Kovid-19 hastalarının hepsinin antikor geliştirmediği belirlendi: Antikor testleri tartışılıyor

Araştırma sonuçları, kişinin Kovid-19 geçirip geçirmediğini belirlemek için yapılan antikor testlerinin başarısına dair soru işaretleri yarattı

Bilim insanları hastalığı geçirmiş kişilerin vücudundan alınan antikorlarla diğer hastaların durumunu iyileştirmeye yönelik yöntemlerin de etkili biçimde kullanılmasına dair araştırmalar yürütüyor (AFP)

Koronavirüse yakalanan herkesin antikor testinin pozitif çıkmadığını ortaya koyan yeni bir araştırma yayımlandı. Araştırma, kimin Kovid-19 geçirdiğini belirleyen testlerin başarısına dair soru işaretleri yarattı.

Londra Üniversitesi St. George's Tıp Fakültesi ve St. George's Üniversite Hastaneleri Ulusal Sağlık Hizmeti Kuruluş Vakfı liderliğinde araştırmacılar, Kovid-19 tanısı konduktan iki ay sonrasına kadar birçok insanın kanında antikor bulunduğunu tespit etti.

Fakat çalışmaya katılan ve enfeksiyon testi pozitif çıkan 177 hastanın yüzde iki ile yüzde 8,5'inin Kovid-19 antikor testi pozitif çıkmadı.

Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson Mart'ta antikor testinin, "ciddi değişiklikler getirdiğini" söyleyerek testi övmüş ve testlerin bir kısmının Birleşik Krallık'ta (BK) kullanımı onaylanmıştı. Bazıları, Kovid-19 hastalığını çoktan geçiren kişilerin gelecekte enfeksiyona karşı bağışıklık kazanacağını da umuyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çalışmanın baş araştırmacılarından Profesör Sanjeev Krishna, "Belli sayıda kişi, enfeksiyonu geçirdiğini gerçekten göstermiyor olabilir. Geniş kapsamlı herhangi bir veriyi yorumlarken bunu göz önünde bulundurmanız veya buna göre ayarlamalar yapmanız gerek" dedi.

Vücudun bağışıklık sisteminin koronavirüsle savaşmak için ürettiği antikorlar, iyileştikten sonra da üretilmeye devam edebilir. Testler bu sayede kişinin Kovid-19 geçirip geçirmediğini saptayabiliyor. Bu testler kişinin o an hasta olup olmadığını gösteren viral testlerden farklı.

Geçen ayın sonunda Ulusal Sağlık Hizmeti ve yoğun bakım personeline antikor testi programı sunulurken Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı, bu tarz testlerin öneminin şu anda "virüsün yayılmasıyla ilgili veri sunmak ve daha fazla kavrayış sağlamakla" sınırlı olduğunu açıklamıştı.

Liverpool Tropikal Tıp Okulu, Mologic Ltd. ve Senagal'deki Pasteur de Dakar Enstitüsü'yle beraber yürütülen St. George's araştırması hastalığı ciddi geçirme riski fazla olan kişilerin antikor geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu kişiler arasında etnik azınlıklar, yaşlı hastalar, aşırı kilolular ve belli başlı başka hastalıkları olanlar var.

Profesör Krishna antikor geliştiren insanların gelecekte enfeksiyondan korunup korunmayacağını belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söyledi.

Bunu yapmanın en iyi yolu tespit edilebilir antikorlara sahip insanları alıp enfeksiyona maruz kaldıklarında hastalığa yeniden yakalanma ihtimallerinin ne olduğuna bakmak olacaktır. Böyle bir süreç zaman alır ve aynı zamanda şu anda karşılaştığımızdan, şükürler olsun, daha yüksek bir enfeksiyon riski gerektirebilir.

Prof. Krishna araştırmanın, enfeksiyon geçiren birçok kişinin en az iki ay daha antikor üretmeye devam ettiğini göstererek güven vermesine rağmen bağışıklık konusunda henüz kesin cevapların olmadığını belirtti.

Profesör Krishna, "Herkesin duymak istediklerini büyük bir kesinlikle söyleyebilmek isterdim" dedi.

Sorun şu ki dikkatli olmalıyız. Antikor geliştiren kişilere virüsün tekrar bulaşmayacağını kesin biçimde gösterecek çalışmaları beklemek zorundayız.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU