Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi ziyaret eden Almanya Başbakanı Friedrich Merz'i resmi törenle karşıladı.
Merz'in makam aracını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önündeki caddede karşılayan süvariler, araca protokol kapısına kadar eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merz'i külliyenin ana giriş kapısında karşıladı. Erdoğan ve Merz'in tören alanındaki yerlerini almasının ardından, bando iki ülke milli marşlarını çaldı.
Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı, 21 pare top atışı yapıldı.
Almanya Başbakanı Merz, Muhafız Alayı Tören Kıtası'nı "Merhaba asker" diyerek selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Merz, birbirlerine heyetlerini takdim etti. Erdoğan ve Merz, merdivenlerde Türkiye ve Almanya bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi.
Törende, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Ankara Valisi Vasip Şahin ve AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya da yer aldı.
Erdoğan ve Merz'den ortak basın toplantısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Merz heyetler arası görüşmesi sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
Değerli dostumla görüşmede Türk toplumunun ortak değerimiz ve zenginliğimiz olduğunu bir kez daha teyit ettik. Bu arada, yıllar geçtikçe Avrupa'da artış bir türlü engellenemeyen, yer yer ırkçılığa varan yabancı düşmanlığı ve İslam'a karşıtlığıyla mücadeleye atfettiğimiz ehemmiyeti vurguladım. Yurt dışındaki kardeşlerimizin kültürlerini, kimliklerini ve kadim değerlerini muhafaza ederek bunların bütünleşmesini hep destekledik. Bundan sonra da destekleyeceğiz.
Türkiye ile Almanya arasında müstesna ekonomik ve ticari ilişkiler ise olumlu seyrini sürdürüyor. Almanya, Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük ticaret ortağıdır. 50 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizi yakın vadede 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz
Avrupa’da değişen güvenlik koşulları ışığında, savunma sanayi ürünlerinin tedarikinde geçmişte yaşanan sıkıntıları geride bırakarak ortak projelere odaklanmamız gerekiyor. Eurofighter uçaklarının temin süreci gibi Almanya’nın son dönemde bu alanda attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz.
Bugün ayrıca terörle mücadeledeki beklentilerimizi de değerli dostumla paylaştım. Almanya’nın, kamu güvenliği bakımından da ciddi tehdit teşkil eden terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemine dikkat çektim. Bölgesel ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye olarak Gazze’deki soykırımı ilk günden itibaren uluslararası gündeme taşıdık. Bu mezalimin yeniden yaşanmaması ve bölgede kalıcı barışın anahtarı olan iki devletli çözüme dair görüşlerimizi kendilerine aktardık.
Sayın Şansölye ile komşumuz Suriye’deki gelişmeleri de ele aldım. Devrimden bu yana geçen 11 ayda, Cumhurbaşkanı Sayın Şara’nın liderliğinde Suriye; kalıcı barış, huzur ve ekonomik kalkınma yolunda ciddi ilerlemeler kaydetti. Yaptırımların kalkmasına paralel olarak bu sürecin daha da hızlanacağı inancındayız. Ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası suretiyle Suriye halkının tüm fertlerinin refah ve esenliği bizim için öncelikli hedeftir. Bu noktada, 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanmasına büyük önem atfediyoruz. Bu yönde verilen mesajları dikkatle takip ediyoruz. Almanya’nın da Suriye konusunda bizimle eşgüdüm içinde çalışmaya atfettiği önemin farkındayız. Ukrayna-Rusya savaşı konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Savaşın adil ve kalıcı şekilde çözümü için diplomatik çabaların sürdürülmesini önemli görüyoruz.
Çok güçlü temellere ve çok katmanlı ilişki ağına sahip Türk-Alman iş birliğinin, Avrupa’nın ve mücavir coğrafyalarımızın güvenliği için vazgeçilmez olduğunu bugün bir kez daha teyit etmiş olduk.
Merz: Türkiye'yi Avrupa Birliği'nde görmek istiyoruz
Merz ise konuşmasında şunları kaydetti:
Yeni bir jeopolitik sürece giriyoruz. Stratejik partnerlerimizle aramızı geliştirmeliyiz. Türkiye de burada devre dışı kalamaz. İki ülkenin çok yakın bağları var. NATO'da da ortağız. Güvenlik politikalarında da çok önemli bir aktör.
Daha iyi bir potansiyele erişeceğiz. Türkiye ve Almanya arasındaki olgun bir ortaklık, hassas konuları da daha ayrıntılı ele almayı gerektiriyor.
Türkiye'nin Eurofighter almasından memnunuz. Türkiye'yi Avrupa Birliği'nde görmek istiyoruz. Erdoğan'a stratejik bir diyalog teklif ettim.
Rusya'ya yaptırımlar uygulanmalı. Rusya bu yolla müzakere masasına oturabilir.
Erdoğan ve Merz basın mensuplarının sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Şansölye Merz konuşma sonrası basın mensuplarının sorularına cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun, “Türkiye'nin AB'ye üye olmak istediğini söylediniz. Türkiye AB'den ne istiyor ve ne sunuyor? Savunma konusunda işbirliği mi yoksa geri göndermeler mi? Bir hukuk sorunu var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı'nın tutuklanması gibi örnekler Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolüne ilişkin beklentiniz ne?” sorusuna şu yanıtı verdi:
Öncelikle, şu an itibarıyla Türkiye'de bizim bu yaklaşımlar noktasında rahatız, huzurluyuz. Çünkü biz Kopenhag Kriterleri noktasında hep şunu söyledik. Kopenhag Kriterleri bizim için olumsuz bir yaklaşım süreci değil. Eğer Kopenhag kriterleri noktasında Türkiye'ye yaklaşılıyorsa bizim de bunun karşısında Ankara kriterlerimiz vardır. Ankara kriterleriyle biz Avrupa'ya ve dünyaya açılırız. Çünkü Türkiye sıradan bir Avrupa veya Asya ülkesi değil. Türkiye, Avrupa'da, Asya'da her noktada bu süreci dünyada en iyi işleten ve işleyen bir demokrasi ülkesidir ve bu konuyla ilgili de herhangi bir sıkıntısı yoktur.
İkinci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili bir sorunuz oldu. Herhalde kim hangi makamda olursa olsun, bir hukuk devletinde hukuku ayaklar altına alamazsınız. Hangi makamda olursanız olun eğer hukuku ayaklar altına alırsanız, yargı devletinde yargı makamları ne gerekiyorsa onu yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa bu defa yolsuzluk, hırsızlık, her tür yanlış alır başını gider. Nitekim İstanbul'daki süreç böyle işlemiştir ve şu anda da bu süreci yargı kendisine terettüp ettiği şekilde işletmektedir ve gereğini de yapmaktadır. Örneğin son dönemde mesela bir hakemler olayı çıkmıştır ve bu hakemler olayında da yine futbol sahalarında neler oluyor ve bütün bunlar olurken eli kolu bağlı olarak herhalde bir devlet bunu takip edemez. Ne gerekiyorsa yapması lazım ve şu anda da bu yapılmıştır ve vatandaş tribünlerdeki bu gelişmeyi görünce şimdi çok da mutlu olmaktadır. Neler oluyor, neler demeye başlamıştır.
“Almanya her zaman İsrail'in yanında duracaktır”
Merz ise, bir basın mensubunun, “İsrail'e desteğinizin arkasında Nazi Almanya'sı döneminde Yahudilere yönelik soykırım mı var? Bu yüzden mi desteğiniz devam ediyor? Siz ileride tarihin yanlış tarafında durduğunuzu düşünecek misiniz? Bunun endişesi içerisinde misiniz? Avrupa'daki yabancı düşmanlığına karşı söylemsel veya eylemsel olarak bir adım atacak mısınız?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Federal Hükümet İsrail devletinin kurulmasından beri İsrail Devleti'nin yanındadır. Bu ülke milyonlarca Yahudi için sığınabilecekleri bir ülke haline geldi. Bu nedenle Almanya her zaman İsrail'in yanında duracaktır. Bu İsrail Hükümeti'nin her kararının arkasında durduğumuz anlamına gelmez. İsrail kendini savunma hakkını kullandı. Tek bir kararla gereksiz kurbanların önü kesilebilirdi. Hamas silahları bırakabilirdi. Bu savaş hemen sona ererdi. Gazze'deki çocuklar Hamas'ın birer rehinesiydi. Bunun artık sona ermesini ümit ediyoruz.
Yabancı düşmanlığıyla mücadele ediyoruz. Ülkemizde din özgürlüğü var. Tabi ki Müslüman dinine mensup insanlar da Anayasa'nın koruması altında. Alman Devleti de hangi kişi hangi dine mensup olursa olsun canının korunmasından sorumlu. Eşit bir şekilde herkes bu haklardan yararlanabilir.
Erdoğan ise aynı soruya verdiği yanıtta, “Sayın Şansolye'nin bir sözüne katılmıyorum. Bir defa bu süreç içerisinde 60 bini aşkın çocuk kadın yaşlı burada öldürülmüştür. Hamas'ın elinde bombalar yok. Nükleer silah yok. Ama bu silahların hepsi İsrail'in elinde mevcut. Dün akşam yine bu bombalarla özellikle Gazze'yi vurmuştur. Bunları Almanya olarak sizler görmüyor musunuz? Bunlar Gazze'yi vurmak suretiyle açlıkla soykırımla terbiye etmenin gayreti içerisinde olmuştur” diye konuştu.
Independent Türkçe