İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, yürütülen yolsuzluk soruşturmasına ve kendisi hakkında ortaya atılan iddialara ilişkin Yeni Şafak’a açıklamalarda bulundu. Soruşturmanın en kritik kırılma noktasının, “İBB’nin gölge başkanı” olarak anılan eski İBB İştiraklerden Sorumlu Başkan Danışmanı Ertan Yıldız’ın itirafçı olması olduğunu belirten Gürlek, iddianamenin kabul edilmesiyle yargı sürecinin başlayacağını söyledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Soruşturmadaki çözülmenin başlangıç noktalarından birinin Yıldız’ın itirafçı olması olduğunu belirten Gürlek, “Bu, örgüt içerisindeki çözülmenin en önemli etkenlerinden biriydi. Bu önemli bir çıtaydı” ifadelerini kullandı.
"Çıtayı Ertan Yıldız kırdı"
Gürlek, cezaevindeki bazı şüphelilere avukat ziyaretleri üzerinden mesajlar iletildiğini, örgütün bu yöntemle ayakta tutulmaya çalışıldığını da kaydetti:
Etkin pişmanlık bir çıtaydı. İlk başta Ertan Yıldız o çıtayı kırdı. Özellikle cezaevlerinde sürekli olarak avukat ziyaretleriyle, birbirlerine mesajlarını ileterek orada bunu diri tutmaya çalışıyorlar. Hatta milletvekilliği teklif ettiler konuşmaması için. Ertan Yıldız bizim için önemliydi. Şöyle önemliydi, örgütün yönetici kadrosunda İmamoğlu’nun en yakınlarından, çalışma arkadaşlarından birisiydi. Tabii Yıldız itirafçı olunca, bir de tahliye olunca, dediler ki ‘Ya kardeşim işte bak pislikler saçılmaya başladı. Bunlar artık yavaş yavaş ortaya çıkacak…’ Örgüt içerisinden birisi çıkıyor itirafçı. Hem kamuoyundaki algıyı da değiştirdi. Daha sonra peş peşe geldi itirafçılar.
Gürlek, itirafçıların hepsinin tahliye edilmediğini, her bilginin titizlikle araştırıldığını belirtti. Her ifadenin doğru kabul edilmediğini belirten Gürlek, ancak samimi şekilde etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen ve beyanları araştırmalarla doğrulanan kişilere yönelik Türk Ceza Kanunu’nun 254/2 maddesinin uygulanmasının talep edildiğini söyledi. “İtirafçı olup tahliye olamayanlar da var. Biz verilen bilgileri teyit etmemiz lazım. Çünkü aynı şeyleri söylüyorlar genelde. Ama biz yeni bilgi istiyoruz. Her söyleneni doğru kabul etmiyoruz. Bu konuyu da artık mahkeme değerlendirecek” dedi.
"İş insanlarının çoğu AK Parti'ye yakın"
Soruşturmanın sadece CHP’li belediyelere yönelik olduğu iddialarını kesin dille reddeden Başsavcı, kişilere veya partilere değil suça odaklandıklarını vurguladı:
Biz burada bir makamı ve kurumu temsil ediyoruz. Bir suç varsa herkese suçtur. Kurumları ve şahısları yıpratmamak lazım. Sadece A şahsına ya da B şahsına değil. İBB soruşturmasına baktığınız zaman tutukluların çoğunun, özellikle iş insanlarının çoğunun AK Parti’ye yakın olduğunu, İmamoğlu’nun çevresindeki bazı isimlerin AK Parti’den ayrılan insanlar olduğunu görebilirsiniz. Bunlardan en bariz örnek, AK Parti’nin ilçe başkanlığını yapan İbrahim Bülbüllü. Burada bizim şahıslarla ya da partilerle ilgimiz yok. Bazı belediyelerle ilgili bilirkişi raporları istedik. Geldiği zaman gereğini yaparız. Kim suç işlemişse, gereği yapılır. Kişi, makam, parti ayrımı yapmayız. Savcının yeri, suçun olduğu yerdir ve görevini yapar.
İddianamede Ekrem İmamoğlu liderliğindeki suç örgütüne yönelik kullanılan “ahtapot” benzetmesinin nedenine de açıklık getiren Gürlek, örgütün Beylikdüzü İlçe Başkanlığı döneminde şekillendiğini ve en güçlü hâline İBB döneminde ulaştığını aktardı:
Bu iddianameyi çıkar amaçlı suç örgütü olarak değerlendirdik. Ekrem İmamoğlu’nun yöneticisi olduğu bir suç örgütü. Ahtapotun kolları olarak iddianameye yazdık. Bu örgüt, (İmamoğlu’nun) Beylikdüzü İlçe Başkanlığı zamanında kuruluyor, daha sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığı ve en son İBB Başkanlığı. Özellikle İBB Başkanlığı’nda en tepe noktaya ulaşıyor. Örgütün en güçlü olduğu dönem orası. Beylikdüzü’nden geldiği için de bütün örgüt ekibini oradan alarak, burada bir yerlere getiriyor ve belirli görevler veriyor.
Aziz İhsan Aktaş’ın tahliyesine yönelik kamuoyu tepkilerine de değinen Gürlek, Aktaş’ın henüz beraat etmediğini, yargılamanın başlayacağını söyledi. Aktaş’ın samimi beyanlarda bulunduğunu belirten Gürlek, “Aziz İhsan Aktaş suç örgütünün lideri. Ancak örgüt suçlarında da örgütün çökertilmesine ilişkin kendisi samimi beyanlarda bulundu. Bulunduğu beyanların hepsinin de belgelerini teslim etti. Basında yargılamanın olduğu ve ceza almadan tahliye edildiği yönünde yorumlar yapılıyor ki bu yanlış. Savcılık, samimi bilgi ve belgeleri vermesinden ötürü etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılmasını talep etti. Bununla alakalı kanunda madde var. Verdiği bilgileri yargılamalar sırasında belgeleriyle birlikte mahkemeler değerlendirecek.” dedi.
"İftira atanlara dava açtım"
Başsavcı Gürlek, ETİ Maden’in yurt dışındaki bir şirketinde yönetim kurulu üyesi olmaya devam ettiği ve maaş aldığı yönündeki iddialara da yanıt verdi. Söz konusu üyeliğin yalnızca önceki görevi olan bakan yardımcılığı dönemine ait olduğunu söyleyen Gürlek, başsavcı olarak atandığı andan itibaren bu görevle bağının tamamen kesildiğini anlattı.
İddiaların gerçeği yansıtmadığını belirten Gürlek, istifa sürecinin tüm resmi kayıtlarla doğrulandığını ifade etti:
Ben hakim-savcı kökenliyim. Bakan yardımcısı olduğum zaman hakim-savcı sıfatından çıkıyorum… Ben, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandıktan sonra dilekçemi sundum… Bu tarihten sonra, dilekçem ulaştıktan sonra söz konusu şirketin yönetimi toplanıp işleme alır… Bu konuda hakkımda iftira atanlara yönelik dava açtım… Çünkü bunlar sıkıştığından dolayı saldırıya geçtiler.
Gürlek, istifa sonrası şirkette hiçbir imzasının bulunmadığını ve maaş da almadığını belirterek iddiaları kesin şekilde reddetti.
Yeni Şafak