Türkiye, koronavirüs gündemiyle uğraşırken yakın zamana kadar gündemde ilk sırada olan Libya ve İdlib’de de hareketlilik sürüyor.
Libya’da son birkaç günde yaşanan çatışmalarda Türkiye tarafından Trablus güçlerine verilen Bayraktar SİHA’sının saldırısı sonucu Hafter’in generallerinden Salim Diryak’ın öldüğü iddia edildi.
Buna karşın Hafter güçleri de Trablus ile Tunus arasında kalan bazı nokları ele geçirdiklerini ileri sürdü.
Türk fırkateynleri ilk defa çatışmaya müdahale etti
1 Nisan 2020 günü yaşanan çatışmalar sırasında bir ilk yaşandı. Hafter güçlerince yapılan açıklamada Trablus açıklarında bulunan Türk gemilerinden bir İHA’larına RIM-66E adlı ABD yapımı orta menzilli füze atıldığı ancak isabet kaydedemediği iddia edildi.
Konuyla ilgili olarak Twitter’da paylaşım yapan bazı hesaplar da füzenin Libya açıklarında bulunan Gabya sınıfı (TCG Göksu - TCG Gökova) fırkateynlerinden atıldığı ancak patlamadığı öne sürdü.
Twitter'da Hafter’e bağlı güçlerin resmi sitesinde Türk gemisinden atılıp patlamadığı iddia edilen füzenin görüntüsüne yer verildi.
Pictures of the unidentified marine piece that fired an American-made RIM-66 missile towards AlAjilat and intercepted by Libyan air defense. https://t.co/kvNvyzvUZa pic.twitter.com/F4LKqEbvR5
— M.LNA (@LNA2019M) April 1, 2020
Hafter'e yakın hesaptan füzenin atıldığı iddia edilen geminin ve düşen füzeye ait görüntüye yer verildi / Fotoğraf: Twitter @LNA2019M
ABD hizmetten çıkardı; Türkiye, İspanya ve Mısır kullanıyor
Söz konusu füzenin 45 km menzile ve 25 km irtifaya sahip olduğu belirtiliyor.
Independent Türkçe’nin adının açıklanmasını istemeyen bir savunma yetkilisinden aldığı bilgiye göre RIM-66E füzesi ABD tarafından uzun yıllar önce hizmetten çıkarıldı. Ancak Halen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) dışında İspanya, Mısır deniz kuvvetlerindeki FFG-7 tipi firkateynlerde kullanılıyor.
Türkiye destek istedi ama Tunus, Hafter ile anlaştı
Ancak asıl kritik gelişme ise Hafter’in sözcüsü Ahmet el- Mismari, yaptığı açıklamada “Tunus ile beraber sınırı korumak için yakında operasyonlar yapacağız” açıklaması oldu.
Türkiye, Libya’da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne destek vermek üzere Tunus’tan üs talebinde bulunmuş ancak bu talebi kabul görmemişti.
Independent Türkçe, Hafter ile Tunus’un arasındaki anlaşmanın içeriğini ve bunun sahaya olası etkilerini Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ile Stratejik Düşünce Enstitüsü Savunma ve Güvenlik Koordinatörü Emekli Albay Mithat Işık’a sordu.
Her ikisi de Tunus’un anlaşmayı Türkiye’ye karşı olmaktan ziyade kendi sınırını koruma kaygısıyla imzaladığını ancak bunun Hafter’e kazanç sağlayacağı düşüncesinde.
“Türkiye’nin bu aşamadan sonra Tunus’un desteğini alması zor”
Pekin, Hafter’in Tunus sınırındaki bölgenin denetimini elinde bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
Bu bölgede bulunan bir radikal grup zaman zaman Tunus’a yönelik de saldırılar düzenliyordu. Muhtemelen bu gruba karşı bir anlaşma yapıldı. Tunus kendi sınırını korumak istiyor. Hafter de Tunus’u kendi yanına çekmek istiyor. Tunus, Türkiye’nin dediklerini yapmadı. Türkiye’nin bu aşamadan sonra Tunus’un desteğini alması zor.
“Hafter’in gücü artacaktır”
Işık da Hafter ile Tunus arasındaki anlaşmanın sınırdaki radikal unsurların geçişlerine karşı olabileceğini söyleyerek, şu iddiada bulundu:
Tunus kendi sınırını korumak istiyor ancak Hafter’le işbirliği yapan ülke sayısı arttıkça Hafter’in gücü artacaktır. Bu işbirliği Ulusal Mutabakat Hükümeti aleyhine sonuçlar yaratabilir ama önce anlaşmanın sonuçlarını görmek lazım. Onu bekleyip göreceğiz.
“Türkiye olmasaydı Hafter, Trablus’u ele geçirirdi"
Işık, şu an sahada dengeli bir durum olduğunu, Türkiye’nin SİHA desteği sayesinde Hafter güçlerinin ağır kayıplara uğratıldığını belirtti ancak şunu da ekledi:
Türkiye’nin desteği olmamış olsaydı Hafter, Trablus’u çoktan ele geçirirdi.
İdlib’de karşılıklı takviyeler sürüyor
Türkiye’yi ilgilendiren bir diğer sıcak nokta da İdlib.
Türkiye son olarak İdlib’e Hawk orta menzilli hava savunma füzeleri sevketmişti. Pekin de bu sevkiyatı doğruluyor ve bu füzelerin Türkiye’ye ABD tarafından hibe edildiği için ABD onayıyla yapılmış olabileceğini kaydediyor.
Buna karşın Suriye güçlerinin de İdlib güneyinde takviyelerinin sürdüğünü belirten Pekin, İran’a bağlı bin kişilik yeni bir milis gücünün de destek olarak bölgeye geldiğini kaydetti.
“Suriye’nin yeni hedefi Cisr Şuğur olabilir”
Bu hazırlıkların Suriye’nin yeni bir operasyon hazırlığında olduğunun işareti olduğunu iddia eden Pekin, olası operasyonun Lazkiye-Halep arasındaki M-4 Karayolu civarında bulunan Zaviye Dağı ve Cisr Şuğur bölgesine yönelik olabileceğini belirterek şöyle konuştu:
M-4 karayolunun güvenliğini Türkiye ile Rusya birlikte sağlayacaktı. Türkiye’nin buradaki radikal gruplarla mücadele etmesi gerekiyordu. Ancak şu an için bir mücadele görülmüyor. ABD, Fırat’ın doğusunu YPG, batısını ise HTŞ ile kontrol etmeye çalışıyor. ABD, HTŞ’yi kullanarak ateşkesi bozabilir.
İdlib’de El Kaide bağlantılı Huraseddin El Din sıkıntısı
Işık ise İdlib’de Suriye güçlerinin Rusya’nın da kontrolüyle genel olarak ateşkese uyduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
M-4’ün kuzeyinde bulunan HTŞ’ye yakın Huraseddin El Din adlı radikal, El Kaide’ye bağlı bir grup var. Bu grup bazı sıkıntılar yaratıyor. Üç askerimizi şehit edenler de onlar. Türkiye ile Suriye arasında bir çatışma olacağını sanmıyorum ancak radikal unsurlar sızma ile kayıp verdirtip ateşkesi bozmak için sıkıntı yaratabilirler.
© The Independentturkish