı hükümeti tebrik etti.

"Birdenbire böyle bir kararın alınması herkesin aklında seçim hamlesi mi sorularına yol açıyor ama bunu siyasi polemiğe çekebilecek ifadeleri kullanmayı doğru bulmuyorum" diyen Karamollaoğlu, "Bu karar bizim için önemli. Siyasi hayatta varolduğumuzdan itibaren Ayasofya'nın açılmasının isabetli bir karar olduğunu söyledik. Hangi gerekçelerle olursa olsun bugün hükümetin böyle bir karar almasından ötürü tebrik ediyoruz" dedi.

Sadece Ayasofya kararı problemlerimizi çözer mi?

Türkiye'nin ciddi darboğazdan geçtiğini savunan Karamollaoğlu, iktidarın politikalarının Türkiye'nin problemlerini çözmeye yönelik bir şey üretmediğini söyledi.

Karamollaoğlu, "Ekonomik problemlerini, sosyal problemlerini çözemiyor, dış politikada bir çözüm üretemiyor. Hepsi sanal alemde başarıymış gibi gösteriyor. Türkiye böyle yönetilemez. Bir iktidar zayıflamaya başladığı zaman toplumsal destek kazanabilmek için birtakım konuları farklı bir şekilde gündeme getirebilir, biraz da kabaca söyleyeyim istismar edebilir. Ayasofya bir simgedir. Bir aksiyon ama bizim problemlerimizi çözer mi sadece bu karar" diye sordu.

"Erdoğan'ın icraattan çok toplumu yönlendirme kapasitesi var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politik havayı etkilemede mahir olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, "İcraattan çok toplumu yönlendirme kapasitesi var. Bunu kabul etmemiz icap eder. Ayasofya'da aniden karar veriyor ve açıyor. Bu da onun başarısı. Millet buna kanarak oy verirse sıkıntıya razı olur. Bir toplum kendini değiştirmedikçe Cenab-ı Hak o toplumu değiştirici değildir. Toplum neyi istiyorsa Cenab-ı Hak onu veriyor" şeklinde konuştu.

"İstanbul Sözleşmesi toplumun değerlerini yok sayıyor

Tartışmaların odağındaki İstanbul Sözleşmesi ile ilgili soruları da yanıtlayan Karamollaoğlu, dünyada çocukların cinsiyet duyarlılığının ortadan kaldırılmaya çalışıldığını savunarak, "Kız çocuğu kız çocuğu, erkek çocuğu erkek çocuğudur. Bunları ille de aynı tuvaleti kullanacaksınız demenin anlamı yoktur. İstanbul Sözleşmesi'ne yapılan atıflar dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmalı. Bütün dünyada cinsiyetsizleştirilmeye yönelik bir eğilim var. Bu eşcinsellikle alakalı bir ey değil. Dünyada özellikle ele alınan, işaretlerini gördüğümüz bir gelişme. Nüfus kütüklerinde niye cinsiyet kaldırıldı? Cinsiyetsizleştirme konusu kadına şiddeti önlemek değil, aileyi yok etme politikası. İstanbul Sözleşmesi toplumun değerlerini yok sayıyor" ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı'nın amacı Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin değiştirilmesiydi

2018 seçimlerindeki Millet İttifakı'nın temel meselesinin Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin değiştirilmesine yönelik olduğuna değinen Karamollaoğlu, "Bizim kanaatimiz şuydu; Cumhurbaşkanlığı sistemi olabilir ama mutlaka Meclis ondan güçlü olmalı ve denetlenebilir olmalıydı" dedi.

Saadet lideri Karamollaoğlu şunları söyledi:

Elektronik oy verme sistemine geçilirse  seçimden ümidimi keserim

Erken seçimi bir seneden önce beklemiyorum. Şahsen daha üç senesi varken bu üç seneyi heba etme ihtimalini pek manidar bulmuyorum. Şahsen zamanından önce yapılır, ama ne kadar önce? Üçüncü senenin sonunda olabilir, ama genel seçimden önce olur diye düşünüyorum. 

Üzülürek ifade ediyorum ama seçime özellikle Güneydoğu Anadolu'da müdahale ediliyor. İki tane sandık müşahidimizin katledilmesi bunun işareti. 

Türkiye elektronik ortamda oy verme sistemine geçerse ben bundan sonra seçimden ümidimi keserim.

20 tane belediye kazanmıştık, bugün 11 tane AK Parti'ye geçti. İlk başta direndiler, paralarını ödemediler, haciz getirdiler, tehdit ettiler. En sonunda 'dayanamıyoruz, biz gidiyoruz' dediler. Hele bunları merasimle rozet takarak getiriyorsanız ayıptır. 

Biz CHP ile bir kere ittifak yaptık. İkinci sefer yapmadık. Mahalli seçimlerde bütün seçim bölgelerinde 2 veya 3 yer hariç seçime girdik. İstanbul'da mitingteyiz. Cumhurbaşkanı öbür tarafta bir ilçede miting yapıyor 'Saadet Partisi İstanbul'da seçime girmiyor' diyordu. Biz de bağırıyorduk, 'biz seçime giriyoruz, duyun bizi' diye. 

Cumhurbaşkanlığı sistemi bugünkü haliyle otokratik bir rejime götürüyor bizi. Bunu herkes kabul etti. 

Adalet mefhumu, toplumla barışık olma, dürüstlük, şeffaflık, liyakat bunların hepsi bizim inancımız. 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyor, 'Müslüman olan komşun' demiyor. 

Ekonomide üretime dönük bir hamle yapılmazsa Türkiye'nin geleceği karanlık. Borca batmışız, ödeyemiyoruz. Üretmeden, ürettiğinizi satmadan ödeyemezsiniz.


Independent Türkçe, Habertürk

DAHA FAZLA HABER OKU