Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser tahliye edildi, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluğu devam edecek

Gazetecilerin yargılandığı davada bir sonraki duruşma, 9 Eylül'de yapılacak

Görsel: Haberin Var Mı İnisiyatifi

Libya'da hayatını kaybeden MİT mensubunun kimliğinin ifşa edildiği iddiasıyla tutuklanan gazeteciler Barış Pehlivan, Ferhat Çelik, Barış Terkoğlu, Aydın Keser, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç hakim karşısına çıktı. 

Mahkeme, yaklaşık 10 saat süren duruşmanın sonunda kararını açıkladı.

Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in tahliyesine karar veren mahkeme, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Bir sonraki duruşma, 9 Eylül'de yapılacak.

Gazeteciler Çağlayan Adliyesi önündeydi 

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan duruşma öncesinde, tutuklu gazetecilere destek için Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasına, CHP milletvekilleri Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, Sera Kadıgil, Tuncay Özkan, Muharrem Erkek, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Oya Ersoy, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı. 

tutuklu gazeteciler.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Basın açıklamasını, tutuklu gazetecilerle dayanışma için kurulan Haberin Var Mı İnisiyatifi adına, gazeteci Mehveş Evin okudu.

Açıklamada, "Ta başından beri söylediğimiz gibi, onlar tutukluyken hiçbirimiz özgür değiliz. Özgür basın susturulamaz. Başta bu davadan yargılan gazeteci meslektaşlarımız olmak üzere hakikatten ayrılmayan tüm gazetecilere özgürlük" denildi.

Adliye önündeki açıklamadan sonra, duruşma salonuna geçildi. Sanıkların kimlik tespitinin ardından duruşma başladı.

Ağırel: Paylaşımımla diğer haber ve fotoğraflar arasında benzerlik yoktur

Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel'in savunmasıyla duruşma başladı. Yaptığı paylaşımları ve gözaltı sürecini anlatan Ağırel, Cumhurbşakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Libya'da bir kaç şehidimiz var" sözüne atıf yaparak, "Bu vatan uğruna gözünü kırpmadan can veren yiğitlerden eşya gibi “tane” diye bahsedilmesi çok üzmüştü beni" dedi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Paylaşımından önce Şubat ayında Sarmal adındaki kitabının yayınlandığını ve kitapta yer alan Pelikan bölümünde ismi geçenler tarafından Libya paylaşımı nedeniyle sosyal medyada hedef gösterildiğini ifade eden Ağırel, "Şunu belirtmem gerekir ki benim Twitter paylaşımım ile diğer bahsedilen haber ve fotoğraflar arasında bir benzerlik bulunmamaktadır." dedi.

Ağırel, savunmasını tahliyesini ve beraatini talep ederek noktaladı. 

Keser: 4 aydır tecritteyim

Ağırel'in ardından Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser savunmasına başladı. 4 aydır tecritte olduğunu ve eşiyle koronavirüs salgını nedeniyle alınan önlemler kapsamında bir defa görüşebildiğini ifade eden Keser, kalp rahatsızlığı nedeniyle kardiyoloji servisine gitmesi gerektiğini ancak sevkinin yapılmadığını belirtti. 

Haberin ajanstan geldiğini ve gazetede çıkan haberlerin gündem toplantısında belirlendiğini söyleyen Keser'in ardından Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik savunma için sanık kürsüsüne geldi.

Çelik: İddianamede haberler değil benim yaşam hikayem yer alıyor

Medyanın yüzde 95'inin AK Parti'nin kontrolünde olduğunu belirterek savunmasına başlayan Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Libya'da bir kaç şehidimiz var" sözlerini hatırlatarak, "İnsanlar da bu şehitler kim diye sorar. Akla ilk asker gelir" dedi. "Gazetecinin açık kaynaklardan haber yapması suç mudur?" diyen Çelik, "Benim bu haberi yapmam için bir yerden talimat almam gerekmez" ifadelerini kullandı.

Yeni Yaşam'da yayımlanan haberlerin iddianamede yer almadığına dikkati çeken Çelik, "İfademe de yer verilmemiş sadece hayat hikayem yer alıyor. AKP iktidarının karakteri bu. Gerçeklerin üstünü örtmek için algı oluşturuyor." dedi. 

Mahkeme başkanı, Ağırel, Çelik ve Keser'in savunmalarının ardından duruşmaya 15.30'a kadar ara verdi.

Duruşma, aranın ardından Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç'ın ifadeleriyle devam etti.

Kılınç: Haberi yapma amacım şehide askeri tören yapılmamasıydı

Aranın ardından duruşma yeniden başladı. Sanık kürsüsüne Odatv'de yayınlanan haberi yapan muhabir Hülya Kılınç geldi. 20 yıldır yerel gazetecilik yaptığını belirten Kılınç, cenazedeki görüntülere nasıl ulaştığını ve haberi yayınlamadan önce cenazeyle ilgili köy muhtarı ve belediye görevlisiyle yaptığı görüşmeleri anlattı. Kılınç, şehide askeri tören yapılmadığı için haberi yaptığını belirtti.

Suç işleme kastıyla hareket etmediğini söyleyen Kılınç, tahliyesini ve beraatini talep etti.

Pehlivan: Neyse ki Fethullahçılar gibi bilgisayarıma belge yüklemediler

Kılınç'tan sonra savunması sırası Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'daydı. 2011 yılında tutuklandığı davayı hatırlatarak söze başlayan Pehlivan, şunları söyledi:

Neyse ki; Fethullahçılar gibi bilgisayarıma belge yüklemediler, direkt haberi suç delili yaptılar, diye sevinmeli miyim üzülmeli miyim?

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın, Odatv'de yayınlanan haberden önce cenaze görüntülerini paylaştığını belirten Pehlivan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Libya'daki şehitlerden bahsettiğini, sosyal medyada cenazeden görüntülerin paylaştığını da ifade etti. 

"MİT mensuplarını savcılık ifşa etti"

Pehlivan, savunmasında, Odatv'de yer alan haberdeki cenaze taşıma görüntülerinde, tabutu taşıyan kişilere dair bir bilgi olmadığını ancak iddianamede savcılığın o kişilerin MİT mensubu olduğunu belirttiğine değinerek, "MİT mensuplarını savcılık ifşa etti" dedi. Savunmasını "Çocuğum yarın ‘’peki, o günlerde sen ne yaptın’’ diye sorarsa, başımı eğmeden gözlerinin içine bakıp anlatacağım bir mücadeleyi miras bırakmak istiyorum. Gerisi lafügüzaf." diyerek noktalayan Pehlivan'ın ardından Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu sanık kürsüsüne geldi.

Terkoğlu: İddianamede Başsavcı ve Başsavcı Vekili'nin imzasını görünce sevindim

"Yargılanırız, varsa suçumuz mahkûm oluruz, ardından infazımız yerine getirilir. Hukukun ilerleyişi budur. Oysa siyasi intikam davaları pek de öyle işlemiyor. Önce infaz ediliyorsunuz, yargılama ona yetişmeye çalışıyor." diyen Terkoğlu, savunmasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz'ın iddianamede imzasının olmasının kendisini sevindirdiğini belirterek, "İddianamenin üzerindeki gölge, mürekkebe bulanıp suretini göstermiş" dedi.

"Birileri savcıları ve MİT'i harekete geçirdi"

Terkoğlu ayrıca, "Ortadaki tablo çok açık.  İstanbul’daki savcıları da Ankara’daki savcıları da hatta MİT’i de birileri harekete geçirdi. O 'birileri' kimse Odatv’den başlamak üzere herkese tezgâh kurdu." dedi.

"Tabut taşıma stilinden MİT mensubu olduğu bilinemeyeceği için..."

Terkoğlu, savunmasında Odatv, BirGün, Yeniçağ ve Yeni Yaşam gazetelerinde çalışan gazetecilerin bir araya getirilmesine "Çorba" deyimi kullandı ve MİT mensubunun tabutunu taşıyan ve ifşa edildikleri iddia edilen MİT görevlileriyle ilgili şunları söyledi:

"İddianamede cenazede tabut taşıyan insanların fotoğrafı için “MİT mensuplarını açık kimlik, görev ve ünvanlarıyla birlikte ifşa etme kastıyla yayınlandığı açık” yazıyor. Kimsenin tabut taşıma stilinden MİT mensubu olduğu bilinemeyeceği için, MİT’in yazısı sayesinde bu kişilerin MİT personeli olduğunu ilk kez kendisi açıklıyor.

Ekinci: Fotoğraf çekme diyen olmadı

Terkoğlu'ndan sonra davadaki tutuksuz sanık Eren Ekinci savunmasını yaptı. Akhisar Belediyesi'nin basın biriminde çalışan ve cenazenin fotoğraflarını Hülya Kılınç'a vermekle suçlanan Ekinci, suçlamaları kabul etmeyerek fotoğraf çekmemesi konusunda uyarılmadığını da söyledi. 

Tanıklar dinlendi

Sanıkların savunmalarının ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Yeni Yaşam Gazetesi'nin editörü Semiha Alankuş, gazetede editöryal bağımsızlık olduğuna vurgu yaparak, son kararda söz sahibinin editörler olduğunu ifade etti.

Alankuş'tan sonra dinlenen cenaze töreninin yapıldığı köyün muhtarı Cumali Merter, mahkeme başkanının "Cenazenin MİT mensubuna ait olduğunu neden söylemediniz?" sorusunu "Heyecanıma verin1 diyerek yanıtladı.

Savcılık tutukluluk hallerinin devamını istedi

Tanık ifadelerinin ardından savcılık mütalaasını verdi. Bir sonraki duruşmaya kadar esas hakkındaki mütalaa için süre isteyen savcılık,  yurt dışındaki sanık Erk Acarer'in yakalama kararının devamına ve tutuklu 6 gazetecinin tutukluluk halinin devam edilmesini talep etti. 

Mütalaadan sonra sanık avukatlarının savunmaları başladı.

Avukatların savunmalarının ardından mahkeme heyeti karar için duruşmaya 45 dakika ara verdi.

Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in tahliyesine karar veren mahkeme, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Terkoğlu'ndan ilk açıklama: Kaldığımız yerden, bıraktığımız gibi devam edeceğiz

Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, tahliyesinin ardından yaptığı ilk açıklamada, "Bu dava tıpkı bizim daha önce karşılaştığımız davalar gibi, bizi susturmak bizim kalemimizi kırmak için açılmış bir davaydı. Biz gazeteciliğe, yazmaya, araştırmaya devam edeceğiz.  Kaldığımız yerden, bıraktığımız gibi devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU