ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Suriye’de ABD'nin SDG ile Şam arasındaki diyaloğu ve SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunu desteklediğini ifade etti. PKK’nın silahsızlanması için kurulan TBMM komisyonuyla ilgili soruya yanıt vermeyen Bruce, Irak Parlamentosu’nda görüşülen "Haşdi Şabi yasa tasarısına İran destekli milis gruplarını daha da kurumsallaştırdığı gerekçesiyle karşı olduklarını" belirtti.
Kendisine yöneltilen bir soru üzerine Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda ABD’nin poziyonunu değerlendiren Bruce, şu ifadeleri kullandı:
Genel olarak Suriye hakkında konuşacak olursak, bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Öncelikle yapmak istediğim ilk şey, Büyükelçi Barrack’ın bir tweetini okumak. Kendisi hem Türkiye Büyükelçimiz hem de Orta Doğu’daki Suriye ve Lübnan Özel Temsilcimiz şöyle yazmıştı; ‘Dün (4 Ağustos’ta) Süveyda ve Münbiç’te rahatsız edici şiddet olayları patlak verdi. Diplomasi, şiddeti durdurmanın ve barışçıl, kalıcı bir çözüm inşa etmenin en iyi yoludur. ABD, Süveyda’da bir çözümün bulunmasına yardımcı olmaktan ve kuzeydoğunun birleşik bir Suriye’ye yeniden entegrasyonu konusunda (Fransa) ile birlikte arabuluculuk yapmaktan gurur duymaktadır. İlerleyen yol Suriyelilere aittir, tüm taraflara, sükûneti korumaya ve anlaşmazlıkları kan dökmeden, diyalog yoluyla çözmeye çağırıyoruz. Suriye istikrarı hak ediyor. Suriyeliler barışı hak ediyor.
’’Tutumumuz değişmedi, diyaloğun amacı SDG’nin entegre edilmesidir’’
Bruce, ABD’nin Suriye’de bir poziyon değişikliğine gidip gitmediği sorusunu şöyle yanıtladı:
Tutumumuz değişmedi. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Büyükelçi Barrack tüm taraflarla görüşmeye devam ediyor. Bu, tüm Suriyeliler için güvenlik ve sükûnet sağlanması açısından önemli. Aynı zamanda, Suriye Hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında diyaloğu desteklemeyi sürdürüyoruz. Bu diyaloğun amacı, SDG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesidir. Elbette, SDG ile Başkan el-Şara arasındaki tüm verimli görüşmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, SDG’nin kuzeydoğuda mevcut ateşkesi kapsamlı ve kalıcı bir barışa dönüştürme yönündeki niyetini de destekliyoruz ve elbette, ülkeyi barış ve refaha götürmek Suriye’ye ve yeni hükümetine bağlı olacaktır...
PKK’nın silahsızlanması için kurulan TBMM komisyonuyla ilgili soruya yanıt yok
Bir gazetecinin ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde PKK’nın silahsızlanmasına ilişkin kurulan komisyonla ilgili ABD tutumunu sorması üzerine Bruce, ’’Herhangi bir hükümetin iç hukuk düzenlemeleri ya da yapmayı planladığı değişiklikler hakkında yorumda bulunmuyoruz. Aynı şekilde, bunun yürüttüğümüz müzakereler veya diğer hükümetlerle olan ilişkilerimiz üzerindeki olası etkilerini de değerlendirmeyeceğim’’ dedi.
İran yanlısı milisleri kurumsallaştıran yasaya karşıyız
Bruce, Irak Parlamentosu’nda görüşülen Haşdi Şabi yasası olarak anılan ve İran destekli milis gruplara resmi özerk bir statü vermeyi öngören yasa tasarısına ilişkin gelen soruya net bir şekilde karşı çıktı:
Bu tasarı, terör örgütleriyle bağlantılı ve İran destekli gruplarla ilişkili silahlı grupların kurumsallaşmasını daha da ileriye taşıyor. Bu gruplardan bazıları ABD çıkarlarına saldırdı ve ABD personelini öldürdü. Bu yasa tasarısına açıkça karşıyız. İkili güvenlik yardımı ve ortaklık hedeflerimizle uyuşmayan, Irak’ın mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına ters düşen her türlü mevzuata kesinlikle karşıyız. Biz, samimi bir Irak egemenliğini destekliyoruz, Irak’ı İran’ın uydusu hâline getirecek yasaları değil.
Ezidilerin dönüşü: Şengal'de güvenlik vurgusu
Sözcü Bruce ayrıca, 11 yıl önce IŞİD’in Ezidilere yönelik gerçekleştirdiği terör eylemlerini de andı. “Bu katliamın, Orta Doğu genelinde yaşanan bu soykırımın bir parçası da IŞİD’in Ezidileri hedef almasıydı. Evet, bu olay 11 yıl önceydi. Binlerce insan hayatını kaybetti; 2.700 kişi hâlâ kayıp, bulunamadı” diyen Bruce ayrıca şu ifadeleri kullandı:
İnsanlar bunu hatırlayacaktır; sanki milyon yıl önceymiş gibi geliyor. Ama o dönem, IŞİD’in Ezidileri hedef aldığı ve dünyanın dört bir yanında, özellikle de Orta Doğu’da, bir kanser gibi yayıldığı, hayatları mahvettiği korkunç bir dönemdi. O zaman bize, IŞİD’den kurtulmanın 30 yıl süreceği söylenmişti. Sanki Müslümanlar olan biteni onaylıyormuş gibi konuşuluyordu. Hayır, böyle bir durum yok. Bu konu Müslümanlarla ilgili değildi. Bu, korkunç bir terör örgütüydü. Elbette, Başkan Trump göreve geldiğinde bu duruma karşı geri adım atmadı. ‘Bu sonsuza dek sürecek’ demedi, korkmadı ve IŞİD’i yaklaşık 18 ayda etkisiz hâle getirdi ve biz bunu unuttuk, hayatımıza devam ettik. Elbette başka korkunç olaylar da yaşandı ama bunu başardık... Şunu söyleyebilirim: Hayatta kalanların adalet arayışlarında desteklenmeleri önemlidir. Sincar’da güvenlik ve istikrar, Ezidi toplumunun güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için hayati öneme sahiptir. Ezidiler, hayatlarını ve vatanlarını yeniden inşa etme fırsatını hak ediyor. Söyleyebileceğimiz budur.
ANKA