Irak Başbakanı Kazimi, sınır kapılarındaki ‘paralel devlete’ son vermek için harekete geçti

Sınır kapılarını tamamen devlet kontrolüne girmesi amacıyla hükümetin üç maddelik bir eylem planı oluşturduğunu söyleyen Kazimi söz konusu maddeleri açıkladı

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (AP)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, sınır kapılarında devlet kontrolünün sağlanması için geniş çaplı bir hamlenin başlatılmasıyla ilgili daha önce verdiği sözün gereği olarak askeri gücü harekete geçirdi. Kazimi, bu hamlenin küresel ölçekte petrol fiyatlarında yaşanan çöküşün gölgesinde ülke bütçesine katkı sağlamasını hedeflediğini belirtti. Ancak Kazimi’nin bu adımını baltalaması muhtemel bazı engeller var. Bunların başında da ‘paralel devlet’ gruplarının sınır kapıları üzerindeki hegemonyası geliyor.

Kazimi, güvenlik güçlerine ‘gümrüklerin kutsallığına’ el uzatanlara karşı ateş açma yetkisi vererek, ‘sınır kapılarında yolsuzlukların bittiğini’ söyledi.

Irak’ın İran’a açılan Mendeli Sınır Kapısı’nda gazetecilere konuşan Kazimi konuya dair şunları söyledi:

“Şu anki dönem düzen ve yasayı hakim kılma dönemidir. Bu yalnızca hükümetin talebi değil, aynı zamanda halkın, siyasi grupların ve sivil kuruluşların talebidir. Çeşitli isimler altında (sınır kapılarında) sınırlarda para heba edilme dönemi bitti.”

Sınır kapılarını tamamen devlet kontrolüne girmesi amacıyla hükümetin üç maddelik bir eylem planı oluşturduğunu söyleyen Kazimi söz konusu maddeleri şu şekilde sıraladı:

1- Sınırların kutsallığı askeri güç tarafından korunacak. Askeri güç, bu kutsala el uzatanlara karşı ateş açma yetkisine sahip.

2- Kamu malının yolsuzluğa batanlardan korunması amacıyla gümrüklerin idari yönleriyle ilgili eksiklikler tamamlanacak.

3- İş insanlarını ve tüccarları, mallarını sınırdan geçirmeleri için daha fazla para ödemeye zorlamak adına şantaj uygulayan hayaletler (gizli bir şekilde kapıları kontrol eden etkili gruplar) takip edilecek.

Üstünlük ve zafer arayışı

Kazimi’nin bu yönde attığı adım, yalnızca bütçeye ek kaynaklar oluşturma hedefinin de ötesinde siyasi parti ve silahlı grupların sınır kapıları üzerindeki etkinliğini kırmayı hedefliyor. Gözlemciler bu noktada, geçtiğimiz günlerde hükümet ile silahlı gruplar arasında yaşanan sürtüşmelere dikkat çekiyor.

Araştırmacı akademisyen Basil Hüseyin, Independent Arabia’ya verdiği demeçte, “Hükümetin ‘katyuşa hücresi’ üyeleri ile Hişam el-Haşimi’nin katilini tutuklama hususunda başarısız olmasının ardından Kazimi bu hamleyi silahlı gruplara karşı üstünlük ve zafer arayışı kapsamında başlattı” dedi.

Hüseyin değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Hizbullah Tugayları’nın Kaim Sınır Kapısı’nın yeni müdürünü tutuklaması karşısında hükümetin herhangi bir adım atmadığı yönündeki resmiyet kazanmayan bilgiler, hükümetin şu anki süreçte herhangi bir silahlı grupla çatışmaktan kaçındığı ve bunu yapacak araçlara sahip olmadığı izlenimi uyandırıyor. Kazimi’nin sıkıntı çektiği sorunlardan biri, siyasi destek şemsiyesi ve bu gruplarla mücadelede yanında yer alacak askeri bir gücün olmayışıdır.”

Hüseyin, sınır kapılarında devlet kontrolünü sağlama hamlesine Haşdi Şabi’nin de dahil edilmesine ilişkin şunları söyledi:

“Kazimi bu adımla sorunun tamamen Haşdi Şabi’yle değil, Haşdi Şabi bünyesinde devletin emirlerine itaat etmeyen İran’a yakın gruplarla olduğu mesajını verdi. Kazimi, Basra’daki sınır kapısına gitmedi. Çünkü birçok siyasi çevrenin yanı sıra milisleri, aşiretleri ve çeteleri karşısına almak istemedi. Mendeli Sınır Kapısı’nı seçti çünkü bu onun için en kolayıydı.”

Güçlü halkanın kontrol

Gözlemciler, sınır kapılarından elde edilen gelirlerin 10 milyar dolara ulaştığını ancak bu miktardan devletin kasasına giren paranın en iyi ihtimalle 1 milyar dolar ile sınırlı olduğunu belirtiyorlar.

Irak Meclisi Maliye Komisyonu üyesi Ahmed Hama Reşid, Irak’ın Diyala kentinde bulunan ve İran’a açılan Mendeli ve Munduriye sınır kapılarının ‘sistemin en zayıf halkaları’ olması nedeniyle hükümet tarafından hedefe konulduğunu söyledi.

Reşid, “Görünüşe göre Kazimi işe en zayıf halkadan başlamanın güçlü halkayı kontrol altına almayı kolaylaştıracağı yönünde bir kanaate sahip” değerlendirmesinde bulundu.

Kazimi’nin attığı bu adımın ayrıca Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) ve diğer sınır kapılarına da mesaj niteliğinde olduğunu savunan Reşid, “Bu, bir sonraki süreçte IKBY ve diğer sınır kapılarına hamle yapılacağının mesajıdır” dedi.

Reşid, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Sınır kapılarının kontrolünü sağlama noktasında alınacak güvenlik tedbirleri, idari çözümlerden sonra gelir. Buralarda kontrolü zapt etme işlemi birinci derecede Gümrük ve Vergi Kurumları ve Merkez Bankası üzerinden yapılmalıdır. Güvenlik güçleri ise yardımcı unsurdur.”

Reşid, Kazimi’nin Mendeli Sınır Kapısı’nda yaptığı konuşmada kaçakçılığa değinmemesine de dikkat çekti:

“Kazimi’nin bu noktaya değinmemeye iten şey, Batı’nın eline ‘sınırları kontrol edemiyor ve kaçakçılık karşısında eli kolu bağlı oturuyorlar’ şeklinde bir koz vermeme isteğidir. Özellikle bu noktada bazı Avrupalı ülkelerinin Irak’ı kara listeye alması göz önünde bulundurulmalıdır.”

Independent Arabia’ya açıklamalarda bulunan Siyaset Bilimi Profesörü İyad el-Anbar, “Kazimi’nin bu konuyla ilgili daha önce yaptığı tehditler ve halihazırda attığı adımları karşılaştırınca, sınırları kontrol altına alma hususunda sözünü ettiği büyük adımları atmaktan vazgeçtiği görülüyor” dedi.

Anbar değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Kazimi, ‘hayaletler’ nitelemesini herkesçe bilinen gruplar için kullandı. Sınır kapılarını kontrol ederek devletin malını yutanlar aynı zamanda açıkça devlete meydan okuyan ve adı sanı belli olan silahlı gruplar ve aşiretlerdir. Mesele hem yönetim hem de kontrolle ilgilidir. Yalnızca kontrol boyutuna odaklanılmamalı ve bu ikisi gözetilerek adımlar atılmalıdır. Irak’ta yolsuzluğun en çok meydana geldiği yerler yönetim alanlarıdır.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Halil Erdoğan

https://www.independentarabia.com/node/134676

DAHA FAZLA HABER OKU