Yeni Havalimanı: Zararda mı? Tehlikeli mi? Kapladığı alan gerekenden fazla mı?

Taşınmasının üçüncü kez ertelenmesi ve ana ortaklarından Kolin'in hisseleri devretmesinin ardından yeni havalimanının finansal sıkıntıda olup olmadığı, gelir hedefinin karşılanıp karşılanamayacağı soruları gündemde

Fotoğraf: AA

Hikayesi 14 yıldır devam eden İstanbul Havalimanı’nda taşınma tarihinin üçüncü kez ertelenmesi ve ortaklardan Kolin İnşaat’ın havalimanındaki hisselerini devretmesi yeni havalimanı ile ilgili soru işaretlerini yeniden gündeme taşıdı. 

Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul Havalimanı'na kademeli olarak gerçekleştirilen taşınma işleminin 5-6 Nisan tarihlerinde tamamlanacağı duyuruldu. Buna göre 5 Nisan saat 00:00'da başlayacak olan taşınma işlemi 45 saat sürecek ve 6 Nisan 21:00'da tamamlanacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı resmi açılış töreniyle 29 Ekim 2018'de hizmete giren ve ilk uçuşun 31 Ekim’de gerçekleştiği İstanbul Havalimanı'nın taşınma işleminin tamamlanması için planlanan ilk tarih, 29-31 Aralık 2018'di. Bu tarih daha sonra 1-2 Mart tarihlerine ertelenmişti.

 

 

Hisse devri açıklaması ise Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yer aldı. Buna göre Kolin İnşaat’ın; 

-İstanbul Grand Airport (İGA) Havalimanı İşletmesi A.Ş.,

-İGA Havalimanları İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi,

-İGA Güvenlik Hizmetleri A.Ş.,

-CMLKK (Cengiz - Mapa - Limak - Kolin - Kalyon Konsorsiyumu) Bilişim Teknolojileri Hizmetleri A.Ş.,

-CMLKK Liman İşletmesi A.Ş.

-CMLKK Gayrimenkul Yatırım İşletmeleri A.Ş.'deki hisseleri ile

-Kolin’in bağlı olduğu Koloğlu Holding A.Ş.'nin Lodos Elektrik Üretim A.Ş.'deki hisselerinin 

Cengiz İnşaat ve Kalyon Havacılık ve İnşaat AŞ tarafından devralınması için Rekabet Kurulu’na başvuruda bulunuldu. 

Ayrıca Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Anıl Çağrı Koloğlu’nun CMLKK Akaryakıt İstasyonları İşletmeciliği AŞ ve CMLKK Otopark İşletme Hizmetleri AŞ'de bulunan hisselerinin Mehmet Kalyoncu ve Uğur Cengiz tarafından devralınması için de kurula müracaat edildi.

Kolin Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Naci Koloğlu, Aralık 2017’de Capital Dergisi’ne verdiği röportajda İGA’yı tek başına yapmanın mümkün olmadığını, ortakları özenle seçtiklerini belirterek “Taahhüt sektörü çok riskli. Ülke sıkıntıya girerse, ülkenin bütçesi sıkıntıya girerse ilk yapılacak iş yatırımları kesmek olur. Yatırımların kesilmesi yapılan programların aksaması demek. Taahhüt sektöründen çekilmeyi hep düşünürüz ama çekilmeyiz” demişti. 

Yeni havalimanının kısa hikayesi

Fikri ilk kez 2005’te ortaya atılan ve Erdoğan’ın başbakanlık yaptığı 2011’de açıklanan “Vizyon 2023” hedefleriyle hız kazanan İstanbul Havalimanı’nın ihalesi 13 Mayıs 2013’te gerçekleşti. 

 

 

17 firmanın şartname aldığı ancak dört grubun teklif verdiği ihaleyi kazanan Cengiz-Kolin-Limak-MAPA-Kalyon Ortak Girişim Grubu oldu. Bu şirketler, İstanbul Havalimanı’nı inşa etmek ve 25 yıl boyunca işletmek amacıyla 7 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Grand Airport (İGA) şirketini kurdu. 

Şehir merkezinden 35 kilometre mesafeye inşa edilen havalimanı 76,5 milyon metrekarelik bir alanda yükseliyor. Dört fazda tamamlanacak projenin tamamı bittiğinde yıllık 200 milyon yolcuya ulaşacak, iki terminal ve altı pistli bir havalimanı olacak. Cumhuriyet tarihinin en yüksek bedelli ihalesiyle başlayan havalimanının 300’den fazla destinasyona uçması bekleniyor. 

Devletin vadettiği yarım milyarın üzerindeki gelir tutar mı? 

Yap-İşlet-Devret modeliyle çıkılan ihalede yeni havalimanının 25 yıllık kira bedeli için en yüksek teklif KDV dahil 26,1 milyar euroydu. Bu da 25 yıl boyunca "mal sahibi" konumundaki Devlet Hava Meydanları İşletmesi'ne (DHMİ) senelik 1,04 milyar euro gibi bir kira bedeli ödeneceği anlamına geliyor.

Independent Türkçe’ye konuşan Ekonomist Mustafa Sönmez’e göre havalimanı taşınmadıkça ayda 100 milyon euroya yakın kira geliri devlet hazinesine zarar olarak yazılıyor. 

 

 

İGA’yı oluşturan şirketler, devlete kira ödeyecek. Peki devlet, bunun karşılığında hangi garantiyi verdi? 

Devletin şirketlere verdiği gelir garantisi ilk 12 yılı kapsıyor. Atatürk Havalimanı’nın tamamı taşınır taşınmaz 1 milyar 4 milyon Euro yıllık kira ödemesi yapmaya başlayacak işletmelerin 12 yıl boyunca devletten alması gereken gelir garantisi şu şekilde: 

1. yıl  316 milyon 351 bin 370 euro      

2. yıl  333 milyon 847 bin 140 euro      

3. yıl  350 milyon 793 bin 880 euro     

4. yıl  367 milyon 279 bin 855 euro     

5. yıl  540 milyon 582 bin 936 euro      

6. yıl  563 milyon 60 bin 583 euro      

7. yıl   585 milyon 105 bin 273 euro

8. yıl 606 milyon 750 bin 8 euro 

9. yıl 628 milyon 20 bin 180 euro

10. yıl 648 milyon 935 bin 580 euro

11. yıl 669 milyon 511 bin 824 euro

12. yıl 689 milyon 761 bin 373 euro  

Yolcu sayısı tutmazsa devlet zararda 

Yukarıdaki miktarları sağlayacak gelir ise yolcudan alınacak “Yolcu servis ücreti”. Habertürk Gazetesi’nden Güntay Şimşek’in de 27 Aralık’ta köşesine taşıdığı üzere İstanbul Havalimanı’nda dış hattı kullanan her yolcudan alınan vergi 20 euro olarak belirlendi. Bu miktar Atatürk Havalimanı için 15 dolar. Aynı şekilde transfer geçiş yapan yolcudan 5, iç hat gidişi kullanan yolcudan 3 euro tahsil edilecek. 

Resmi plana göre devletin verdiği yolcu garantisi ilk etapta 90 milyon, ikinci aşamada 120 milyon, üçüncü aşamada 150 milyon, dördüncü aşamada ise 200 milyon yolcu. Giden yolculardan tahsil edilecek ücretler garanti edilen rakamların altında kalırsa, üzeri devlet tarafından ödenecek. Eğer bu meblağın üzerinde gelir elde edilirse fark Hazine’ye aktarılacak.

Güntay Şimşek’e göre ilk yıllar için verilen yolcu garantisinin karşılanması mümkün. Ancak 12’nci yılda yolcu sayısının ikiye katlanması ve en yüksek yolcu servis ücretinin tahsil edildiği dış hat yolcusunun garanti rakamını karşılayıp karşılamayacağı ise belirsiz. 

Atatürk Havalimanı’nın Ocak-Kasım 2018 döneminde ağırladığı yolcu sayısı toplam 62 milyon 883 bin 738. Bunun 45 milyon 468’i dış hatlardan. Bu rakamlarla dünyanın en yoğun transit havalimanlarından biri olan Atatürk Havalimanı’ndan elde edilen gelir, sadece dış hatlar için 585 milyon euronun üzerinde. Havalimanının bu haliyle taşınması durumunda, devletin verdiği yolcu garantisinin altına düşülmeyeceği, devletin kasasından da para çıkmayacağı görülüyor.

 

 

“Havalimanının kaderi ülke büyümesine bağlı” 

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ile Dr. Tuba Toru Delibaşı’nın 2013’te kaleme aldığı “Mega Havalimanının Kaderi Büyümeye Bağlı” başlıklı araştırma notunda bu gelirin elde edilmesinin çok kolay olmayacağı öne sürülüyor.

Gürsel ve Delibaş konuyla ilgili iki senaryo ortaya koyuyor. Nüfus artış hızı, bilet fiyatları ve ekonominin büyüme performansının ele alındığı senaryolardan ilkinde; 

- Büyüme 2013-2019’da yüzde 5 seviyesinde gerçekleşirse yolcu sayısı 2019’da 80 milyon

- 2020-2031 yılları arasında yüzde 4 büyünürse yolcu sayısı 2020’lerin ikinci yarasında 120 milyon,

- 2031-2043 döneminde de yüzde 2 büyüme gerçekleşirse 2030’larda yolcu sayısı 150 milyon olarak tahmin ediliyor. 

Raporda ikinci senaryo için şu ifadeler yer alıyor: 

“Buna karşılık, büyüme hızlarının aynı dönemlerde yüzde 4, yüzde 3 ve yüzde 1,5 kabul edildiği Senaryo 2’de 90 milyona ancak 2020’lerin ikinci yarısında ulaşılabiliyor. 120 milyonluk kapasiteye ise ancak 2050’lere doğru ihtiyaç duyulacağı görülüyor.” 

Tek gelir kapısı yolcu sayısı mı?

Airport Haber yazarı havacılık uzmanı Murat Herdem, 29 Ekim’de BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: 

"İlk birkaç yıl yolcu gelirleri kafa kafaya gibi olsa da ilerleyen yıllarda bir miktar devletin kasasından para çıkacağını söyleyebilirim. Çünkü devletin yolcu geliri tazminatı ödememesi için 12'nci yılın sonunda kabaca yolcu sayısının 130 milyona çıkması gerekiyor. O süreçte bir kriz yaşanır yolcu sayısı düşerse devlet bu açıdan zarara uğrayacaktır.”

Herdem, "Tabi devletin yolcu geliri dışında havalimanı otoparkı, Duty Free, ticari alan kiraları ve hava tarafı yönetim gelirleri gibi çok ciddi gelir kalemlerinden pay almayacak olması ve sadece yolcu gelir riskine garantör olması sözleşmenin tartışılabilir bir yönü olarak öne çıkıyor" diye konuşmuştu. 

Proje kar eder mi?

Seyfettin Gürsel ve Tuba Toru Delibaşı’nın dikkat çektiği bir diğer husus ise inşaat maliyeti. 

Buna göre ilk aşama için anlaşılan, 90 milyon kişi kapasiteli havalimanı için alınacak kredinin bedeli 7,5 milyar Euro. 

IGA, bu maliyetin yüzde 20’sini öz sermayesinden karşılayacağını açıklamıştı. Geriye kalan 6 milyar euro için dört yıl geri ödemesiz, sonrasında 12 yıl ödemeli toplam 16 yıllık kredi paketi planlanlanmıştı. 

IGA’ya göre, 6 milyar euroluk kredi, devletin “12 yılda 6,4 milyar Euro gelir elde edilecek” garantisi ile ödenebilecekti. 

Ancak faiz oranlarını olabilecek en düşük seviyeden hesaplayan Gürsel ve Delibaşı’ya göre yedi yıllık kredi taksiti 620 milyon euronun üzerinde. İlk yıl vadedilen gelir ise bu miktarın yarısı kadar. 

IGA: Kredi borcunun kefili devlet değil 

Ekim 2015’e gelindiğinde İGA, yeni havalimanının birinci etabının finansmanı için Ziraat Bankası, Halkbank, VakıfBank, DenizBank, Garanti Bankası ve Finansbank ile toplam 4,5 milyar euro’luk kredi anlaşmasına imza attı. 2018’de ise bu altı bankadan toplam 1 milyar euro daha ek kredi alındı. 

IGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı Kadri Samsunlu, Eylül 2018’de yaptığı açıklamada,  DHMİ’nin kredi borcuna kefaletinin kesinlikle söz konusu olmadığını söylemişti.

 

 

Yeni havalimanının kapladığı alan dünyanın en büyük havalimanının 4,5 katı  

Dört fazının 2028’e kadar tamamlanması beklenen havalimanı, İstanbul’un son ormanlık bölgesine inşa edildi. Mart 2013'te hazırlanan birinci ÇED raporunda, alandaki toplam 2 milyon 513 bin 341 ağacın 657 bin 950 adedinin kesilmesinin zorunlu olduğu belirtildi. 

Aynı rapora göre 107 gününü kuvvetli rüzgarlı geçiren bölge, göçmen kuşların da uçuş rotasında. 

Yeni havalimanını, dünyanın yolcu trafiği açısından en büyük havalimanı Hartsfield Jackson Atlanta Uluslararası Havalimanı ile kıyaslayan Gürsel ve Delibaşı’na göre üçüncü havalimanına ayrılan 7400 hektar çok fazla: 

“45 milyon yolcu kapasiteli Atatürk Havalimanı’nın alanı 1178 hektardır. Geçen yıl 100 milyon yolcunun uçtuğu ve dünyanın en yoğun havalimanlarından Atlanta’nın kurulduğu alan da 1625 hektar. Velev ki, üçüncü havalimanı 150 milyon yolcuyu bulsun, gerekli alan fazla fazla 3500 hektar hesaplanıyor. Kalan 3900 hektar ne olacak? Ya çevresindeki binlerce hektar? O arazilerin ortakları kimler?”

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı bugün Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada iklim özellikleri göz önüne alındığında, üçüncü havalimanının askeri uçakların inip kalkabileceği nitelikte bir alan olduğunu belirterek şöyle konuştu: 

“Yolcu uçaklarının da inip uçabilmesi için arazideki akarsu ve göl tortullarını kazıyıp kıyıya yığdılar. Suyu sızdırmak için kanallar yaptılar. Onun üstüne de kum serdiler. Kumu da Karadeniz’in dibinden bir pompa gemisi ile karaya püskürtüp yığdılar. Koca bir kum dağı oldu. Üstte kum tabakası, alta suyu akıtacak boru sistemi. 24 saatlik maksimum yağışlar Kumköy (Kilyos) ve Bahçeköy meteoroloji İstasyonlarına göre yaklaşık 143 mm/m³. Ama günlük 200 mm/m³ üzerinde yağmur yağarsa siz 143 milimetreye göre hesap yaparsanız 200 mm/m³ yağışı su sızdırmaz. İkincisi 200 mm/m³ yağışı kum emse dahi, art arda üç gün yağış olursa kumun gözenekleri dolduğu için sızdırma hızı da yavaş olduğu için, su yüzeysel akışa geçer veya alanda su göllenir. Öyle bir durumda koskoca uçağı oraya indirmeye kalkarsanız kontrol etmeniz güçleşir.”  

DAHA FAZLA HABER OKU