CHP kurultayının iptali davasında mahkeme gerekçeli kararı açıkladı

"Delegelerin oyları rüşvetle satın alınmadı; bir kısım delegeler 'size oy verirsek bana ne vereceksiniz’ talebinde bulundu"

Fotoğraf: ANKA

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açtığı davadaki gerekçeli kararında menfaat temin ettiği belirtilen delegelerin kongrede oy kullanma karşılığında pazarlık yaptığı değerlendirmesinde bulundu. Kararda, "söz konusu delegelerin 'Size oy verirsek bana ne vereceksiniz' talebinde bulundukları, oy kullanma karşılığında çeşitli taleplerde bulunan delegenin iradesinin fesada uğradığından söz edilemeyeceği, menfaat temin eden kişilerin ahlaki davranmadıklarının değerlendirilebileceği, ayrıca seçime hile karıştırma iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca yargılanabilecekleri” ifade edildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

CHP’nin, 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38'inci Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025'teki 21'inci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davanın gerekçeli kararı yazıldı.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında CHP’nin 38. Olağan Kurultayı öncesinde tanık beyanlarında delegelerin oylarının rüşvet karşılığı satın alındığı ve böylece bir kısım delegelerin iradelerinin fesada uğradığının iddia edildiği belirtildi.

"Menfaat temin eden kişilerin ahlaki davranmadı, yargılanabilirler"

Mahkeme, belirtilen soruşturma dosyalarında ve soruşturma sonrasında açılan ceza davası dosyalarında bulunan tanık beyanlarının incelenmesi sonucunda “menfaat temin ettiği belirtilen delegelerin kongrede oy kullanma karşılığında pazarlık yaptığı, ‘size oy verirsek bana ne vereceksiniz’ şeklinde talepte bulundukları, oy kullanma karşılığında çeşitli taleplerde bulunan delegenin iradesinin fesada uğradığından söz edilemeyeceği, menfaat temin eden kişilerin ahlaki davranmadıkları” değerlendirilmesi yapıldı.

Gerekçeli kararda ayrıca, seçime hile karıştırma iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca söz konusu bu kişilerin yargılanabilecekleri de kaydedildi.

“Asıl dava konusuz kaldı”

 Kararda şu ifadelere yer verildi:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasında düzenlenen iddianame ile sanıkların bir kısım delegelere menfaat temin etmeleri sebebiyle seçime hile karıştırdıkları iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemi ile ceza davası açılmış olup, açılan davada delegelerin iradelerin fesada uğradığına ilişkin kanaat edilemediği anlaşılmakla açılan davaların kabulüne karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır. Asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı Lütfi Savaş yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verildi.

Öte yandan CHP kurultay davasında gerekçeli kararda istinaf yolunun açık olduğu belirtildi.

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı ve 21. Olağanüstü Kurultayı'nın iptaline ilişkin davanın kararı İstinaf'a taşındı

Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın da aralarında bulunduğu önceki CHP kurultay delegeleri, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'nın iptali davasında verdiği davanın "konusuz kalması" sebebiyle "karar verilmesine yer olmadığına" dair kararın iptali için İstinaf Mahkemesine başvurdu.

Lütfü Savaş ve delegelerin avukatı Onur Yusuf Üregen'in, Bölge Adliye Mahkemesine sunduğu dilekçede, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin asıl dava yönünden "konusuz kalma" nedeniyle "karar verilmesine yer olmadığına", birleşen dosyalarındaki davalar yönünden ise aktif dava ehliyeti yokluğundan karar verilmesine yer olmadığına hükmettiği hatırlatıldı.

Dilekçede, 4-5 Kasım 2023 tarihli 38. Olağan Kurultay'ın yapılış şekli ve sonuçlarının hukuken geçersiz olduğu öne sürülerek, "Kurultay mutlak butlanla sakatlanmış olup, bu kurultay sonucunda seçildiği iddia edilen genel başkan ve yönetim organlarının hukuken varlık kazanması mümkün değildir." ifadelerine yer verildi.

Mahkemenin davayı "konusuz kalma" gerekçesinin hukuki olmadığı savunulan dilekçede, davanın konusuz olmadığı ortada hukuken hiç doğmamış bir yönetim eliyle tesis edilmiş yok hükmündeki işlemlerin iptalini gerektiren bir hukuki tablo olduğu belirtildi.

Bu fiillerin, parti içi demokratik iradeyi ve seçimin dürüstlük ilkesini ortadan kaldırdığı savunulan dilekçede, "38. Olağan Kurultay’ın ilk turunda yalnızca 18 oy farkla Özgür Özel lehine sonuç alınmış olması, delege iradesine yönelik bu sistematik fesadın etkisini somut biçimde göstermektedir. Ayrıca, iradeleri sakatlandığı sabit hale gelen 196 İstanbul delegesinin Kurultay'da oy kullanmasının meşruiyeti tamamen ortadan kaldırmıştır." değerlendirmesine yer verildi.

Mevcut yönetimin aldığı kararlarla gerçekleştirilen 6 Nisan 2025 ve 21 Eylül 2025'teki olağanüstü kurultayların hukuken geçersiz olduğunu savunulan dilekçede, bu kurultayların "bizzat mahkemeyi yanıltma saikiyle ve yargılamayı etkisiz kılma amacıyla yapılmış olduğu ve hukuka karşı açık bir hile teşkil ettiği vurgulandı.

Dilekçede, şu ifadeler yer aldı:

Özellikle 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirilen 38. Kurultaydaki butlan, sonradan gerçekleştirilen hiçbir işlemle ortadan kaldırılamaz, zira yok hükmündeki bir işlemin, sonradan doğrudan veya dolaylı biçimde meşrulaştırılması mümkün değildir. Nitekim yerleşik içtihatlarda da belirtildiği üzere bir işlemin mutlak butlanla sakat olması, onun hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmamasını gerektirir, sonradan yapılan işlemler bu sakatlığı ortadan kaldırmaz. 38. Olağan Kurultay'da yaşanan akçeli ilişkiler, irade fesadı halleri ve bu kapsamda ortaya çıkan suç teşkil eden fiiller sonucunda seçilen Özgür Özel ve yönetimi, yalnızca yetkisiz değil, aynı zamanda hukuken yok hükmünde bir oluşumdur. Dolayısıyla, bu yönetim tarafından alınan olağanüstü kurultay kararları ile bu kurultayda alınan kararların tamamı da hukuka açıkça aykırıdır ve hükümsüzdür.

"Delegelere kaynağı belli olmayan milyonlarca dolarlık rüşvetler verildi"

Dilekçede, davacıların aktif dava ehliyetine sahip olmadıkları yönündeki değerlendirmenin de temelsiz olduğu, dernekler hukukunun ve parti içi yargılamanın temel ilkeleri uyarınca, üyelik statüsünün sonradan ortadan kaldırılması veya hukuksuz ihraç işlemleriyle dava ehliyetinin bertaraf edilmesinin mümkün olmadığı savunuldu.

Mahkemenin, üyelikleri hukuksuz biçimde sona erdirilmiş kişilerin aktif dava ehliyetini yitirdikleri yönündeki kabulünün hukuken temelsiz olduğu öne sürülen dilekçede, "Dosya kapsamındaki belgeler, söz konusu kurultayda delegelerin iradelerini fesada uğratmak amacıyla yüzlerce delegeye kaynağı belli olmayan milyonlarca dolarlık rüşvetler verildiğini, bazı delegelere telefonlar ve tabletler dağıtıldığını, bir kısım delegelere ise konut temin edilerek iradelerinin yönlendirildiğini ortaya koymaktadır." ifadeleri kullanıldı.

Dilekçede, CHP yönetimi tarafından işlenen bu fiillerin parti içi demokratik iradeyi sakatladığı seçimin dürüstlük ve eşitlik ilkelerini tamamen ortadan kaldırdığı belirtildi.

Kurultay ve kongre sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptali talebi

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararının kaldırılarak, Bölge Adliye Mahkemesince esastan incelenerek yeniden hüküm kurulması talep edilen dilekçede, 38. Olağan Kurultay'ın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitiyle Genel Başkan Özgür Özel, Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyelerinin görevden uzaklaştırılmaları ve 38. Kurultay öncesi görevde bulunan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile önceki kurulların göreve iadeleri talep edildi.

Ayrıca, 06 Nisan 2025 ve 21 Eylül 2025'te yapılan olağanüstü kurultayların yok hükmünde olduğu tespiti edilerek iptal edilmesi ve mevcut yönetim tarafından düzenlenen tüm mahalle, ilçe ve il kongreleri ile devam eden 39. Olağan Kurultay sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptali istendi.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU