Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin 4. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen yemekte partisinin oylarının arttığını vurguladı. Özdağ, “Türkiye’yi dolaşıyorum. Her yerde Zafer Partisi’ne olan desteği gözle görülür şekilde görüyorum. Bugün bana gelen son anket sonuçlarına göre, Zafer Partisi kararsız oylar dağıtıldığında yüzde 7,6 görünüyor. Bunun da üstünde bir sonuç alacağımızdan eminim, daha yeni başladık” ifadelerini kullandı.
Zafer Partisi, 4. kuruluş yıl dönümünü ANFA Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen kutlama yemeğiyle taçlandırdı. Etkinlikte Özdağ, gündemde öne çıkan konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Özdağ partisinin kuruluş yıldönümüne ilişkin şu ifadeleri kullandı:
''Biliyorsunuz her parti kuruluşundan önce hazırlıklar yapılır. Holdinglerle görüşülür. Siyaset defileleri sunulur. Basın patronlarıyla görüşülür. Destek istenir. ABD ve Avrupa Birliği başkentleri ziyaret edilerek görücüye çıkılır. Zafer Partisi olarak bizim de hazırlıklarımız oldu tabii. Ama bizim hazırlıklarımız farklı oldu. Biz önce Anıtkabir'i ziyaret ettik. Ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün huzurunda dua ettik. Sonra oradan Kazakistan'a Yesiye, Hoca Ahmet Yesevi'nin türbesine gittik. Hoca Ahmet Yesevi, İslam dininin Türkler arasında yayılmasını sağlayan ulu kişidir. Türkistan'da Türkler Hoca Ahmet Yesevi'nin türbesinin ziyaret edilmesine ‘küçük hac ziyareti’ derler. Oradan aldığımız toprağı, Anadolu'nun ortasına Hacı Bektaş Veli hazretlerinin türbesinin önündeki kara dut ağacının dibine dualarla döktük. Evet bazıları yollara holdinglerden, basın patronlarından, Washington'dan, Brüksel'den çıktı. Biz yola Anıtkabir'den, Hoca Ahmet Yesevi'den, Hacı Bektaş'tan çıktık. Ve Zafer Partisi Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği mücadelesini tavizsiz, sert, dik, geri adım atmadan sürdürdü, sürdürmeye devam ediyor. Türk milletini gerçekleşen demografik işgale karşı uyandırdık. Bundan dolayı içeride ve dışarıda bazı çevrelerin büyük öfke ve nefretini üzerimize çektik. Zafer Partisi'ne ve bana 4 yıldır her türlü ahlaksız iftira ile saldırıyorlar, soysuzca saldırıyorlar.''
''Irak ve Suriye, AK Parti'nin politikaları neticesinde parçalandı''
Özdağ, kendisine ve partisine yönelik ''İslam düşmanı'' ifadeleri kullanıldığını öne sürmekle beraber bu duruma tepki göstererek, ''Bizi İslam düşmanı olmakla suçladılar. Zafer Partisi, Brüksel'in şefaatine sığınarak, Washington'un desteğiyle, FETÖ'yle iş birliği yapılarak kurulmadı. Biz AK Parti iktidara gelince Müslüman olanlardan değiliz. Bin seneden beri Müslüman olan Türk milletinin fertleriyiz. Bizi Arap düşmanı olmakla suçladılar. Oysa iki Arap ülkesi Irak ve Suriye , AK Parti iktidardayken ve AK Parti'nin politikaları neticesinde parçalandı. Kim yapıyormuş Araplara gerçek düşmanlığı?'' dedi.
''Türk milleti benim Silivri'de, Öcalan için rehin tutulduğumu gayet açık bir şekilde biliyordu''
İktidarın ''Terörsüz Türkiye'' olarak tanımladığı ikinci çözüm sürecine karşı çıkması nedeniyle 5 ay tutuklu kaldığını öne süren Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
''Öcalan ile başlatılan teslimiyetçi müzakere sürecine karşı Zafer Partisi, Türk milletinin refleksi, son savunma hattı ve erken uyarı sistemi olduğunu ortaya koymuştur. Zafer Partisi kadroları, Karaman ve Antalya'da daha bu sürecin başında düzenlemiş olduğu mitinglerle binlerce kişiyi meydana indirince ve vatandaşın tepkisini ortaya koyunca tutuklanmam karar altına alındı. Bu tutuklanmanın amacı benim Türk halkına, Öcalan ile yürütülen sürecin detayları konusunda bilgi vermemi engellemekti. Benim dışarıda derin bilgi kaynaklarına sahip olduğumu ve bu kaynaklardan koparılmam gerektiğini düşünüyorlardı demek ki. Ayrıca Öcalan ve PKK'yı en yakından bilen genel başkan olarak müzakere sürecini deşifre ederek Türk halkına anlatmamı da istemiyorlardı. Değerli arkadaşlarım Tutuklanmam benim için hiç sürpriz olmadı. Tutuklanmamdan altı ay önce divandan iki arkadaşımla tutuklanma ihtimalim hususunda görüşmüş ve Profesör Doktor Ali Şehirleoğlu Hocama da tutuklanmam durumunda vekaleti kendisine bırakacağımı ifade etmiş, buna hazırlık yapmasını istemiştim.
Esasen sizler de biliyorsunuz iktidarım propagandistleri Öcalan ile müzakere sürecinde Türk milliyetçiliği yapanların cezalandırılacağını ifade ederek beni ve Zafer Partisi'ni, Öcalan ile müzakerelere itiraz etmemem için uyarmışlardı. Ben Silivri'de 5 ay boyunca tek başıma tek kişilik bir hücrede kalmadım. Ben Silivri'de hücrede Ziya Gökalp ile ,Yusuf Akçura ile, Dündar Taşer ile, Erol Güngör ile ve Muzaffer Özdağ ile birlikte kaldım. Ben Silivri'de bütün Türk milliyetçilerini, Atatürkçüleri, özetle sizleri temsilen tutuklu kaldım. Sizin adınıza yattım. Ve ben Silivri'de tek kişilik hücrede tutulurken orada bulunuşumun istiklal harbimizin şehitlerine terörle mücadele şehitlerimize ve terörle mücadelede gazi olan kardeşlerimizin aziz varlığına saygı duruşunda bulunduğumu ifade ettim. Ve Türk milleti de benim Silivri'de, Öcalan için rehin tutulduğumu hangi partiye oy verirse versin gayet açık bir şekilde biliyordu.
''Zafer Partisi, kararsız oylar dağıtıldığında, 7,6 görünüyor''
Bir anket sonucunu paylaşan Özdağ, Zafer Partisi'nin oyunun kararsızların dağıtılması halinde yüzde 7,6 olduğunu öne sürerek, ''Türkiye'yi dolaşıyorum. Her yerde Zafer Partisi'ne olan desteği gözle görülür şekilde görüyorum. Bugün bana gelen son anket sonucu Zafer Partisi, kararsız oylar dağıtıldığında, 7,6 görünüyor. Ben bunun da üstünde bir sonuç alacağımızdan eminim daha yeni başladık'' dedi.
''Sizi büyük taarruzda denize döktük''
Çözüm sürecine ilişkin muhalefet partilerinin yeterli tepkiyi koymadıklarını belirten Özdağ, şunları kaydetti:
''DEM, AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi bir araya gelerek DAM İttifakı'nı kurdular. PKK silah bırakmış, kardeşlik tesis edilecekmiş. Mesele ama ne yazık ki sadece DAM İttifakının, Öcalan'a teslim olmasıyla bitmiyor. ‘Eşit vatandaşlık’ söylemiyle, ‘ana dilde eğitime karşı değiliz’ açıklamalarıyla muhalefetin de Öcalan komisyonuna ve bu terörle müzakere sürecine hoş görünmeye çalıştığını görüyoruz. Buradan terörsüz Türkiye propagandası yapanlara Zafer Partisi olarak soruyoruz: Bu nasıl bir terörsüz Türkiye ise PKK terör örgütünün elebaşları Avrupa'da devletimizin kuruluş temelini oluşturan Lozan anlaşmasına karşı savaş açmış ve emperyalistlerin Türk milletini yok etmek için dayatmaya çalıştığı Sevr Anlaşmasını savunuyorlar. Ben iyi bir siyasi tarih okuyucusuyum. Okuduğum bütün siyasi tarih boyunca hiçbir siyasi hareketin kendisinin meşruluğunun temeline bir başkasının imzalamış olduğu ve şekillendirmiş olduğu anlaşmayı koyduğunu görmedim. Tarih boyunca bir tek PKK denilen soysuz hareket meşruluğunun temelini Sevr Antlaşmasına koyuyor. Bu büyük bir soysuzluktur. Sevr, Türk milletini imha etmeyi hedefleyen emperyalist güçlerin Birinci Cihan Savaşı sonunda Türk milletini yok etmek için dayatmaya çalıştıkları anlaşmaydı. Bu PKK'lı tosunlara soruyorum. Siz Sevr’in neresindesiniz? İngiliz ordusunda mıydınız? Fransız ordusunda mıydınız? Anzakların içinde miydiniz? Sevr’in imzalandığı masada siz mi vardınız? Eğer Sevr’de masada siz vardıysanız sizi büyük taarruzda denize döktük.''
''Türk devletinin böyle bir aklı yoktur
Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerine devam eden Özdağ, DEM Parti'ye tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
''Bu nasıl terörsüz Türkiye ki DEM Eş Başkanı İstiklal Marşı'mıza kabul etmiyor, saygı göstermiyor ve söylemiyor. Bu nasıl bir terörsüz Türkiye ki Sözde PKK mangal partisi kıvamında bir şovla 30 tane Kaleşnikovu yakarken PKK'nın Suriye, Irak ve İran kolları silah bırakmıyorlar. Değerli mücadele arkadaşlarım, biz bu soruları sorduğumuz zaman DAM ittifakı paydaşlarının bazıları cevap vermek yerine sorularımızı gündemden düşürerek önemsizleştirmeye çalışıyor ve kendi boş propagandalarını yapıyorlar. Bu boş propagandanın temel dayanıklarından birisi de Öcalan ile mücadelenin devlet aklının sonucu olduğudur. Doğrudur. Öcalan ile mücadele devlet aklının sonucudur ama İsrail ve Amerika devletlerinin aklının sonucudur. Türk devletinin böyle bir aklı yoktur.''
''Zafer Partisi sığınmacı ve kaçak sorununu çözecek tek partidir''
Türkiye'deki sığınmacı ve kaçak sorununu çözebilecek tek siyasi partinin Zafer Partisi olduğunu öne süren Özdağ, ''Türk Milleti artık Zafer Partisi dışında hiçbir partinin bu sorunu çözmeye niyetinin, isteğinin ve kapasitesinin olmadığını gördü ve anladı. Zafer Partisi sığınmacı ve kaçak sorununu çözecek tek partidir'' dedi.
ANKA