İdlib'de yardım görevlisi olmak: Evsiz, uykusuz, savaş bunalımında

İslami Yardım'da çalışan onlarca personelimiz geçici sığınaklara kaçmak zorunda kaldı. Çatışma nedeniyle yerinden olan binlerce insana gıda ve barınak teminine yardım etmek üzere işe giderek yaşamlarını riske atıyorlar

Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre Ocak 2019'dan bu yana Suriye-Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı 1 milyon 794 bine ulaştı (AFP)

İdlib son birkaç gün içinde, Suriye krizinin başladığı 2011'den bu yana görmediğimiz bir toplu göçe sahne oldu. Birleşmiş Milletler'e göre krizin başından beridir yaşanan bu en büyük yerinden edilme dalgasında sadece 10 haftada yaklaşık 700 bin kişi yer değiştirdi. Suriye direktörlüğünü yaptığım ve çoğu en az 5-6 kez yerinden edilmiş olan İslami Yardım'ın (Islamic Relief) çalışanlarının yüzde 90'u evlerini terk etmeye zorlandı.

Birkaç gün önce 33 yaşındaki ekip üyemiz Hüseyin* hava saldırısı korkusuyla gece 1'de evinden ayrıldı. Haklı olduğu anlaşıldı: Sadece saatler sonra evi yok edildi. Ailesi daha önce kaçmış olduğu için şanslıydı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Düzinelerce personelimiz benzer biçimde karanlıkta kaçmak ve gece geçici bir sığınak bulmak zorunda kaldıysa da neredeyse gidecek hiçbir yer yoktu. İnsanlar bombalanmış evlerde, hatta bazıları saldırıya uğramadan önce kısa süre mülteci kampı olarak da yararlanılan bir hapishanede yaşıyor. Akrabalarıyla beraber küçük odalara sıkışıyor, aşırı kalabalık ve sefil kamp köşelerinde uyuyorlar. Gücü yetenler işten uzak ve ulaşımın çoğu zaman ölümcül olabildiği köylerdeki küçük odalara fahiş fiyatlar ödüyor.

Gün ağardığında, şimdi evsiz, uykusuz ve savaş bunalımına girmiş çalışanlar, hayatta kalabilmek için kaçan binlerce insana gıda ve barınak sağlama mücadelemiz için çalışıyor.

Bu insanlar nereye gidiyor diye sorabilirsiniz.

Sınıra yakın yerlerde güvenli sığınaklar arayanların oluşturduğu araç kuyruğu bazen 40 kilometreyi buluyor. Herkesin otomobili yok: Çoğu kalabalık kamyonlara doluşurken diğerleri de motosikletlerle acele etmeye çalışıyor. Hatta kimileri eşyalarını taşımak için hayvanların çektiği arabaları kullanıyor. Birçoğu ise yaşlı veya engelli akrabalarını ve çocuklarını omuzlarında taşıyarak tamamen yaya yürüyor.

Bazıları hava şartları genelde daha sert olsa da sınır boyundaki tepelere kaçıyor. Haberlerde geçen gece İdlib'in kuzeyinde kar yağdığı söyleniyordu ama ümitsiz insanlar daha az saldırı olacağını umdukları her yere gider.
 

İdlib'de kalan personelimiz açısından insani bir krizde çalışmak yeterince zor. Ancak son saldırılar durumu daha da zorlaştırdı. Aralıktan bu yana İslami Yardım destekli 15 sağlık tesisi vuruldu. Ekiplerimizin tespitine göre son 4 haftada sayısı 400'ü geçen hava saldırılarında gıda dağıttığımız en az 55 yer hasar gördü.

Sağlık hizmeti ve gıda yardımı sağladığımız yerler cephe hatlarına dönüştükçe operasyonlarımızı da sürekli taşımak zorunda kalıyoruz.

Akaryakıt fiyatlarının sadece bir ayda yüzde 20 artması, sağlık tesislerini havalandırmaları çalıştırmak, kan soğutmak ve ameliyathaneleri işler tutmak için hayal etmesi zor kararlar almaya zorluyor. Kamplarda yaşayanların kullandığı daha ucuz ve güvensiz yakıtlarsa son haftalarda birçok yangına yol açtı. İnsanlar neredeyse 9 yıldır buna katlanıyor, bazılarıysa kırılma noktasında.

Çalışanlarımızın ve beraber çalıştıklarımızın çoğu mülteci olmak yerine ülkede kalarak bir fark yaratmayı tercih etti. Bu nihayetinde hayatlarına mal olabilecek bir seçim.

Kuzeybatı İdlib'deki Ariha kasabasında yer alan El-Şami hastanesini yöneten Dr. Zekvan Tamaa, iki hafta önce sağlık tesisinin bombalanması sonucu öldürüldü. İslami Yardım'ın önemli tıbbi yardım sağlayarak desteklediği hastane her ay 3 bin kişiye hizmet veriyordu. Yerel haberlere göre 4'ü çocuk ve 6'sı kadın olmak üzere en az 10 kişi hayatını yitirirken, 4'ü hemşire olmak üzere 35'ten fazla kişi yaralandı.

Gittikçe daralan İdlib çemberinde sıkışıp kalan yarısı çocuk yaklaşık 3 milyon insan için şehirden ayrılma seçeneği bulunmuyor. Son 9 yılda 5,6 milyon mülteci yaratan ve 6,6 milyon insanı ülke içinde yerinden ederek aileleri parçalayan bu acımasız krizin geriye kalan son cephelerine itiliyorlar.

Yüz binlerce insan öldü ancak gerçek sayı muhtemelen asla bilinemeyecek. İdlib'de acil bir ateşkes sağlanmadıkça ve kalıcı barışa yönelik uluslararası baskı yenilenmedikçe bu sayının daha da artacağından endişeliyim. Yardım çalışanları bunu durduracak güce sahip olmayacak.

İslami Yardım Suriye Direktörü Ahmed Mahmoud güvenlik gerekçesiyle takma ad kullanmıştır.

* İsim değiştirilmiştir

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU