Birleşmiş Milletler'in (BM) desteklediği gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) raporunda 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın makul kanıtlarla doğrulandığı bildirildi.
Raporda, "15 Ağustos 2025 itibarıyla, Gazze şehrindeki kıtlık (felaket seviyesi olarak bilinen IPC'nin 5. seviyesi) makul kanıtlarla doğrulandı. 22 ay süren acımasız çatışmaların ardından, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verildi.
Ayrıca, raporda bu kıtlığın, Gazze Şeridi’nde de yaygınlaşmasının beklendiği belirtildi. IPC, gıda güvensizliğinin ciddiyetini sınıflandırmak için küresel olarak tanınan bir sistem niteliğinde. Kurum, kurulduğu 2004 yılından bu yana sadece beş kıtlık ilan etti. En sonuncusu geçen yıl Sudan'da yaşandı.
Bir bölgede üç kriterin karşılanması halinde kıtlık ilan ediliyor: Hanelerin en az yüzde 20'sinde aşırı gıda eksikliği, çocukların en az yüzde 30'unda akut yetersiz beslenme ve her 10 bin kişiden ikisinin her gün açlık nedeniyle ölmesi.
"Akut yetersiz beslenmenin hızla kötüleşmeye devam etmesi öngörülüyor"
Gazze Şeridi'nde nüfusun yüzde 54'üne tekabül eden 1 milyon civarında kişinin IPC ölçeğine göre acil durum olarak adlandırılan 4. seviye ve 396 bin kişinin ise kriz olarak bilinen 3. seviyede açlık yaşadığı bildirildi.
Raporda, "Ağustos ortası ile eylül sonu arasında koşulların daha da kötüleşmesi ve kıtlığın Deyr Belah ve Han Yunus'a yayılması bekleniyor. Nüfusun yaklaşık 3'te 1'i olan 641 bin kişinin IPC'nin 5. seviyesindeki açlıkla karşı karşıya kalması beklenirken, 4. seviyede açlık çeken kişi sayısının 1,14 milyona yükselmesi muhtemel. Akut yetersiz beslenmenin hızla kötüleşmeye devam etmesi öngörülüyor." denildi.
Gazze Şeridi'nde Haziran 2026'ya kadar 5 yaş altı en az 132 bin çocuğun akut yetersiz beslenmeden muzdarip olmasının beklendiği belirtilen raporda, "Bu rakamlar, Mayıs 2025'teki IPC tahminlerinin iki katı. Bu sayıya, yüksek ölüm riski taşıyan 41 binden fazla ağır vaka da dahil. Yetersiz beslenen yaklaşık 55 bin 500 hamile ve emziren kadına da acil beslenme müdahalesi gerekecek." bilgeleri yer aldı.
Raporda, sınırlı verilere rağmen Gazze kentinin kuzeyindeki koşulların, merkezindeki kadar şiddetli veya daha kötü olduğunun tahmin edildiği de bildirildi.
"İlan edilen kıtlık, İsrail hükümetinin aldığı önlemlerin doğrudan sonucudur"
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, yaptığı yazılı açıklamada, "Bugün IPC tarafından ilan edilen kıtlık, İsrail hükümetinin aldığı önlemlerin doğrudan sonucudur. Hükümet, Gazze Şeridi'ndeki sivil halkın hayatta kalması için gerekli olan insani yardım ve diğer malların girişini ve dağıtımını hukuka aykırı bir şekilde kısıtladı." ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'nin her yerinde bir açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölümlere tanık olduklarını kaydeden Türk, "İsrail ordusu, kritik sivil altyapıyı ve neredeyse tüm tarım arazilerini tahrip etti, balıkçılığı yasakladı ve halkı zorla yerinden etti. Tüm bunlar kıtlığın nedenleridir. Açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanmak bir savaş suçudur ve bunun sonucunda ortaya çıkan ölümler aynı zamanda kasten öldürme savaş suçu da olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Türk, İsrail yetkililerine, Gazze kentindeki kıtlığı sona erdirmek ve Gazze Şeridi genelinde daha fazla can kaybını önlemek için derhal adımlar atma çağrısında bulundu.
Öldürülen her beş Filistinliden dördü sivil
İsrail askeri istihbaratına ait gizli bir veri tabanından sızdırılan rakamlar, İsrail güçleri tarafından öldürülen her beş Filistinliden en az 4’ünün sivil olduğunu gösteriyor.
İngiltere merkezli The Guardian, İsrail merkezli +972 Magazine dergisi ve Local Call haber sitesinin ortak araştırmasına göre, İsrail askeri istihbaratına ait gizli bir veri tabanı, Gazze’de ölenlerin yüzde 83’ünün sivil olduğunu ortaya koyuyor.
İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) veri tabanında mayıs ayı itibarıyla toplam ölü sayısı Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre 53 bine ulaşmışken yalnızca 8 bin 900 militan ölü ya da ''muhtemelen ölü'' olarak listelenmiş.
İsveç merkezli Uppsala Çatışma Verileri Programı’na göre, hayatını kaybedenler arasındaki sivil oranı, modern tarihte kaydedilen diğer savaşlara kıyasla olağanüstü derecede yüksek.
Uluslararası hukukta kıtlık ne anlama geliyor?
Birleşmiş Milletler, Gazze’de ilk kez resmi olarak kıtlık ilan edilmesinin ardından durumu “acil insani kriz” olarak tanımladı.
Uluslararası hukuk çerçevesinde sivillerin açlığa ve temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılması ciddi ihlal olarak kabul ediliyor; Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokoller, savaş sırasında sivillere gıda ve tıbbi yardım sağlanmasını zorunlu kılıyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü’ne göre ise, sivillere yönelik açlığın kasıtlı olarak yaratılması savaş suçu sayılıyor. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Gazze’deki durumu değerlendirirken, sivillerin temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılmasının uluslararası hukuka göre ciddi sonuçları olabileceğini vurguladı.
Kıtlık ilanı, uluslararası yardım ve acil müdahale çağrılarını tetikleyen önemli bir sinyal olarak görülüyor.
BM Genel Sekreteri Guterres: Gazze'deki kıtlık insan yapımı
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze Şeridi'ndeki kıtlığı "insan yapımı bir felaket" olarak nitelendirdi. BM Sözcülük Ofisi, Guterres'in, Gazze'de Filistinlilerin yaşadığı açlık ve burada insani yardım konusundaki sorunlara ilişkin yazılı açıklamasını paylaştı. Açıklamada Guterres, "Gazze'deki cehennemi tarif edecek kelime kalmadığı anda, yeni bir kelime eklendi: Kıtlık." ifadelerini kullandı.BM Genel Sekreteri, Gazze'de yaşananların "bir gizem" değil, "insan eliyle yaratılmış bir felaket, ahlaki bir suçlama ve insanlığın kendi başarısızlığı" olduğunu vurguladı.
"Kıtlık sadece yiyecekle ilgili değil, insanın hayatta kalması için gerekli sistemlerin kasıtlı olarak çökmesidir" değerlendirmesinde bulunan Guterres, Gazze'de çocuklar da dahil insanlar açlıktan ölmeye devam ederken, "harekete geçmesi gerekenlerin başarısız olduğunu" vurguladı. Guterres, Gazze'de işgal ve ablukaya devam eden İsrail'in uluslararası hukuk uyarınca gıda ve tıbbi malzeme temin etme yükümlülüğünü hatırlatarak, "Bu durumun cezasız kalmasına izin veremeyiz." ifadesine yer verdi. BM Genel Sekreteri, bir kez daha, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması, esirlerin serbest bırakılması ve bölgeye tam insani yardım erişimi sağlanması taleplerini yineledi.
İrlanda: Gazze'deki kıtlık tamamen öngörülebilir ve önlenebilir bir durumdu
İrlanda Başbakanı Micheal Martin, İsrail'in saldırıları ve ablukası altındaki Gazze'de kıtlığın tamamen öngörülebilir ve önlenebilir olduğunu, İsrail'in insani yardım ve tıbbi malzemelere engelsiz ve acil erişim sağlama konusunda mutlak yükümlülüğü olduğunu bildirdi. Martin, Birleşmiş Milletler'in (BM) desteklediği gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığı doğrulayan raporuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. IPC'nin Gazze'deki kıtlığı teyidinin ardından İsrail'in insani yardım, tıbbi ve gıda malzemelerine engelsiz ve acil erişim sağlamada mutlak yükümlülüğü olduğunu vurgulayan Martin, "Gazze'deki kıtlık hem tamamen öngörülebilir hem de önlenebilir bir durumdu." değerlendirmesinde bulundu.
Raporda, bu durumun "tamamen insan yapımı" ve "felaket niteliğinde" olduğuna işaret edildiğini belirten Martin, "İsrail, Gazze kentine yönelik saldırılarını ve bombardımanını durdurmalı. Sivil halktan yiyecek ve suyun esirgenmesi, Gazze halkının topluca cezalandırılması ve savaş suçudur." ifadelerini kullandı.
Birleşik Krallık: Ahlaki bir rezalet
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy, Gazze kenti ve çevresindeki bölgede yaşanan kıtlığın teyidinin son derece dehşet verici ve tamamen önlenebilir nitelikte olduğunu ve İsrail hükümetinin Gazze'ye yeterli yardımın girmesine izin vermemesinin bu "insan yapımı" felakete neden olduğunu bildirdi. Lammy, Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığı doğrulayan raporuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bakan Lammy, "Gazze kenti ve çevresindeki bölgede yaşanan kıtlığın teyidi son derece dehşet verici ve tamamen önlenebilir nitelikte. İsrail hükümetinin Gazze'ye yeterli yardımın girmesine izin vermemesi, bu insan yapımı felakete neden olmuştur. Bu ahlaki bir rezalettir." ifadelerini kullandı. IPC'nin raporunun, özellikle çocuklar için "mide bulandırıcı" sonuçları açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Lammy, İsrail hükümetinin durumun daha da kötüleşmesini engellemek için derhal harekete geçebileceğinin ve geçmesi gerektiğinin altını çizdi.
Euro-Med: İsrail’in çiftçilere saldırıları, açlığı sistematik biçimde savaş aracı haline getirdi
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütünden (Euro-Med), İsrail’in Gazze’de 5 çiftçiyi öldürmesinin, "yerel düzeyde gıda teminini engellemeye ve açlığı sistematik bir şekilde savaş aracı olarak kullanmaya yönelik bir politika" olduğunu belirtti. Euro-Med'in yazılı açıklamasında, İsrail ordusunun, Han Yunus’un kuzeybatısındaki "Asda Hapishanesi" çevresinde bir insansız hava aracıyla düzenlediği saldırıda, aynı aileden 5 çiftçiyi öldürdüğü kaydedildi. Açıklamada, bu saldırının münferit bir olay olmadığı, İsrail’in yıllardır yüzlerce çiftçiyi öldürerek veya yaralayarak, ayrıca tarım arazilerini bombalayarak ya da işgal ederek Gazze’nin tarımsal üretim kapasitesini yok ettiği vurgulandı. Gazze’de gıda kaynaklarına yönelik saldırıların, Birleşmiş Milletlere bağlı Küresel Gıda Güvenliği Aşamalı Sınıflandırma sisteminin (IPC) Gazze’de resmen "kıtlık" ilan etmesiyle aynı döneme denk geldiğine dikkati çekilen açıklamada, verilere göre İsrail saldırıları sonucu Gazze’de 1218 tarımsal kuyu kullanılamaz hale gelirken, ekim yapılan alan 93 bin dönümden 4 bine düştüğü ve seraların yüzde 85’inin yok edildiği aktarıldı.
Açıklamada ayrıca, İsrail’in Gazze’ye yönelik yasa dışı ablukasının yardım girişini engellediği, şehre giren az sayıda yardımın da adil bir şekilde dağıtılmasının önüne geçildiği kaydedildi.
Euro-Med, uluslararası topluma İsrail’in Gazze’deki aç bırakma ve tarımsal yıkım politikalarının savaş ve insanlığa karşı suç olarak tanınması, yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması ve İsrail’e yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu.
AA, Independent Türkçe