Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, mütedeyyin dünyaya eleştirilerini bugünkü köşe yazısında da devam ettirdi.
Dilipak, "Dindar adamı şeytan nasıl kandırır!" başlıklı köşe yazısında "para, makam ve güç konusunda hazırlıksız yakalandıklarını söylerken şunları yazdı:
Aklımız ve imanımız, servetimiz ve gücümüze yön versin derken, tersi oldu, servetimiz ve gücümüz aklımız ve imanımıza yön verdi.. Bu helak sebebidir. İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başladık. Olduğumuz gibi görünmeyince, göründüğümüz gibi olmaya başladık.
"Kimimiz ilmimizle kibirlendik, kimimiz makamımızla, kimimin paramızla, kimimiz şöhretimizle. Kimimiz bunlara ulaşmak için Şeytanın yalan vaadlerine kandı, kimimiz bunları elde ettikten sonra sapıttı" ifadelerini kullanan Dilipak, şöyle devam etti:
Bizim açlığını çektiğimiz birçok şey vardı: Para, makam, kadın.. Kimimiz bunlara ulaşamayınca bunlara sahip olanları itham ediyordu, demek ki, kimimiz bunlara karşı çıkarken, onları kıskanıyormuş. Bunlara sahip olunca bir anda sapıttılar.
Ya hu, öyle şeyler oldu ki, başlangıçta, partizanlık, cemaat, tarikat, hemşehricilik ile yola çıkanlar, gün geldi, ya sahip oldukları haram mal ve makamı muhafaza için ya da daha fazlasına sahip olmak için tam zıt bir dünya görüşüne sahip olanlarla kol kola girdiler ve haram mallarını korumak ve kendilerine birileri musallat olmasın diye Mafya ile kol kola girerek Mafyalaşmaya başladılar. Sermaye, siyaset, bürokrasi arasında Mafyöz çeteleşmeler başladı.
Akit yazarı, "Birinin çıkıp bunlara; 'durun kalabalıklar, yolunuz çıkmaz sokak' diye bağırması gerek" yorumunu yaptı.
