Son röportajını Independent Türkçe’ye veren Nursal Bilgin’in futbol vasiyeti neydi?

Geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Kasımpaşa’nın eski sportif direktörü Bilgin, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Bilgin, kulüpteki görevinden ayrılmadan önce Türk futbolunu ve altyapı sorunlarını Independent Türkçe’ye değerlendirmişti

Nursal Bilgin / Fotoğraf: Independent Türkçe

Süper Lig’in 23. haftasında Kasımpaşa ile Yukatel Denizlispor arasında oynanan maçta rahatsızlanan Kasımpaşa’nın eski sportif direktörü Nursal Bilgin, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederek futbol dünyasını yasa boğdu.

Ömrünü Türk sporuna adayan Bilgin, en son görev yaptığı lacivert-beyazlı kulüpte yaptıkları ve Türk futboluna kazandırdığı isimlerle de anılacak.

Büyük bir mali krizle boğuşan futbol dünyasında hiç borcu olmayan kulüplerden biriydi Kasımpaşaspor. Bunun mimarlarından biri de altyapıya verdiği önemle bilinen Bilgin’di.

Kasımpaşa’daki görevinden henüz ayrılmadan kulübün Kemerburgaz’daki tesislerinde ziyaret etmiştim onu. Bilgin, her zamanki güler yüzü ve içtenliğiyle sorularıma cevap vermişti.

Türk futbolunun gelişimi ve altyapı sorunlarını sanki bir vasiyetmişçesine Independent Türkçe’ye değerlendirmişti.

“Türk futbolunu geliştirmek için en önemli unsur tabi ki altyapı. Altyapının gelişmesi için de 3 önemli unsur var” diyen Bilgin, şöyle konuşmuştu:

Devletin, futbol kulüplerinin ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) gelişim göstermesi gerekiyor. Kulüplere gidiyorsunuz, antrenörlere gidiyorsunuz, federasyona gidiyorsunuz herkes ‘Altyapı altyapı altyapı… Altyapıdan şu çıkması lazım, altyapının şöyle olması lazım, alt yapının böyle olması lazım’ diyor ama hiç kimse elini taşın altına koymuyor.”

Futbolun öğrenilebileceği ve oynanılabileceği alanların yetersiz olduğunu belirten Bilgin, “Şu anda İstanbul’da 16 milyon kişi yaşıyor. Burada kişi başına 8 m2 düşüyor. Kendi çocukluğumu düşünüyorum; kapımızın önünde 20- 30 metrelik sahalar buluyorduk. Şimdi bunların hiçbiri yok. Okullarda yapılan beton üzerindeki alanlar dahi çok dar, yetersiz. Kişi başına 3-5 metre alanlar düşüyor. Bu alanlarda sporun gelişmesi mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.

16 yaşına gelen çocukların çoğunun sporcu olmak için değil para kazanmak için spora yönlendiğini söylüyordu Bilgin ve bu nedenle oldukça üzgündü.

Türkiye’de altyapıların gelişmesi için spor kulüplerine çok büyük işler düştüğünü dile getiren Bilgin şunları söylemişti:

Kulüpler altyapılarına kaliteli hocalar getirecekler. Altyapı hocası çok ayrı bir hoca. Bu belki milli takım hocasından da daha değerli. Biz burada bunu da yetiştirememişiz. Bakıyorsunuz amatör kümelerde, sağda-solda iş bulamayan, kahve köşelerinde iş bekleyen insanları asgari ücretle altyapıya hoca yapıyoruz.

Çocuklar haftanın belli bir günü gelecek, milli takımımızı, federasyonumuzu, yemesini, içmesini, oturmasını, kalkmasını öğrenerek sosyalleşecek. Bizde bırakın böyle sosyalleşmeyi, siz A milli takım antrenörünün gelişim ligdeki antrenörlerle bir toplantı yaptığını gördünüz mü? Duydunuz mu? Bunların mutlaka oluşması lazım.

Antrenör, oyuncu alıp verecek. Gelecekte ne olacak bu oyuncu? Bunları çok iyi bilmesi, matematikten anlaması lazım. Bu çok önemli. Bizim çoğu antrenörlerimizi sınava sokun matematikten geçemiyorlar. Gerçek bu. Sen A takımına ne tip bir oyuncu istiyorsun? Ne tip bir sol açık istiyorsun? Ondaki nitelikler nedir? Ne olması lazım? Tüm bunları bilmesi gerekiyor.

Ben Maltepe’den voleybol maçı seyretmeye İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) giderdim. Benim yolda harcadığım süre 3 buçuk saat. Maltepe’den otobüse binip, köprüyü geçip, Gümüşsuyu’na ulaşmak 3.5 saatimi alırdı. Orada Göztepe-İETT maçını seyretmek, arkasından da tekrar Maltepe’ye dönmek yaklaşık 7 saat sürerdi. Şimdi çok daha çabuk ulaşabiliyorsunuz. Ama bu sefer gençler maça giremiyorlar. Bir gencin maç seyretmesi için ortalama 100-150 lira bulması lazım.

“Çocuklara dokunmayacaklar!”

Altyapıdaki oyuncuların gelişimi noktasında psikolojik destek çok çok önemli! Ben bu konuda Türkiye’nin çok gerilerde olduğunu düşünüyorum. Antrenman içinde hoca, oyuncusuna bağırmayacak. Antrenmandan sonra antrenör oyuncusunu evine bırakmayacak! Ona elle dokunmayacak! Başka fiziksel bir aktivitede bulunmayacak! Hani büyük laflar var ya bizim soyunma odasına kimse giremez falan. Futbolda duyduğumuz şeyler var ya. Antrenörler kesinlikle soyunma odasına girmeyecekler.

Çünkü karşınızdaki ekip 11-17 yaş arasında, ergenliğe başladı başlayacak olan erkek çocukları. Burada çok büyük sorunlar var. Biz bu sorunları devamlı kapatıyoruz. Biz kulübümüzde şartnameler hazırladık. Bunları ailelerle paylaştık. Ama ben biliyorum ki bu Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri.

Aileler evlerinde içki şişesi açmayacaklar. Kesinlikle sigara içmeyecekler. Çocukların sürekli ceplerini kontrol edecekler.

Eğitimsiz ailelerin çocukları futbol oynamaya çalışıyor. Eğitimli ailelerin çocukları maalesef futbol oynamıyor. Basketbol oynuyor, voleybol oynuyor. E bu çocukların evlerine gidin, bu çocukların evlerinde bir kere gıda problemi var. Yeterince beslenemiyorlar. Şiddete maruz kalıyorlar. Toplu olarak spor yaptırabilsek çocuklarımız şiddete mani olurlar ve böyle ortamlara da gitmezler.

Herkes altyapı çok çok önemli diyor ama kimse bir şey yapmıyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU