ABD, Tice'ın karşılığında Suriye’ye sağlık yardımı önerisinde bulundu

2012 yılında Suriye'de ortadan kaybolan ABD'li gazeteci Austin Tice'ın serbest bırakılmasına yardımcı olmak üzere Şam ile görüşmelerin yapıldığı ortaya çıktı

​Geir Pedersen, Antonio Guterres’in ‘tüm dünyada ateşkes’ çağrısı sonrasında kapsamlı ateşkes çağrısında bulundu / Fotoğraf: Reuters

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, birkaç gün önce koronavirüs (Kovid-19) ile mücadeleye odaklanma çabalarına yer açmak üzere, ulusal düzeyde kapsamlı bir ateşkes çağrısında bulundu. Pedersen'un ifadesinden bir gün önce de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ortak bir düşman olan Kovid-19 ile mücadele etmek için dünyanın her bölgesinde ateşkes çağrısı yapmıştı.

Pedersen'un çağrısı, Şam'ın gecikmiş bir şekilde ilk vakayı ilan etmesinden yaklaşık 2 gün sonra geldi. Temsilci ayrıca, Şam'a salgınla mücadele fırsatını değerlendirme ve Guterres'in taleplerine kulak asma çağrısında bulundu.

Koronavirüs, 'Suriye'de olduğu gibi ölüme, yerinden etme faaliyetlerine ve yıkıma sebep olan savaşlar ya da iktidarları tarafından mağlup edilmiş' bazı halkların tanık olduğu felakete dair politikalar ve manevralar için bir örtü haline dönüştü.

En başta sağlık hizmetleri olmak üzere sektörleri tüketen 9 yıllık savaşın ardından Suriye'de bir salgının baş gösterme olasılığı, ister rejim tarafından kontrol edilen ezilmiş bölgeler olsun, isterse de ülkenin kuzeybatısındaki İdlib, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ve Kürt oluşumların kontrol ettiği kuzeydoğu bölgeleri başta olmak üzere diğer alanlarda olsun yaygın durumda.

Pedersen'un önerisi ne?

Geir Pedersen, koronavirüsü ortadan kaldırmak için kapsamlı bir çaba sarf etmek amacıyla Suriye'de ulusal düzeyde tam ve acil bir ateşkes önerisinde bulundu. Özel Temsilci, Suriyelilerin, virüse karşı mücadelede en savunmasız kesim olduğunu söylerken, tıbbi tesislerin yok edildiğine veya kötüleştiğine dikkati çekti. Ülkede, temel tıbbi malzeme ve personel sıkıntısı yaşandığını belirten Pedersen, Suriye sahnesinin perde arkasında yer alan başkentler arasında fikir birliğine ihtiyaç duyan bir ateşkese ulaşmak üzere Moskova, Ankara, Şam ve Tahran ile kurulacak temaslara ise değinmedi. Aynı şekilde Pedersen'in ifadeleri, bir sitem olarak da yorumlandı.

Geir Pedersen, virüsün hükümetin kontrolü atındaki bölgelerde ya da diğer alanlarda yaşayan insanlar olarak ayrım yapmadığını da vurgularken, “Uzun bir süredir acı çeken Suriye halkının, bu tehlikeyle mücadele etmek için, tüm tarafların uyduğu ve ülke genelinde olan sürekli bir sakinlik dönemine ihtiyaçları var” dedi.

İdlib çatışması ve İranlı savaşçıların akını

Her halükarda Suriye rejiminin koronavirüse karşı davranışı, salgına ilişkin yürütülen olumsuz politikanın da bir göstergesi oldu. Şam, 13 Nisan'da yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla virüsün salgına dönüştüğü ve Şubat ayının sonlarından bu yana ülkede görüldüğü iddialarını yalanlamakta ısrar ederken, vatandaşlara yalan söylemeye de devam etti. Öte yandan hastaların bir kısmı hastanelerde ölürken, bu ölümlerin sebeplerinin de zatürre ya da ileri derecede grip olduğu savunuldu. Rejim, tedbirleri hususunda da bahis oynayıp, 2016 yılındaki eski seçimlerde olduğu gibi meşruiyetini kanıtlamak üzere bir fırsat arayışına girmişti. Şam, koronavirüs salgınıyla mücadele etmek için 8 Mart'ta Irak ve Ürdün arasındaki uçak seferlerini askıya almasına rağmen, 13 Mart gelene kadar okulları, üniversiteleri, bakanlıkları ve idari tesisleri kapatmayı uygun görmedi. Daha sonra ise Lübnan tarafından kapatılmalarından iki hafta sonra 22 Mart'ta Lübnan sınırı da dahil kara sınırları kapatıldı. Bu adım, yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine geri dönüş kapılarının kapatılması dolayısıyla eleştirilere neden oldu. Daha sonra söz konusu tedbirlere akşam 6'dan sabah 6'ya kadar sokağa çıkma yasağının ilanı eklenirken, önleyici tedbirlerin kademeli olarak artırılacağı beklentisiyle de yollara asker konuşlandırıldı.

Suriye rejimin koronavirüse karşı tedbirlerini erteleme sebeplerini bilen kaynaklar, İdlib'deki çatışmalar sırasında hava ve kara sınırlarının açık tutulması gerektiğine dikkati çekti. Kaynaklar ayrıca, İdlib çevresindeki radikalizm yanlısı örgütlere, ardından Türk kuvvetlerine ve Ankara'ya sadık Suriye askeri oluşumlarına karşı mücadelesinde rejim güçlerini desteklemek amacıyla İranlı savaşçıların ülkeye geldiklerini hatırlattı. Kaynaklar ayrıca, hükümetin bu nedenle de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'salgının yayılmasını önlemek üzere ilgili uygulamalara başlama' yönündeki uzlaşısının ardından ateşkesi beklediğini vurguladı.

Salgın ve Suriye rejiminin imkan yetersizliği

Sağlık Bakanlığı'nın geçen pazar günü 1 vaka görüldüğünü ilan etmesiyle birlikte, rejim kontrolündeki bölgelerde ya da kontrolü dışındaki diğer bölgelerde olsun Suriye'deki sağlık sektörünün imkan yetersizliği de ortaya çıktı. Öte yandan rejime karşı uygulanan yaptırımlar nedeniyle, ayrıca 'finansal faaliyetleri, Lübnan bankalarında bazı mevduatların kullanılması, kara para aklama, mal ihraç etme, kaçakçılık için bir merkez olarak, nefes almasında yardım eden akciğer görevindeki' Lübnan'da ciddi mali ve ekonomik krizin bir sonucu olarak Şam, ekonomik bir çöküşle de boğuşuyor.

Beyrut'ta Şam'daki yakınlarının haberlerini takip eden Suriyeliler, döviz kurunun, geçen haftaki kayıplar sırasında büyük bir atılım ortaya koyduğuna dikkati çekti. Nitekim ulusal para birimi bir kez daha yüzde 12'den fazla değer kaybetti ve ABD doları, 1,250 Suriye lirası oldu. Bunun yanı sıra hastaneler ve klinikler de dahil olmak üzere ülkenin büyük bir kısmı yok edildi, yakıt eksikliğinden dolayı nakil hatlarında hasarlar meydana geldi. Durum, otobüs istasyonlarında aşırı kalabalığa yol açtı, fırınların önlerinde ekmek almaya gelenler tarafından uzun kuyruklar oluştu. Nitekim tüm bu kalabalık, virüsün vatandaşlar arasında yayılmasını sağlayan uygun bir ortam oluşturuyor. Aynı şekilde yaptırımlar nedeniyle az sayıda ihracat ve ithalata tanık olmasına rağmen Suriye, Irak, Ürdün ve Lübnan arasındaki kara sınırlarının kapatılması da ekonomik zorlukları ikiye katladı.

Austin Tice karşılığında sağlık yardımı

Suriye rejiminin salgını ele alırken, ABD gibi büyük bir ülkenin de takip ettiği koronavirüsü siyasallaştırma kuralından sapmaması doğaldı. Lübnan asıllı ABD- İsrail ajanı olan Amer el-Fahuri'nin serbest bırakılması vesilesiyle ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'un geçen hafta ilan ettiği veriler, 2012 yılında Suriye'de ortadan kaybolan ABD'li gazeteci Austin Tice'ın serbest bırakılmasına yardımcı olmak üzere Şam ile görüşmelerin yapıldığını ortaya koydu. Verilere göre ayrıca Washington, Şam'ın bu alandaki hizmetlerinin başarılı olması karşılığında 'koronavirüs salgını ile mücadele etme gerekçesiyle sağlık sektörüne acil yardım sağlama' önerisinde de bulundu.

Washington ve Suriye rejimi

İsminin verilmesini istemeyen bir kaynak, ABD tarafının, daha önce Avrupalı bir arabulucu aracılığıyla Suriye rejimine, 'hakkında herhangi bir suçlamada bulunmaksızın Tice hakkında beraat kararı alınmasında rol oynama' çağrısı yaptığını belirtti. Trump, bu talebi “Ey Suriye, lütfen bizimle işbirliği yap, Suriye için yaptığımız tüm iyi şeyleri düşün. Sizi DEAŞ hilafetinden kurtardık. Bu yolda çok şey yaptık. Austin'in en yakın zamanda serbest bırakması halinde sana oldukça minnettar kalacağız” ifadeleriyle dile getirmişti. Trump ayrıca Tice'ın hala hayatta olup olmadığını bilmediğini de belirtmişti.

ABD, Suriye'nin bu hususta İran ile temasta olduğunu ileri sürerken, bazı gözlemciler de durumun, Tice'ın serbest bırakılmasında rol oynamaya teşvik edilmesi amacıyla Suriye rejimine bir tür muafiyet sağlayacağını belirtti. Zira kamuoyundaki bazı çevreler de ABD'li gazetecinin, Tahran yandaşı savaşçılar veya bir terörist grup tarafından kaçırılmış olabileceğine inanıyor. Bununla birlikte Suriye'deki iktidar çevrelerinin bazıları, bu durumu 'ABD- İran arasındaki anlaşmazlığı gidermeye yönelik bir girişim' olarak değerlendiriyor.

Bedel

Ancak 'Washington'un Şam'a koronavirüsle mücadele etmek için sağlık yardımı sunmaya hazır olduğunu bildirdiği' yönündeki verilere rağmen, diğer bilgiler de Suriye tarafının, devam eden temaslarda talep tavanını yükselttiğini ortaya koydu. Suriye'nin, ABD'nin ülkeye uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını talep ettiği de biliniyor. Ancak ABD, yardım önerisinde ısrar ederken, tıbbi malzeme ve kaynakların ithalatını da kolaylaştırdı.

Ancak bazı kesimler, rejimin bazı çevrelerinin, ABD başkanlık seçimleri yaklaşan kadar meselenin geciktirilmesi çağrısı yaptığını savunuyor. Öyle ki belki de Trump, daha yüksek bir bedel ödemeye hazır olabilir. Aynı şekilde aktarılana göre İran tarafı da bu tür bir anlaşmanın imzalanmasında yavaş davranılması önerisinde bulundu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

independentarabia.com/node/105791

DAHA FAZLA HABER OKU