Dünya genelindeki araştırmalara göre asemptomatik Kovid-19 vaka sayısı tahmin edilenden çok

Belirtileri göstermeyen vakaların sayısının çok olmasının, virüsün daha önce düşünülenden çok daha az ölümcül olduğunu gösterebileceği aktarıldı

Uzmanlar asemptomatik ve semptomatik vakaların sayılarının belirlenebilmesi için daha fazla test ve araştırma yapılması gerektiğini ifade ediyor (AP)

Kovid-19 hastalığının belirtilerini göstermeyen vakalar üzerine gerçekleştirilen pek çok yeni araştırma, hastalığın daha önce düşünülenden çok daha az ölümcül olduğuna işaret ediyor.

AP’nin haberine göre, veriler her ne kadar sevindirici olsa da bunun aynı zamanda kimin bulaşıcı olduğu kiminse olmadığı konusunda tahmin yapmanın neredeyse imkansız olduğu anlamına geldiği ifade edildi. Bunun da okula, işe ya da normal hayata ne zaman dönüleceğine dair karar vermeyi zorlaştırdığı aktarıldı.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) başkanı enfekte olan kişilerin yüzde 25’inin belirtileri göstermediğini belirtti. Öte yandan ABD Genel Kurmay Başkanı Yardımcısı Orgeneral John Hyten, belirti göstermeyen vakaların askeri personel arasında yüzde 60 ya da 70’e varacak kadar yüksek olabileceğini düşündüğünü belirtmişti. 

Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndan Dr. Michael Mina, bu sayılarının hiçbirine tam olarak güvenilemeyeceğine çünkü kusurlu ve yetersiz testlere dayandığını söyledi. Dr. Mina, bir bütün olarak bu testlerin enfeksiyonların tamamını tahmin etmek konusunda “çok çok büyük sayılarla hedeften uzak olduğumuza” işaret ettiğini belirtti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dünya genelinde şu ana kadar 2,3 milyondan fazla enfeksiyonun doğrulandığı ve 160 binden fazla kişinin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği belirtiliyor. 

Bilinen vakalardan alınan verilere dayanarak, sağlık yetkililerinin virüsün genellikle hafif ya da orta düzeyde gribe benzer bir hastalığa neden olduğu belirtiliyor. Öte yandan yeni elde edilen verilerle pek çok kişinin de herhangi bir belirti göstermediği ifade ediliyor. 

İzlanda’daki bilim insanlarının, daha önce kaç kişinin tespit edilmediğini belirlemek adına nüfusun yüzde 6’sını incelediği ve yaklaşık yüzde 0,7 oranında kişinin testinin pozitif çıktığı aktarıldı. Belirtilen grubun yüzde 13’ünün de yakın zamanlı seyahat veya hasta olan bir başkasına maruz kalmış olabileceği gerekçesiyle yüksek risk altına olduğu belirtilmişti. 

New York’ta bir hastane, iki haftalık süre içinde doğum yapmak için gelen tüm hamileleri test etti. Bu kişilerin yaklaşık yüzde 14’ünün geldiğinde herhangi bir belirti göstermezken, sonrasında göstermeye başladığının tespit edildiği belirtildi. Bazılarında daha sonra belirtiler tespit edilse de 33 pozitif vakadan 29’unun test yapıldığında herhangi bir belirti göstermediği aktarıldı. 

AP’nin haberinde boğazdan ve burundan alınan dokuların üzerindeki virüsleri inceleyen çalışmaların bazı vakaları kaçırabilmesi nedeniyle yeterli olmayabileceği ifade edildi. Örneğin virüsün dokularında çok bulunmadığını bir günde testi negatif çıkan bir kişi ertesi gün pozitif çıkabiliyor. 

Japonya’da gerçekleştirilen bir başka çalışmadaysa testinin pozitif çıktığı sırada belirti göstermeyen kişilerin daha sonra hastalandığı aktarıldı.

Cuma günü ABD’nin Kaliforniya eyaletinin Santa Clara bölgesinde gerçekleştirilen antikor testlerindeyse resmi olarak belirtilen verilerden 50 kat daha fazla vaka sayısı olabileceği ifade edilmişti. 

Marilynn Marchione’nin imzasını taşıyan haberde, eğer enfekesiyon sayıları daha önce bilinenden daha fazlaysa, çok daha fazla kişinin bir düzeyde bağışıklık geliştirmiş olabileceğinin mümkün olduğu aktarıldı. Ancak bilim insanları bağışıklık konusunda çok daha fazla çalışma yürütülmesi gerektiği ve eldeki verilerin bir takım çıkarımlarda bulunmak için henüz yeterli olmadığı konusunda uyarıyor. 

 

Independent Türkçe, AP

DAHA FAZLA HABER OKU