İmamoğlu'ndan Kanal İstanbul itirazı: Bir ülkenin prensesi, bir ülkenin prensi zengin olsun diye yapılıyor

Kanal İstanbul'la ilgili 2 itiraz dilekçesini, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne veren İBB Başkanı İmamoğlu, "Bu kişisel başvurum, kurumsal başvurularımız da olacak" dedi

İmamoğlu, Kanal İstanbul’la ilgili 2 itiraz dilekçesi sundu / Fotoğraf: İBB Basın

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Ataşehir Hizmet Binası’na giderek, Kanal İstanbul projesiyle ilgili iki itiraz dilekçesi sundu.
İmamoğlu, itiraz süreciyle ilgili ilk değerlendirmelerini, dilekçelerinin “alındı” onayını beklerken, sosyal medya hesaplarından canlı olarak yaptı.

Bilimsel veriler ışığında Kanal İstanbul’un kent için en büyük tehditlerden biri olduğunu belirten İmamoğlu, “Kanal İstanbul ile ilgili sürec alelacele, apar topar bu seviye getirip, planlarını ilana asmak, İstanbul’a çok büyük bir ihanetin parçasıdır. Bu manada girişimi başlatıyoruz. Bundan sonra hukuksal süreçleri de takip edeceğiz. Bu kişisel başvurum, kurumsal başvurularımız da olacak” dedi. 

Birilerinin zengin olması için planlama yapıldığını ileri süren İmamoğlu, “İstanbul’daki yatırımın ve kentsel dönüşümün çözümleri bulma imkanı var iken, böyle bir inatla, böyle bir ısrarla bir süreç yönetmek, gerçekten çok üzücü. İşin daha kötüsü burada ‘Şu ülkeden, bu ülkeden’ birileri zengin olsun diye de planlama yapılıyor. Bu kadar da aleni yapılıyor. Bunlar ne kadar zeki insanlarmış ki 6-7 sene önce, 8 sene önce tarım alanlarından yerler almışlar” diye konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Böyle bir sürecin acelesi niye?”

ÇED raporu ile ilgili itirazların henüz neticelenmediği ve mahkeme sürecinin devam etmesine rağmen meselenin oldu-bittiye getirilmek istendiğini aktaran İmamoğlu, devamında şunları söyledi:

Yani bilimsel ayağı tamamlanmamış, kamu vicdanında şiddetle reddediliyor. Böylesi bir sürecin acelesi niye? Şimdi ben size bazı önemli şeylerden de bahsedeyim. Bugünün gündemi ne olmalı? İstanbul’da otellerin doluluk oranı yüzde 6. Türkiye’de turizm sektöründeki otellerin neredeyse -güneyde-kuzeyde fark etmiyor- tümü kapalı. Milyonlarca insanın dolaylı ekmek yediği bir sektör bitme noktasında. Dünyada bütün her şeyin sorgulandığı, irdelendiği böylesi bir durumda beton ekonomisi niye? İnşaat niye? Bizi eylülde, ekimde, kasımda pandemi sürecinde bekleyen ekonomik krizlerin tarifi bile yok.

“O köprülerin üstünden geçenlerin parasını kimden alacaksınız?

“Kanalın üstünde yapılacak 8 tane köprünün parasının halk geçmese bile halktan alınacağını ifade eden İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 3 tane köprü yaptık hep beraber. Siz, bir kanalın üstüne 8 tane köprü yapacaksınız. En küçüğü 850 metre, en büyüğü 2 bin 200 metre. Ve yaptığınız üçüncü köprüden yolcu geçmese de bu millet parasını ödüyor. O köprülerin üstünden geçenlerin parasını kimden alacaksınız? Allah aşkına; millet işsiz. Millet, 1000 lirayı aldığı zaman mutlu oluyor. 1 milyon 300 bin insana, pandemi sürecinde gıda destek paketi sunduk diye millet bize dua ediyor. Halbuki biz, o insanlara, kendi bütçesinden bir sosyal yardım bütçesi ayırıyoruz.

“Kim zengin oluyor Allah aşkına?”

“Böylesi bir ortamda bu acele niye? Efendim bir ülkenin prensesi, bir ülkenin prensi zengin olsun diye” Kanal İstanbul’un yapıldığını belirten İmamoğlu, “Ya da ne kadar zeki insanlarmış ne kadar akıllı insanlarmış ki, 7-8 yıl önceden tarım yapılan o güzide tarım alanlarından gidiyor tarla satın alıyor. Bugün o kişilerin tarlasında iş merkezi, turizm alanı ya da rezidans yapılacak konut imarı çıkarılıyor. Kim zengin oluyor Allah aşkına? Bu millet bu işte kafasını kuma sokmaz” ifadelerine yer verdi.

“Mesele kimin zengin olacağı değil, İstanbul’un katledilmesine engel olmak”

Arsa hareketliliği ile ilgili ellerinde çokça bilgi olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Sayın Bakan Berat Albayrak’ın tarım arazisinin, ticari alan dönüşeceği gündeme geldi…” sorusuna şu yanıtı verdi:

Valla o, kendi ahlaki sorunları. Orada kimin arsası kime ait, beni ilgilendirmiyor. Sadece bunların zekasını ölçmek gerekiyor diye cevap verdim. Hiçbirini birbirinden ayırmıyorum; kim olursa olsun. Bir başka boyutu da oradaki insanların zengin edilme çabası üzerinden şehrin uğradığı ihanet. Temelde durduğumuz nokta bu. Ama eğer o görevdeyseniz, böyle bir işi de yapıyorsanız, o bir ahlaki sorundur. Bu soruyu onlara sorun.

 

Independent Türkçe
 

DAHA FAZLA HABER OKU