Pervin Buldan aktardı: Suriye ve Rojava, Öcalan'ın kırmızı çizgisi

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, JINTV’de katıldığı özel programda Abdullah Öcalan’la yapılan son görüşmeye dair soruları yanıtladı

Buldan, Öcalan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye ilişkin değerlendirmelerini aktararak şunları söyledi:

Bizimle, DEM heyetiyle sadece Türkiye siyasetini ama şunu dediğini birkaç sefer biliyorum. ‘Suriye ve Rojava kırmızı çizgimdir. Benim için orası ayrıdır.’ Yani Suriye'ye dair birkaç sefer bu belirlemeyi yaptı. Ama onun dışında Suriye ve Rojava'ya ilişkin bizimle bir değerlendirme yapmadığını ifade etmek istiyorum. Bunu ağırlıklı olarak devlet heyetiyle görüştüğünü, sorunu orada tartıştığını ve hatta eğer fırsat olursa, imkan olursa, fırsat yaratılırsa, orayla da bir iletişim kurmayı önemsediğini ifade ediyor. Evet, yani Rojava'yla bir iletişimin önemli olduğunu birkaç sefer vurguladı. Onlarla konuşup, onlarla kendileriyle tartışıp bu meselede nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini ve nasıl bir karar çıkması gerektiğini onlarla da konuşmak istediğini, tartmak istediğini ifade etti. Bu henüz gerçekleşmedi ama önümüzde yol alınırsa, süreç ilerlediği zaman içerisinde bu fırsat yaratılırsa, belki oraya dair, Rojava'daki yetkililerle görüşmeler, temaslar olursa, sanırım daha kolay çözülür diye tahmin ediyoruz.

"Rojava, Kürt halkının en büyük hassasiyetidir"

İktidarın Suriye politikalarına değinen Buldan, şu ifadeleri kullandı:

Türkiye’nin Rojava konusunda Kürtlerin yanında olması gerekiyor. Kürtleri dışlamak, kazanımlarını yok etmek Türkiye’ye hiçbir fayda sağlamaz. Kürt halkı için en büyük hassasiyet Rojava’dır. Türkiye’de demokratikleşme yönünde adımlar atılsa bile, Rojava’ya yapılacak bir operasyon Kürtler için büyük bir yıkım olur. Ne Kürtler ne de Sayın Öcalan bunu kabul eder. Türkiye meseleyi demokratik ve anayasal bir zeminde çözerse kazanan Türkiye olur.

"Meclis Komisyonu’nun Öcalan’la görüşmesi hayati önemde"

Buldan, Meclis Komisyonu’nun Öcalan’la görüşmesinin sürece ivme kazandıracağını belirterek şunları kaydetti:

Komisyonun tamamının gitmesi gerekmiyor, her partiden bir temsilci yeterli olur. 5-6 kişilik bir heyetin Öcalan’la görüşmesi süreci hızlandırır ve pozitif katkı sağlar. Numan Kurtulmuş’un çabaları önemli, ancak komisyonun bir annenin Kürtçe konuşmasına izin vermemesi büyük bir yanlış oldu.

Kürtçe konuşmaya getirilen engeli eleştiren Buldan, “Bir tercüman aracılığıyla annelerimizin Kürtçe konuşmasına izin verilebilirdi. Meral Danış Beştaş çevirebilirim dedi, buna da izin verilmedi. Halk bu duruma haklı olarak tepki gösterdi” dedi.

Süreçte yeni aşama: Demokratikleşme ve özgürlükler yasası

Buldan, Öcalan’ın sürecin ikinci aşamasına işaret ettiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

Birinci taktik bitti: PKK’nin silah bırakması, kendini feshetmesi, komisyonun kurulması… Şimdi ikinci aşama başlıyor: Demokratikleşme ve özgürlükler yasası çıkarılacak, entegrasyon süreci başlayacak. Türkiye demokratik toplumun hukuki zemine oturduğu bir aşamaya geçiyor. Hepsini bir anda çözmek mümkün değil ama süreç ilerledikçe yeni tartışmalar olacak.

"Zaman çok kıymetli, komisyon hızla çalışmaya başlamalı”

DEM Parti Grup Başkanvekili Pervin Buldan, yeni çözüm süreci kapsamında kurulması planlanan komisyonların vakit kaybetmeden çalışmaya başlaması gerektiğini belirterek, sürecin provokasyonlara açık olduğuna dikkat çekti. Buldan, çözüm arayışlarında zaman kaybının ciddi riskler barındırdığını vurguladı:

Bu sorunun çözümünde, çatışma çözümlerinde zaman çok kıymetlidir. Hem çok kıymetli. Araya bozguncular girer, bozmak isteyenler girer. Provokasyona dair uyarılar var. Provokasyona açıktır. Şimdi bütün bunları göz önüne aldığımız zaman kısa zaman içerisinde yasa çalışmalarının başlaması gerekiyor.

Komisyonun hangi yasaları gündemine alacağı konusunda yetkinin tamamen komisyonda olduğunun altını çizen Buldan, şunları söyledi:

Hangi yasaları çıkaracaklar? Bu komisyonun takdirinde olan bir şey. Hani biz buradan şu yasalar çıksın deme yetkisine sahip değiliz. Bir mutabakat elbette ki sağlanır komisyonda ama çıkarılması gereken entegrasyon yasasıdır, özgürlükler yasasıdır. Belki de biraz onlarla eş güdümlü olabilecek yerel yönetimlerin güçlendirilmesi meselesi ki bu kayyuma da engel olabilecek.

Kayyum uygulamasının Türkiye’deki hukuk sistemini ve seçme-seçilme hakkını ortadan kaldırdığına dikkat çeken Buldan, şu ifadeleri kullandı:

Kayyum başlı başına Türkiye'deki hukuk sistemini gerçekten alaşağı eden, seçme seçilme hakkını yok eden, yok sayan bir mesele haline geldiği için buna da bir çözüm bulması gerekiyor. Yoksa Kürt sorununun tamamıyla bu komisyon tarafından çözülmesi bir kere mümkün değil.

 

Jin TV, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU