Adalet Bakanı Gül: FETÖ ile mücadele, ülkenin huzuru için olduğu kadar yargı bağımsızlığı için de önemlidir

Abdulhamit Gül, FETÖ ile mücadelede rehavete yer olmadığını ifade etti

Fotoğraf: AA

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “FETÖ ile mücadele ülkenin huzuru, milletin hukuku için olduğu kadar, yargının saygınlık ve bağımsızlığı için de çok önemlidir, anlamlıdır" dedi.

TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2020 yılı bütçesi üzerinde konuşan Gül, devletin bütün fonksiyonlarının yetkisini anayasadan, meşruiyetini de milletten aldığını söyledi.

Yargının ele geçirilecek bir mevzi olmadığını, asla el değmemesi gereken bir merci olduğunu vurgulayan Gül, yargının bağımsız bir merci ve milletin yargısı olarak daha iyi işlemesinin, vatandaşların yargıya olan güveninin artırılmasının herkesin ortak dileği ve hedefi olduğunu ifade etti.

“Yargının kendi içinde çözüm üretmesi imkanlarını sağladık”

Adalet dağıtan mahkemelerin tarafsızlığı ve bağımsızlığının, iyi işleyen bir yargı için olmazsa olmaz şart olduğunun altını çizen Gül, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hükümetlerimizin son 17 yıldaki temel motivasyonu da bu anlayıştaki reform çizgisidir. 'Geç gelen adalet, adalet değildir' anlayışıyla işleyişi aksatan süreçlere yargının kendi içinde çözüm üretmesi imkanlarını sağladık. Bu kapsamda yargı sistemimize 1 Ocak 2019 itibarıyla hedef süre uygulamasını başlattık. Bu uygulama ile yargı süreçlerini vatandaşlarımız için daha şeffaf ve öngörülebilir hale getirdik”

Adalet Bakanı Gül, terör örgütlerine karşı etkin ve kararlı mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Tüm kurumlarda olduğu gibi yargıda da bir FETÖ travmasının yaşandığının altını çizen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk yargısı bu konuda çok önemli bir mücadeleyle çalışma sürdürmüştür. Hem kendi içinde arınma hem de suçluların cezalandırılması boyutuyla her yönden bu mücadele devam etmektedir. Asla rehavete yer yoktur çünkü FETÖ'yle mücadele ülkenin huzuru, milletin hukuku için olduğu kadar, yargının saygınlık ve bağımsızlığı için de çok önemlidir, anlamlıdır. Bu mücadele, 3 yaşındaki bebeğini yatağına yatırıp vatanını kurtarmaya giden özel harekat polisimiz Demet Sezen'in, 15 yaşındaki işçi Halil İbrahim Yıldırım'ın, kahraman askerimiz Ömer Halis Demir'in, yiğidimiz, aslanımız Halil Kantarcı'nın ve bütün şehitlerimizin emanetidir. Kitaplara sığmayan destansı direnişiyle 'Milletin gücü tankın gücünü yendi.' dedirten bütün gazilerimizin emanetidir. İşte, bu örgüt karşısında ihtiyat ve dikkati elden bırakmadan bu mücadeleyi yapacağız. Çünkü bu mücadele milletimize karşı boynumuzun borcudur. Esasen siyaset üstü mücadeledir"
 

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU