Şehir Üniversitesi: Halkbank, üniversitemizin tüm mal varlıklarına tedbir koydurdu

Halkbank, Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu BSV’ye ait Şehir Üniversitesi’nin tüm mal varlığına tedbir koydurdu. Şehir Üniversitesi ise sadece iki gün önce bankayla anlaştıklarını ve yapılanın “iyi niyetten uzak” olduğunu savunuyor

Fotoğraf: Twitter

Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı'na (BSV) ait İstanbul Şehir Üniversitesi ile Halkbank arasında bir kriz yaşanıyor.

2017 yılında yeni kampüsüne taşınan üniverite, daha önce fabrika olarak kullanılan 410 dönümlük bir arazideki 22 binayı 5 bin 500 ağacı koruyarak yenilemişti. Bunun için vakıf bağışçılarının bağışlarının dışında Halkbank'tan yatırım kredisi de kullanıldı.

TMMOB dava açmıştı

Ancak Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), buranın bedelsiz şekilde üniversiteye tahsis edildiği iddiasıyla geçtiğimiz yılın sonunda dava açtı.

TMMOB'un davası sonrasında Halkbank, üniversiteye tahsis ettiği kredi limitlerinin kullanılmasına izin vermedi.

Ekonomik olarak zor günler geçiren üniversite, daha önce kullandığı kredi taksitlerini ödemekte güçlük çekmeye de başladı.

Bankayla yapılan anlaşmadan 2 gün sonra tedbir kararı geldi

9 Ekim 2019'da Halkbank yetkilileri ile üniversite yönetimi biraraya gelerek yeni bir yapılandırma planı üzerinde anlaştı. Ancak buna rağmen sadece iki gün sonra, 11 Ekim 2019 tarihinde Halkbank'ın Şehir Üniversitesi'nin tüm malvarlıklarına tedbir koydurduğu ortaya çıktı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Şehir Üniversitesi, Halkbank'ın bu tavrının "iyi niyetten uzak olduğunu" belirtti.

Şehir Üniversitesi: Amaç, başarılı bir yükseköğretim kurumunu çalışamaz hâle getirmek

Açıklamada, "Üniversitemizin hesaplarında tüm ihtiyaçlarını görecek, tüm ödemelerini yapacak, sorumluluklarını yerine getirecek kaynağı vardır. Nitekim bugüne kadar üniversitemiz, gerek eğitim-öğretimin sürdürülmesi gerekse mali yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda herhangi bir aksaklık yaşamamıştır. Burada amaç, alacaklarını temin etme konusunda sorun yaşamayacak olan bankanın çıkarlarını korumak değil, başarılı bir yükseköğretim kurumunu çalışamaz hâle getirmektir" denildi.

"İstanbul Şehir Üniversitesi kimseye değil halkımıza aittir" ifadelerinin yer aldığı açıklamada şunlar söylendi:

"Kimsenin bir üniversiteye bunu yapma hakkı yok"

Şehir'e baskı kurmak, meşru haklarını ihlal etmek önce bu ülkenin öğretim görevlilerinin, parlak gelecek hayali kuran gençlerinin sonra da bu ülkenin eğitimine güvenerek gelen uluslararası öğrencilerimizin haklarını ve eğitim idealini gasp etmektir.

Kimsenin bir üniversiteye ve öğrencilerine bunu yapmaya hakkı yoktur.

Kamu bankaları ülkenin ekonomik hayatının devamını sağlamak yanında eğitim sisteminin desteklenmesi için vardır.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir üniversitede öğrenciler, öğretim elemanları, öğrenci aileleri finansal bir anlaşmazlık nedeniyle cezalandırma yoluna gidilmemiştir. Bu sadece mali bir karar değil, aynı zamanda eğitim-öğretim hayatına vurulmuş bir darbedir. 

Bugüne kadar mukayese edilemeyecek kadar zor durumda olan başka eğitim kurumları haklı bir şekilde korunmuş, mali yükümlülüklerini yerine getirememelerine rağmen eğitim hayatlarına devam etmeleri için her türlü adım atılmıştır.

Ekonomik kriz sebebiyle zor duruma düşen birçok şirketin, spor kulübünün ayakta kalması için kimi zaman mali imkanları zorlayan koruyucu adımlar atılırken İstanbul Şehir Üniversitesi’nin maruz kaldığı haksız uygulama kabul edilemez. Üstelik yakın zamanda çıkarılan kanun ile tanınan yeniden yapılandırma hakları da üniversitemize kullandırılmamaktadır. 

Şunun bilinmesini özellikle isteriz: Tüm hayatı boyunca bilim, araştırma ve eğitim için çalışmış, ülkemizin gençliğine daha kaliteli şartlarda eğitim-öğretim sağlanması için mücadele etmiş bir topluluk olarak her şeyimizden kıymetli öğrencilerimizin üniversite hayatlarının sorunsuz bir şekilde devam etmesi bizim için her şeyin üzerindedir.

Böylesi olağanüstü şartlarda ayakta kalan, eğitim veren, küresel çapta ülkemizi temsil eden bir yükseköğretim kurumunu hedef alanlar gerek hukuk nezdinde gerek toplum vicdanında yaptıklarının hesabını veremeyeceklerdir.

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU