DEVA Partisi’nin ilk gününden izlenimler: İslamcı değil merkez sağcı

Uzun zamandır beklenen DEVA Partisi bugün kamuoyuna tanıtıldı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan

14 Ağustos 2001 günü Ankara’daki bir otelde yeni partisini tanıtan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün lider oligarşisinin çöktüğü gün olarak, tekelci bir anlayışa dayanan liderlik anlayışının yerine kolektif aklın temsilcisi olan bir anlayışın yerleştiği gün olarak tarihe geçecek” diyordu… 

AK Parti, lideri Erdoğan tarafından bu sözlerle tanıtıldı. 

Girdiği ilk seçimden bu yana ülkeyi yöneten AK Parti’de, Erdoğan’ın o ilk günkü yakınışında belirttiği nedenlerden dolayı bölünmeler yaşandı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu da, bir dönem AK Parti saflarında Ekonomi ve Dışişleri Bakanlığı ile Başbakan Yardımcılığı yapan Ali Babacan da benzer nedenlerle AK Parti ile yollarını ayırdı.

Kaderin garip bir cilvesi belki, Babacan’ın genel başkanı olduğu Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), AK Parti’nin o tanıtım toplantısının yapıldığı yerde, Ankara Bilkent Otel’de kamuoyuna tanıtıldı.

Yeni bir lider olarak o salona giren Babacan da muhtemelen Erdoğan’ın o ilk günkü sözlerine nazire yaparcasına konuşmasının ilk dakikalarında parti içi demokrasinin öneminden bahsedecekti. 

Henüz davetliler salona alınadan bir süre kapıda bekledim.

Davul-zurna ekibi mehter marşı çalıyordu. “Kurban da kesilecek mi” acaba diye kendi kendime düşünürken basın mensuplarının salona alınacağı duyuruldu. 

Partinin isminin Demokrasi ve Atılım Partisi, kısaltmasının ise DEVA olacağı zaten daha önce basına sızmıştı.

Parti kurucuları arasındaki bir arkadaşımın kolundan tutup, “Sanki kısaltmaya göre isim bulmuşsunuz” diye şaka da yaptım.  Ama arkadaşımın iddiası böyle bir şey olmadığı yönündeydi. 

DEVA ismi nasıl bulundu?

5 ajansın ve onlarca kişiden oluşan çalışma gruplarının belirlediği parti isimleri üzerinde yoğun bir çalışma yapıldığını ve 200 isim üzerinde günlerce düşünüldüğünü söyledi. En sonunda da insanların aklında olumlu çağrışımlar yapan bu isimde karar kılındığını anlattı. 

Merkez medyanın çok da ilgi göstermediği bu programa gelen gazeteciler, partinin kurucuları arasında yer alan gazeteci Gülay Göktürk’le koyu bir sohbete koyulmuştu. Şimdiye kadar masanın hep bu tarafında olan Göktürk siyasete ısınmış gibi duruyordu. 

Babacan, uzun konuşmasını promterdan okudu

Tamamen dolan salonda yer bulamayanlar için salonun hemen dışında ekranlar kuruldu. Sahnedeki sunucular ise, fotoğraf çektirmek isteyenleri promter cihazını devirmemeleri konusunda uyarıyordu. O zaman Babacan’ın 27 sayfadan oluşan uzun konuşmasını promterdan okuyacağını anladım. 

Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında darbeciler tarafından kızının düğünü basılan emekli Korgeneral Mehmet Şanver, eski AK Parti Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal,  eski bakanlar Sadullah Ergin ve Nihat Ergün ile Anayasa profesörü Fazıl Hüsnü Erdem en dikkat çekici isimler arasındaydı ama en kalabalık grupla dolaşan kişi eski MHP’li Ramiz Ongun’du. Salonda dikkat çeken hilal bıyıklı DEVA Partisi gönüllüleri hep Ongun’un etrafındakilerdi. 

Davetli profiline dikkat ettiğimde bir renklilik oluşmasına dikkat edildiğini gördüm. Mini etekli, başörtülü, Kürt, Türk milliyetçisi birçok kişi o salondaydı.  

Atatürk ve silah arkadaşlarının anısına yapılan saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından Babacan’ı sahneye davet eden sunucu bu davetini “Arz ederim” diye bitirdi. Liberal bir profil çizmeye özen gösteren ve lider kültünü geride bırakmaya aday olduğunu söyleyen Babacan’ın bu şekilde davet edilmesi Türkiye siyaseti kodlarını değiştirmenin çok da kolay olmayacağının işareti gibiydi.

Babacan konuşurken Türkiye’nin temel meselelerinin teoride nasıl çözüleceğini iyi bildiğini vurgulayan bir siyasetçiyi resmediyordu. 

İşi kafasında bitirmiş ve sadece iş başına gelmeyi bekleyen biri vardı davetlilerin önünde. 

Konuşma kitabiydi ama laf arasında “ekibe” hitap eden ve “Birlikte başaracağız” mottosuna işaret eden bir siyasi konuşuyordu. 

Anadil vurgusu

Parti programında Kürt sorunu “anadil önündeki engelleri kaldırma” gibi bir misyona sıkıştırılmış gibiydi.  

Avrupa Birliği vurgusunun dışında ABD’nin YPG’ye olan desteğinin kesilmesi için girişimlerde bulunulacağının belirtilmesi HDP’li olup da DEVA Partisine geçmeye niyetli Kürt seçmende kafa karışıklığına neden olabilir. 

Ekonomiye yönelik tedbirler ayrıntısıyla anlatıldı, kamuya işe alımlarda mülakat sisteminden vaz geçileceği ve YÖK’ün tamamen kaldırılacağı da bizzat Babacan tarafından ifade edildi. 

Babacan’ın konuşmasında en çok alkış alan cümle şuydu:

Kutsal değerleri günlük siyasete kurban etmeyeceğiz.

İlk günden Babacan’ın partisinin muhafazakar temele yaslanmayan, merkez sağa oturacak, ideolojik bakıştan uzak bir şekilde tasarlandığı belli oldu. 

En kritik adım parti yönetim organlarının şekillenmesi

Aylar süren parti kuruluşu çalışmalarının ardından ortaya çıkarılan kurucular kurulu listesi (bazı eski bakanlar ve az sayıdaki eski siyasiler hariç) siyasete yeni girmiş ve genç isimlerden oluşuyor.

Eğer teşkilat çalışmalarının ardından oluşacak parti yönetim organları da benzer profilden oluşursa bu kez oya talip Babacan’ın retoriğini kendi başarı hikayesinden devşirmeye çalışmasına ise kesin gözüyle bakılıyor. 
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU