Bakteri yiyen virüsler Kovid-19 tedavisinde işe yarayabilir mi?

Bugüne kadar bu alanda çok az deney yapılmış olmasının dezavantaj olabileceği belirtiliyor

Öneriye yönelik klinik deneyler yapılmadan kesin sonuçlara ulaşılamayacağı belirtiliyor (CDC)

Sistem biyoloğu Marcin Wojewodzic, bakteri yiyen virüslerin Kovid-19 hastalarının tedavisine yardımcı olup olmayacaklarını test etmek için klinik deneylerin başlatılması yönünde çağrı yapıyor.

Fikirlerini, yayımladığı makalesinde detaylandıran Wojewodzic, bakteriyofaj diye isimlendirilen bu virüslerin Kovid-19 hastalarının tedavisinde iki ana yöntemle kullanılabileceğini öne sürüyor: Bakteriyel enfeksiyonla mücadele ve antikor üretimi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Forbes'un haberine göre “bakteri yiyenler” diye bilinen bakteriyofajlar Rusya’da ve komşusu Gürcistan gibi ülkelerde 1920’lerden bu yana insanların tedavisinde kullanılıyor. Ancak bakteriyofajların kullanımı Batı’da antibiyotik kullanımı nedeniyle büyük ölçüde terk edildi. 

Pandeminin başlamasından bu yana, Kovid-19’la ilişkili olarak birincil ölüm nedenlerinden birinin zatürreye bağlı akciğer iltihabı olduğu belirtiliyor. 

Öte yandan pek çok farklı raporda SARS-CoV-2 virüsü dışında bakteri veya mantar gibi mikroplar yoluyla oluşan enfeksiyonlardan da bahsediliyor. Kovid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılan hastaların yaklaşık yüzde 50’sinde bu tip enfeksiyonların da görüldüğü ifade ediliyor. 

Wojewodzic, Kovid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılan hastaların yüzde 70’ine bakteriyel enfeksiyonlardan korunmak için antibiyotik verildiğini tahmin ettiğini söylüyor.

Wojewodzic, bu açıdan pandeminin antibiyotik direncine yönelik de ciddi sorunlar yaratabileceğini ifade ediyor. 

Pandemi nedeniyle artan antibiyotik kullanımı, görünmez birçok halk sağlığı tehlikesine yol açabilir. Antibiyotikler ne kadar çok kullanılırsa, bazı bakterilerin onlara karşı direnç geliştirme riski de o kadar artar ve kullanımını daha az etkili hale getirir.

Bakteriyofajların ayrıca ilaçların kullanımını daha etkin hale getirebilmek için ilaçlarla birlikte kullanılabileceği de belirtiliyor. 

Wojewodzic ayrıca bu virüslerin kullanımıyla antikor oluşumunun da sağlanabileceğine inanıyor. Bakteriyofajların yapay olarak genetiğinin değiştirilmesiyle SARS-CoV-2 virüsüne karşı antikor üretimi açısından alternatif oluşturabileceği düşünülüyor. 

Eğer strateji işe yararsa, hastaların SARS-CoV-2 virüsüne karşı kendi özgün antikorlarını üretmeleri için zaman kazandıracak, böylece bağışıklığın aşırı reaksiyon vermesini de azaltacaktır.

Öneriye dair dezavantajlardan biri bugüne kadar çok az klinik deneyin yapılmış olması. 

Wojewodzic, “Deneyler sadece etkinliğin sağlanması için değil tedavilerin güvenliği açısından da gerekli. Elbette bağışıklık sistemi son derece karmaşık, bu yüzde deney yapılmadan neler olabileceğini tahmin etmek çok zor” ifadelerini kullandı. 

 

Forbes

DAHA FAZLA HABER OKU