Bilim insanları 10 bin yıllık dişleri analiz ederek dünyanın ilk çiftçi topluluklarının yaşamı hakkında yeni keşifler yaptı.
Durham Üniversitesi'nden araştırmacılar, Neolitik döneme ait 71 kişinin çenelerini kullanarak Antik Suriye'deki insanların topluluklar arasında nasıl yolculuk yaptığını anlamaya çalıştı.
11 bin 600 ila 7 bin 500 yıl öncesine tarihlenen diş minesindeki stronsiyum ve oksijen izotoplarını analiz eden bilim insanları, bu bireylerin bölgede mi büyüdüğünü yoksa başka topluluklardan mı geldiğini belirlemeyi başardı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hakemli dergi Nature Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada, kadınların topluluklar arasında hareket etme olasılığının daha yüksek olduğunun bulunması, erkeklerin evlenerek kendi topluluklarında kalma ihtimalinin daha yüksek olduğuna işaret ediyor. Araştırmacılar bu hareket döngüsünün, topluluklar içinde akraba evliliğini önlemek için de evrimleşmiş olabileceğini ekliyor.
Uzmanlar, bu hareketliliğin topluluk entegrasyonu için "derin sosyal etkileri" olduğunu yazdı. Ancak araştırmacılar, başka yerlerden gelen kişilerin de yerli halkla aynı şekilde gömüldüğüne ve onlara da benzer ölüm sonrası işlemlerin uygulandığına dair kanıtlar buldu.
Ekip yaptıkları araştırmanın, yeni gelenlerin bu Neolitik topluluklara kabul edildiğini ve ölümlerinde de aynı muameleyi görecek kadar asimile olabildiğini gösterdiğini söylüyor.
Çalışmanın yazarları, "Köy yaşamının kurulmasının ardından geniş çapta yerel topluluklara geçiş, grup üyeliğinin pekiştiğini ve belki de sosyal uyumu amaçlayan belirli yerlerle derin bağların kurulduğunu gösteriyor" diye yazıyor.
Neolitik dönemin ilerleyen zamanlarında hareketliliğin "arttığını" ve topluluklar arasında bölgeler arası hareketliliğe dair "yüksek derecede" kanıt bulunduğunu belirtiyorlar. Araştırmacılar "Bu dönemde kadınların hareketliliğine yönelik cinsiyet temelli bir eğilim, babayerli geleneklerin oluşumuna işaret ediyor olabilir" diye ekliyor.
Uzmanlara göre bu yeni gelenlerin gömü işlemlerinin topluluk içinde büyüyenlerle aynı olması nedeniyle, bu kişiler muhtemelen kabul görmüştü.
Bilim insanları şöyle yazıyor:
Kazı alanlarında hem yerel halktan hem de dışarıdan gelen bireylere benzer gömü işlemleri uygulanmıştı; bu da grup üyeliğinde kapsayıcılığa ve göç eden bireylerin coğrafyadaki yeni yerlerle bağlantı kurduğuna işaret ediyor.
Güneybatı Asya'nın Neolitik topluluklarının, günümüzde modern yaşam biçimimizi oluşturan köyler de dahil kalıcı yerleşimlerin ilk kurulduğu yerler olduğu tahmin ediliyor.
Bilim insanları, arkeologların bu erken topluluklar arasındaki göçü daha iyi anlayarak binlerce yıl önceki sosyal davranışlar ve değişen bağlantılar hakkındaki bilgilerimizi geliştirebileceğini söylüyor.
Türkiye'deki bir arkeolog ekibi ağustosta 11 bin 500 yıllık bir dizi oyulmuş taş hayvanı ortaya çıkararak tarih öncesi toplulukların nasıl hikaye oluşturduğuna dair benzeri görülmemiş bir bakış açısı sunmuştu.
Dünyanın en eski Neolitik yerleşimlerinden biri olan Karahantepe arkeolojik kazı alanında keşfedilen figürinler, kasten bir hikaye anlatma amacıyla düzenlenmiş nesnelerin bilinen en eski örneğini temsil ediyor.
Karahantepe Kazı Başkanı Necmi Karul, bulguların bu antik toplulukların "ortak bir hafızaya" sahip olduğunu kanıtladığını söylemişti.
Karul "Modern insanlar, geçmişe kıyasla kendilerini her zaman zirvede görüyor" demişti.
Karahantepe bize, 11 bin ila 12 bin yıl önce insanların sanat ve hikaye anlatımında ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç
© The Independent