Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ayasofya ve Akdeniz açıklaması: Açık ve net söylüyorum, gerilim istemiyoruz

Erdoğan, Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi, Libya ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere dış politika, iç siyaset ve ekonomi konularına ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kriter dergisinin yeni sayısında, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesi, 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’nin salgına karşı mücadelesi, Libya ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere dış politika, iç siyaset ve ekonomi konularında önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, Kriter dergisine verdiği demeçte şunları kaydetti:

15 Temmuz darbe girişiminin dördüncü yıldönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Tarihimizin en büyük direniş destanlarından biridir. O gece milletimiz, kadını-erkeği, genci-yaşlısıyla iradesine, geleceğine ve devletine sahip çıkmıştır. 15 Temmuz, aynı zamanda milli irade üzerindeki vesayet zincirlerinin kırılması açısından da bir milat olmuştur. Türkiye’yi esaret altına almak isteyen güçlerin 40 yıldır beslediği, büyüttüğü FETÖ’nün gerçek yüzü ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.

“FETÖ temizlenince ordumuz kendini yeniden buldu”

FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetler bünyesinden tasfiye edilmesine ilişkin gelen bir soruya ise Erdoğan, “ 15 Temmuz'la birlikte FETÖ'cü unsurlar Silahlı Kuvvetlerimizden büyük oranda temizlenmiş oldu. İçerdeki hainler tasfiye edilince ordumuz adeta kendini yeniden buldu” dedi.

Erdoğan şöyle devam etti:

Silahlı Kuvvetlerimizin terörle mücadeleden yurtdışı operasyonlara kadar farklı cephelerde imza attığı başarıların altında, bünyesinde yapmış olduğu işte bu temizlik vardır. Silahlı Kuvvetlerimiz asıl görevine yoğunlaşmış ve vazifesini bîhakkın yerine getirmeye başlamıştır. Emniyet teşkilatımızda da benzer durum söz konusudur. Bu insicamı korumakta ve güçlendirmekte kararlıyız.

“Kılıçdaroğlu, darbe gecesi kimlerle pazarlık yaptığını anlatmalıdır”

Erdoğan, CHP’nin tarih boyunca darbeyi desteklediğini belirterek, “Ortada çok ciddi bir muamma var. 4 yıl geçmesine rağmen açıklığa kavuşturulmamış sorular var” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesine dair şüphe bulutlarını dağıtmasını gerektiğini ifade eden Erdoğan, “O gece kimlerle konuştuğunu, kimlerle hangi pazarlıkları yaptığını öncelikle kendisinin anlatması gerekir. 15 Temmuz sonrasında kullandığı FETÖ jargonu ile o gece yaşananlar arasında bir irtibat olup olmadığını açıklığa kavuşturmalıdır” dedi.

“40 yıllık bir yapıyı 4 yılda temizlemek mümkün değil”

FETÖ’nün devlet kurumların temizlenmesi ve örgütle mücadeleye ilişkin bilgiler veren Erdoğan, örgütün gizli yapılanmasına yönelik operasyonların devam ettiğini kaydetti.

Örgütün üst düzey militanlarından bazılarının ülkeye iadesinin sağlandığını ifade eden Erdoğan, “Elbette 40 yıl boyunca devlete sızan sinsi bir yapıyı 4 yılda tamamen temizlemek mümkün değildir. Nitekim güvenlik ve yargı birimlerimiz, her gün yeni bir bulguya ulaşarak, örgütün kripto yapılanmasını deşifre ediyor” diye konuştu.

“Suriye ve Irak’ta terör hedeflerine yönelik başarılı harekatlar düzenliyoruz”

Suriye ve Irak’ın kuzeyinde gerçekleşen operasyonlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şunları kaydetti:

Terörü bu toprakların kaderi olmaktan muhakkak çıkartacağız. Bu yönde son yıllarda gerçekten önemli adımlar attık. Suriye’de kurulmak istenen terör koridorunu gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla akamete uğrattık. Terör örgütlerinin bir dönem kol gezdiği 8 bin 200 kilometrekarelik alanı, DEAŞ ve PKK/YPG’li teröristlerden temizledik. Irak’ta da PKK hedeflerine yönelik başarılı harekâtlar düzenliyoruz. Haziran ayının ortasında yapılan hava ve kara harekâtları, bu sürecin parçalarıdır.

Terörle mücadelede yerli ve milli üretim büyük rol oynadığını belirten Erdoğan, “Savunma sanayiinde yerlilik oranını yüzde 20 seviyelerinden aldık, yüzde 70’lerin üstüne çıkardık” dedi.

Yerli savunma sanayinin ihracata katkı sağladığını da vurgulayan Erdoğan, savunma sanayisinin en önemli projesinin İHA ve SİHA’lar olduğunu ifade etti.

Erdoğan ayrıca, İHA ve SİHA’lara dış taleplerin de olduğunun altını çizdi.

“Açık ve net söylüyorum, Akdeniz’de gerilim istemiyoruz”

Türkiye’nin, Libya ile birlikte Doğu Akdeniz’de politikalarına ilişkin gelen bir soruya ise Erdoğan şu yanıtını verdi:

Aralarında komşularımızın da olduğu bazı ülkeler, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de etkisizleştirmek için hatalı bir sürecin içine girdiler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını gasp etmek istediler. Defalarca bunun yanlış olduğunu, hukuka uygun olmadığını söyledik. Türkiye’nin hak ve hukukunu koruma noktasında kararlı olduğunu ifade ettik. Hedefleri, Akdeniz’e en uzun kıyıya sahip olan ülkemizi sadece oltayla balık tutacak bir kıyı şeridine mahkum etmekti. Ama attığımız adımlarla bu planı boşa çıkardık. İki sondaj gemimizi göndererek, ülkemize ait alanlarda sismik araştırmalar yapmaya başladık.

Türkiye’nin gerilimden yana olmadığının da altını çizen Erdoğan şunları kaydetti:

Açık ve net söylüyorum; biz tarih boyunca farklı medeniyetlere beşiklik etmiş Akdeniz’de gerilim istemiyoruz. Bilakis burada var olduğu düşünülen hidrokarbon kaynaklarının tüm bölge için bir fırsat teşkil ettiğine inanıyoruz. İş birliğini ve adil bir paylaşımı esas alan her türlü teklife kapımız açıktır. Bu prensipler temelinde herkesle çalışmaya hazırız.

“8’i aşı olmak üzere 17 ilaç geliştirme projemiz devam ediyor”

Tüm dünya ile birlikte Türkiye’ye de yayılan yeni koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede büyük başarı kaydettiklerini vurgulayan Erdoğan, dünyanın 140 ülkesine de tıbbi teçhizat ve malzeme gönderdiklerini de ifade etti.

Erdoğan, Türk mühendisleri tarafından geliştirilen solunum cihazlarını da birçok ülkeye ihraç ettiklerini belirterek şunları kaydetti:

Hamdolsun kendi hastanelerimizin yanı sıra Brezilya’dan Somali’ye kadar birçok kıtada Türk malı solunum cihazları kullanılıyor. 8’i aşı olmak üzere 17 ilaç geliştirme projemiz devam ediyor. Yıl sonundan önce, hatta daha erken bu projelerde klinik öncesi aşamaya geçmeyi planlıyoruz.

“Yeni hükümet sisteminin avantajlarını iyi kullandık”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği avantajları çok iyi kullandıklarının altını çizen Erdoğan, “Kabinemizle tam bir koordinasyon içinde, vakit kaybına mahal vermeden, bürokratik oligarşiye takılmadan gereken tüm kararları aldık ve süratle uyguladık” dedi.

Erdoğan, “Daha önce çift başlılıktan neşet eden sorunların hiçbiri bu süreçte yaşanmadı. Kriz döneminde sistem tıpkı bir saat gibi tıkır tıkır işledi. Böylece muhalefetin sistemle ilgili eleştirilerinin ne kadar yersiz, haksız ve gereksiz olduğu ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

“Cumhur İttifakı güçlü olursa, Türkiye de güçlü olur”

AK Parti ve MHP arasında gerçekleşen Cumhur İttifakı’nın bir çok farklı cephelerde beka mücadelesini verdiğini kaydeden Erdoğan şunları kaydetti:

Türkiye, Libya’dan Doğu Akdeniz’e, Suriye’den Irak’a kadar çok farklı cephelerde beka mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin başarısı en az İstiklal Harbimiz kadar önemlidir. Ülkemizin zaferden başka şansı yoktur. AK Parti ve Cumhur İttifakı ise bu mücadelenin sancaktarıdır. Zira bu ittifak 15 Temmuz gecesi sokaklarda, meydanlarda omuz omuza yürütülen bir mücadeleyle kurulmuştur. Bu ittifak, pazarlıkların ve gizli-kapaklı anlaşmaların olmadığı şeffaf bir ittifaktır. Cumhur İttifakı ne kadar güçlü olursa, Türkiye de hedeflerine o derece hızlı ve sağlam yürür.

“Gençlerimize eğitimde fırsat eşitliği sunduk”

“Yeni sosyoloji ve gençlik konusu çok gündemde. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna ise Erdoğan, “40 yılı aşkın bir süredir siyasetin içindeyim. Bu zaman zarfında hep gençlerle yol yürüdüm, gençlere güvendim, gençlerin enerjisini, heyecanını ve desteğini yanımda hissettim” dedi.

Erdoğan şunları kaydetti:

Başbakan olduktan sonra ilk işimiz, Anayasa değişikliğiyle gençlerin seçilme yaşını 30’dan 25’e düşürmek oldu. Sonra bununla da kalmadık, 16 Nisan Halkoylaması’nda gençlerin seçilme yaşını, seçme yaşıyla eşitleyip 18’e indirdik. Eğitim alanında liseden üniversiteye, barınma imkânından burs meselesine kadar pek çok reforma imza attık. Kangrene dönmüş üniversite harçlarını kaldırarak, gençlerimize eğitimde fırsat eşitliği sunduk. Üniversite imkânını tüm illerimize yaygınlaştırdık. Başvuran her öğrencimize ya burs ya da kredi veriyoruz. Son 18 yılda üniversite sayımızı 3 kat artırarak 200’ün üzerine çıkardık. Her kademede eğitim altyapısını sürekli güçlendirmekte kararlıyız.

“Diğer ülkelere, Ayasofya’ya ilgili karara saygı göstermek düşer”

Ayasofya’nın camiye çevrilmesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Erdoğan şunları kaydetti:

Burası, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethettiğinde ilk cuma namazını kıldığı ve fethin sembolü olarak camiye dönüştürdüğü bir mekândır. Bu yüzden toplum hafızamızdaki yeri vazgeçilmezdir. 1934’te Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi, milletimizin içini acıtan bir karardı. Ayasofya’nın tekrar asli hüviyetine kavuşturulması gerekiyordu. Danıştay, yapılan başvuru sonucu nihai kararı verdi. Danıştay’ın kararını hukuk devleti adına, maşeri vicdanı rahatlatma adına müspet bir adım olarak görüyoruz. Dava sürecinde içerden ve yurtdışından çıkan çatlak seslerin ise hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ayasofya’nın statüsüyle ilgili nihai karar mercii başkaları değil Türk Milleti’dir. Bu, bizim iç meselemizdir. Diğer ülkelere de ancak alınan karara saygı göstermek düşer.

 

Independent Türkçe, Kriter dergisi

DAHA FAZLA HABER OKU