İsrail ilhak planını İran'ın nükleer dosyası ile meşrulaştırmaya çalışıyor

"Tahran’ın nükleer silah elde etme çabaları hakkında uluslararası topluma yalan söylemeye devam ettiğini belirtmeliyim"

Netanyahu, Tel Aviv'in "İran'ın nükleer silah edinmesine" izin vermeyeceğini vurguladı (Reuters)

Netanyahu, Tel Aviv'in “İran'ın nükleer silah edinmesine” izin vermeyeceğini vurguladı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 1 Temmuz’da ilhak planını uygulamaya koymadan birkaç gün önce, İran'ın İsrail'in başlıca meselelerinden biri olduğuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar, Netanyahu hükümetini bir yandan uluslararası toplum karşısında hiç de kolay olmayan bir ikilem, diğer yandan ise ilhak planının İsrail'in güvenlik durumuna yönelik bölgesel ve uluslararası etkileri ile karşı karşıya getirdi.

Bu ifadeler, ilhak planının İran nükleer programıyla mücadeleye yansımaları hakkındaki güvenlik ve askeri uyarıların ardından geldi. İsrail, planla ilgili tartışmaların zirvesindeyken, güvenlik araştırma enstitüleri ise Netanyahu'nun İsrail'in güvenlik durumuna ilişkin politikasının İran dosyasına odaklanan boyutları hakkında uyarıda bulundu.

Herzliya Disiplinlerarası Merkezi’ndeki Politika ve Strateji Enstitüsü araştırma yazarları, ilhakın uygulanması durumunda gelecekte patlak verecek güvenlik risklerine değindi. Aynı zamanda bu plana odaklanmanın İsrail'in mevcut tehditlere yanıt verme yeteneğini zayıflattığını, bunların başında İran'ın genişleyen nükleer programının geldiği düşüncelerini belirtti.

Enstitü başkanı Amos Gilad, Netanyahu'nun ilhakı uygulamak için uluslararası, Amerikan ve yerel bir kampanya yürütme ve İran tehdidine karşı küresel mücadeleyi terk etme seçiminin İsrail'in Tahran'a yönelik küresel tutumunu ihlal ettiğini, aynı zamanda sadece İran'ın değil, Lübnan ve Suriye'deki müttefiklerinin güçlendirilmesine de katkıda bulunduğunu söyledi.

Aylar içerisinde nükleer silah

Söz konusu araştırmanın ana odağını Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) İran'ın elinde bulundurduğu ve bin 571 kilograma vardığı düşünülen düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyum stokunu yaklaşık yüzde 50 yükselttiğine değindiği rapor teşkil ediyor. İsraillilere göre, Tahran askeri nükleer kapasitesini artırmaya karar verdiği taktirde, birkaç ay içinde nükleer silah yapmak için radyoaktif malzeme üretebilecek.

Enstitü, İran'ın UAEA ile işbirliği eksikliğine ve Tahran'ın 2000’lerin başlarında gerçekleştiğinden şüphelenilen nükleer silah faaliyetleri hakkındaki soruları yanıtlamayı ve ilgili iki tesise ulaşımı reddetmesi üzerine UAEA’nın endişesine de vurguda bulundu. Diğer yandan, İranlıların silah ve askeri yetenek ihracını yasaklayan Güvenlik Konseyi kararlarını sistematik ihlallerine rağmen Birleşmiş Milletler'in Tahran'a uyguladığı ambargo, dört ay içerisinde dolacak.

Rusya'yı teşvik

Böyle bir durum karşısında Tel Aviv ise İran’ın bu minvaldeki çabalarına karşı koymak için ABD ve Avrupa ülkelerini harekete geçirmek yerine ilhak planı ve egemenliğini dayatmakla meşgul. İsrail araştırması, nihayetinde İran ambargosunun kaldırılmasına yol açacak olan bu durumun Rusya'yı Tahran'a gelişmiş silahlar sağlamaya teşvik edeceğine inanıyor. Buna İran'a dokunulmazlık duygusu verecek ve nükleer projeyi hızlandırmaya devamını sağlayacak hava savunma sistemleri de dahil.

Araştırmacılar, bu meydan okuma dizisinde Tel Aviv'in sesinin uluslararası arenada neredeyse duyulmadığına, bu ciddi tehdide karşı güçlü bir şekilde çıkmadığına inanıyor. Gilad, uluslararası sahneyi İran tehdidine yönlendiren bir motor mahiyetindeki İsrail ve dünyanın birçok ülkesinin ilhak ve egemenlik meselesiyle meşgul olmasının İran ile ilgili tehlikeli güvenlik yönünü bir kenara bıraktığını, bu nedenle İran’ın nükleer silaha doğru ilerlemesine bir nevi izin verildiğini vurguluyor.

Çok boyutlu zorluk

Tahran'ın öncelikle de nükleer alanda ortaya koyduğu çok boyutlu, ciddi ve karmaşık meydan okuma, İsrail’in dünyayı harekete geçirmesini gerekli kılıyor. Ancak şuanki politikası ise ateşi körüklüyor, uluslararası ilgiyi çarpıtıyor. İsrail, nükleer programa karşı seferberlik sağlamak yerine müttefiklerini ilhak planını engellemek için ciddi miktarda enerji ve çaba sarf etmeye zorluyor.

Arap tarafı

Bunların yanı sıra, ilhak planı İsrail’in Arap ülkeleriyle yakınlaşma çabalarına da olumsuz yansıyor. İsraillilere göre, Tahran'ın aralarındaki ortak tehdit olması dolayısıyla İsrail ile ilişki ve işbirliklerinin geliştiği Körfez ülkeleri, ilhak planı dolayısıyla adımlarını yeniden hesaplıyor. Gilad ise şu ifadeleri kullanıyor:

“İsrail aynı anda hem ilhak planını gerçekleştirip hem de İran meselesine en iyi yanıtı veremez. Bu durumda Tel Aviv'in ilhakı seçtiği açıktır. Hemen hemen ulusal güvenliğimiz üzerinde artan stratejik zorluklardan kaynaklanan bu adım, Tahran'ın artan somut tehditlerine odaklanmamızı engelliyor. İlhak seçimi, İsrail’in İran tehdidi karşısındaki yıllar süren merkezi stratejik başarılarından birini, bunu yalnızca ulusal değil uluslararası bir sorun haline getirmiş olduğu gerçeğini savuşturuyor.”

Netanyahu, İran dosyasında geri adım atıyor

Herzliya Merkezi'nin öne sürdüğü yönler, İran güvenlik dosyasını Netanyahu gündemine yeniden getirdi. İsrail'in üç büyük zorlukla karşı karşıya olduğunu ve bunlarla devamlı olarak mücadele ettiğini açıklayan Netanyahu, “İlk olarak, İran ile vekillerinin kendilerini Suriye'ye askeri olarak konuşlama çabalarıyla sürekli karşı karşıyayız. İran ordusu, Suriye topraklarını terk etmek zorunda. Diğer yandan Suriye, Lübnan ve diğer yerlerdeki düşmanlarımızın yüksek hassasiyetli füze geliştirme çabalarıyla mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı. Netanyahu'nun bahsettiği ve en önemlisi olduğu düşünülen üçüncü mesele ise İran'ın nükleer programı. Bu hususta “İran'ın nükleer silah edinmesine izin vermeyeceğiz. Tahran’ın nükleer silah elde etme çabaları hakkında uluslararası topluma yalan söylemeye devam ettiğini belirtmeliyim” ifadelerini kullanan Netanyahu, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Kim bize saldırmayı denerse, yedi kat daha büyük bir risk ile karşı karşıya kalır. Ne kadar güçlü ve sağlam olursak, düşmanlarımızı o kadar caydırıp arkadaşlarımızı kendimize bir o kadar yaklaştırırız. İsrail'in gücünü düşmanlarımızı caydırmaya ve gerektiğinde onlara karşı harekete geçirme görevi, şuandan itibaren sizin de sorumluluğunuzdadır”

İlhak alanından geri adım

İlhakın planlandığı gibi gerçekleşmeyeceği kesin. Nitekim ilhak ve egemenlik için planlanan alandan geri adım atıldı. Netanyahu’nun Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşen Mossad Başkanı Yossi Cohen aracılığıyla Filistin Otoritesi ve Avrupa ülkelerine bir mesaj gönderdiği ortaya çıktı. Mesajda, ilhakın Ürdün Vadisi’ni içermeyeceği, henüz ilan edilmeyen iki veya üç yerleşim bloğu ile sınırlı kalacağı belirtildi. İsrailliler ise bu yerlerin büyük yerleşimleri olan Ma'ale Adumim ve Gush Etzion olacağını düşünüyor.

İlhak planının tartışıldığı kapalı toplantılardaki konuşması sızdırılan İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi ise mevcut planın sağın istediğinden çok daha kısıtlı olduğunu belirtti.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

https://www.independentarabia.com/node/130626

DAHA FAZLA HABER OKU