Kalın ve Altun "darbe iması yaptı" diye tepki gösterdi, Zarakolu "Yazıyı yeterince okumamışlar" yanıtı verdi

Zarakolu’nun yazısında darbeciler tarafından idam edilen eski başbakanlardan Adnan Menderes’le Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılaştırmasına İletişim Başkanı Altun tepki gösterdi. Altun, “Erdoğan’ın sonuna kadar arkasındayız” ifadesini kullandı

Fahrettin Altun, söz konusu yazıdaki ifadeleri "hastalıklı zihniyet" olarak niteledi / Fotoğraf: AA

Artı Gerçek'ten Ragıp Zarakolu "Makus Kaderden Kaçış Yok" başlığıyla bir yazı kaleme aldı.

Yazıda 1950 seçimlerinde yüzde 52,7 oyla iktidara gelen, 10 yıl süreyle başbakanlık yapmasının ardından idam edilen Adnan Menderes ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kıyaslandı.

Zarakolu'nun yazısı, iktidara karşı “darbe”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “idam” tehdidi olarak algılandı.

“Darbe çığırtkanlığı” yaptığı iddiasıyla eleştiri oklarının hedefine yerleşen yazıya tepki gösterildi.

"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sonuna kadar yanında, sonuna kadar arkasındayız"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldığı iddia edilen yazıyı, Twitter hesabı üzerinden eleştirdi.

"Hastalıklı zihniyet" nitelemesinde bulunan Altun, şu ifadeleri kullandı:

Kaderi tayin eden Allah’a yemin olsun ki bu hastalıklı zihniyete ve tehditlerine boyun eğmeden milleti için dimdik duran liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sonuna kadar yanında, sonuna kadar arkasındayız.

"Bu memleketi birilerine peşkeş çekmenize asla müsaade etmeyeceğiz"

Yazıyı eleştiren isimlerden biri de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın oldu.

Kalın, "Darbe, cunta, idam söylemlerinizle tarihin çöplük kutusuna yuvarlanıp gideceksiniz" ifadelerini kullandı.

Zarakolu: Makus kaderden kaçış yok

Artı Gerçek ve Evrensel yazarı Ragıp Zarakolu'nun "Makus Kaderden Kaçış Yok" başlığıyla kaleme aldığı yazıda darbe çığırtkanlığı yapıldığı ileri sürülüyor.

Tepkiler üzerine Artı Gerçek'te 'Zorunlu açıklama" başlıklı bir yazı daha yazan zarakolu ise hayatı boyunca darbelere karşı durduğunu belirtti.   

Yazısına "Darbe karşıtı bir yazının bu kadar ters yorumlanması, anlaşılır bir şey değil. Cumhurbaşkanlığı sözcülerinin yazıyı yeterince okumadıkları anlaşılıyor. Hayatım darbelere, darbeci eğilimlere karşı mücadele ile geçti" sözleriyle başlayan Zarakolu devamında şu ifadeleri kullandı:

1960-61 yılını Mebus Evleri diye anılan İsrail Evlerinde geçirdim. Siyasi tutsak aileleri ile ilk kez orada karşılaştım. Yassıada’da zulüm altında olan mebusların çocuklarının okulda ‘düşükler’ diye aşağılandığına tanık oldum. Onlarla dayanışma içinde oldum. Yassıada’da yapılan aşağılama ve işkencenin ilk tanıklıklarını dinledim. Daha sonra faillerinin askeriye içinde nasıl yükseldiklerine, 90’lı yıllarda nasıl kirli bir savaş yürüttüklerine tanık oldum.

İnsan haklarına duyarlı olmamın, üniversite yıllarında bir darbeden medet ummamamım nedeni belki de bu.

12 Mart Darbesini hapiste geçirdim, 20 yıl pasaport alamadım. Doktoram yarım kaldı. 12 Eylül darbesini tehdit altında yaşadım.

28 Şubat günlerinde, 12 Eylül idamlarını anlatan bir kitabı ve 12 Eylül darbesini sembolik olarak yargılayan Hannover Tribünali’nin belgelerini yayınladığım için mahkemeye verildim. Başkanım Akın Birdal suikasta uğradı. Eşim Ayşe Nur hakkında ölüm döşeğinde davalar açılmaya devam etti.

2006 yılında şu anda iktidarın payandası olan bir çevre tarafından Hrant Dink ile birlikte hedef gösterildim.

2007 yılında kaos planı gerçekleşmedi ise bunun nedeni Hrant Dink’in iğrenç katline gösterilen ve toplumun her kesimini kucaklayan vicdan patlaması idi.

Darbe heveslileri Hrant’ı katletmekle kendi ayaklarına ateş ettiler.

2011 yılında saçma gerekçelerle gözaltına alınıp tutuklandım. Beni tutuklayan, ulusal ve uluslararası tepki üzerine daha mahkeme başlamadan beni serbest bırakmak zorunda kalan ekip, polisi, savcısı, hâkimi ile hapiste şu an.

2015 darbe girişimi / karşı darbesi de bana dokunmadan geçemedi ne yazık ki.

Kıssadan hisse: İnsan hakları ve adalete bir gün herkes muhtaç olabilir ve olacaktır.

 

Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU