Adalet Bakanı Tunç'tan süreç açıklaması: Komisyonun kararları doğrultusunda sürecin ilerlemesi çok daha sağlıklı olacak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı TV 100 yayınında Deniz Gürel’in sorularını yanıtladı

Fotoğraf: ANKA

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir grup PKK'lının silah bırakmasıyla devam eden sürece dair, "Bugün bin yıllık kardeşliğimize vurulan hançer çıkarılıyor. Milletimizi, özellikle hassasiyetleri dikkate alarak, kılı kırk yararak devam ettirilen ve tam bir koordinasyon içerisinde yürüyen bir süreç var" dedi. Bakan Tunç, CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalara ilişkin ise "Ak koyun kara koyun yargılama sürecinde belli olacak. İddianame düzenlendiğinde, kimin hangi suçla itham edildiği, hangi delillerin olduğu ve bu deliller karşısında sanıkların savunmaları bütün kamuoyu tarafından öğrenilecek Bu duruşmalar gizli, kapalı olmayacak ki. Milletin gözü önünde olacak" ifadelerini kullandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bakan Tunç, PKK’nın silah bırakmasına ilişkin, "Çok tarihi bir gündeyiz. Terörsüz Türkiye sürecinin en önemli aşamalarından biri bugün gerçekleşiyor. 40 yıldan fazla ülkemizin gelişmesini, kalkınmasının önünde en büyük engel olarak duran terör belasından kurtuluyoruz. Bu Cumhuriyet ve ülke tarihi için, milletimizin huzur ve güvenliği, birlik ve beraberliği için çok önemli bir gün. Bugün bin yıllık kardeşliğimize vurulan hançer çıkarılıyor" ifadelerini kullandı.

"Kılı kırk yararak devam ettirilen bir süreç var"

“Ülkemiz iç kamuoyunda da henüz süreci tam anlayamamış olanlar olabilir ama bu süreç içerisinde daha da anlaşılacaktır” diyen Bakan Tunç, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin koordinasyon içerisinde yürütülen bir süreç olduğunu söyledi. Tunç, şu ifadeleri kullandı:

Terörün bitmesini kim istemez? Türkiye'nin kalkınmasını, gelişmesini istemeyenler; Türkiye'nin üzerinde, bölgenin üzerinde emelleri olanlar istemez. Ülkemiz iç kamuoyunda da henüz süreci tam anlayamamış olanlar olabilir ama bu süreç içerisinde daha da anlaşılacaktır. Özellikle Türkiye'nin huzur ve güvenliğinin daha da tahkim edildiği ilerleyen süreçlerde, "Evet, doğru adımlar atılmıştır" diyecektir. Şu anda, çok az sayıda da olsa bazı muhalif partilerden bu sürece sıcak bakmayanlar var ama sonraki, ilerleyen süreçlerde, gelinen aşamalarda, ‘Evet, doğru bir süreçti, bunun yapılması gerekiyordu. Başka çare, başka bir çözüm önerisi olan varsa, o çözüm önerilerini de getirsinler’ diyeceklerdir. Çok şey denendi Türkiye'de; yıllarca silahlı mücadele yapıldı, çözüm süreçlerinden geçtik, birtakım tecrübeler yaşadık. Dolayısıyla milletimizi, özellikle hassasiyetleri dikkate alarak, kılı kırk yararak devam ettirilen ve tam bir koordinasyon içerisinde yürüyen bir süreç var.

“Özellikle hasta tutuklu ve hükümlülerle ilgili talepler söz konusuydu”

‘Terörsüz Türkiye’ süreci kapsamında yargının atacağı adımlara dair de konuşan Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Süreç başladığından itibaren kurumlarımız, herkes kendi üzerine düşen konuları gerçekleştirmenin gayreti içerisinde oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın DEM heyeti ile görüşmeleri söz konusu oldu. Sonrasında Adalet Bakanlığı'nda, özellikle bakanlığımıza düşen, bizim yapmamız gereken hususlarla ilgili DEM Parti milletvekillerinin görüşmeleri oldu. Burada konuları masaya yatırdık ve özellikle yapılması gereken, yapılabilecek, şu andaki hukuk çerçevesindeki, kanunlarımız çerçevesinde yapılması gerekenlerle ilgili konuları elbette ki istişare ettik. Özellikle hasta tutuklu ve hükümlülerle ilgili talepler söz konusuydu ve bunlarla ilgili uygulamadan kaynaklanan bazı problemler olabiliyordu. Adli Tıp’a sevkleri, cezaevinde hayatını idame ettiremeyecek durumda olanlarla ilgili birtakım çalışmalar gerçekleştirildi. Özellikle Meclisimizde yasal düzenleme gerektiren düzenlemeler de vardı. İdari uygulamalarda süreç içerisinde aksayan hususları zaten yapmak mümkün çünkü kanunlarımız çerçevesinde bunlar gerçekleşiyor.

"Onuncu Yargı Paketi'nde bazı düzenlemeler yapıldı"

İdare gözlem kurullarının kararları nedeniyle ceza süresini tamamladığı halde cezaevlerinden tahliye olamayanlarla ilgili talepler vardı. Bunlarla ilgili hususlarda da ilerlemeler sağlandı. İmralı ile ilgili görüşme kısıtları vardı. Dört yıldır bir görüşme kısıtı, avukatlarıyla, milletvekilleriyle, yakınlarıyla görüşememe durumu söz konusuydu. Süreç içerisinde bunlarla ilgili, avukatlarıyla ve ailecek görüşmeleri sağlanarak özellikle bu sürecin kolaylaştırılması noktasında önemli çalışmalar yaptık. Adalet Bakanlığı’nın uhdesinde olanlar var, olmayanlar var. İstihbarat teşkilatlarımızın gerçekleştirdiği çalışmalar var. Özellikle Meclis’te yasal düzenleme gerektiren hususlarla ilgili olarak da Onuncu Yargı Paketi'nde bazı düzenlemeler yapıldı. Orada sadece bu süreçle ilgili değil, tüm adliye teşkilatımızı, milletimizi ilgilendiren, ceza adaletini ilgilendiren hususlarla ilgili düzenlemeler de yapıldı.

“Onların vereceği kararlar doğrultusunda sürecin ilerlemesi çok daha sağlıklı olacaktır”

Meclis’te kurulması planlanan komisyona ilişkin de konuşan Bakan Tunç, “İktidarı ile muhalefetiyle, ülkemiz menfaatine olan, eleştirisi ile katkısıyla tüm oradaki tartışmaların bu ülkeye fayda getireceğine inanıyoruz. Dolayısıyla Meclis Başkanımızın başkanlığında, diğer siyasi partilerin katılımıyla bir komisyon oluşması ve bu süreci değerlendirmeleri, bu süreçte nelerin gerekli olduğu, nelerin ise gerekli olmadığına milletin temsilcilerinin karar vermesi demokrasi açısından son derece önemli bir konu. Dolayısıyla onların vereceği kararlar doğrultusunda sürecin ilerlemesi çok daha sağlıklı olacaktır. Meclisimizin vereceği kararlar, yapacağı kanunlar çerçevesinde, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin daha da tahkim edilmesi sağlandığında bu, ülkemiz menfaatine olacaktır” diye konuştu.

“Ak koyun kara koyun yargılama sürecinde belli olacak”

Bakan Tunç, CHP’li büyükşehir belediyeleri ve belediye başkanlarına yönelik soruşturmalara ilişkin ise şunları kaydetti:

Yargısal süreçleri sanki bir siyasi davaymış gibi göstermek doğru bir düşünce değil. Burada henüz daha soruşturmanın ilk anından itibaren siz çıkıp ‘Bu bir siyasi darbedir’ derseniz, bu olmaz. Çünkü siz dosyanın içeriğini bilmiyorsunuz, suçlamaları bilmiyorsunuz, elde edilen delilleri bilmiyorsunuz, yapılan teknik takiplerden, dijital materyallerden bilginiz yok. Cumhuriyet savcılarının, bir suç ihbarı durumunda, bir itiraf durumunda, eline ulaşan bir belge durumunda buna sessiz kalması zaten mümkün değil. Adli soruşturmaların sağlıklı bir şekilde yürümesi lazım. Bu noktada, yargıyı etkilemeye yönelik, yargı mensuplarına yönelik tehdit edici, hakaret edici sözlerin bu ülkeye bir faydası yok. Süreçleri sükunetle beklemek ve özellikle savunmanın yapılacağı yer meydanlar değil, savunmanın yapılacağı yer yargı makamları. Ne ile itham ediliyorsanız, hangi deliller ortaya konuluyorsa, onları çürütme imkanınız suçsuzsanız zaten var. Dolayısıyla ak koyun kara koyun yargılama sürecinde belli olacak. İddianame düzenlendiğinde, kimin hangi suçla itham edildiği, bu suça ilişkin hangi delillerin olduğu ve bu deliller karşısında şüphelilerin, sanıkların savunmaları bütün kamuoyu tarafından öğrenilecek. Bu duruşmalar gizli, kapalı olmayacak ki. Milletin gözü önünde olacak.

“Yargının gerekli hassasiyeti göstereceğinden kimsenin şüphesi olmasın”

Bakan Tunç, soruşturmalara ilişkin iddianamelerin ne zaman hazırlanacağı yönündeki soruya ise “Adalet Bakanlığı olarak biz, Cumhuriyet savcılarımıza ‘Gidin şuna soruşturma açın’ ya da ‘Bunu açmayın’ deme gibi bir yetkimiz yok. Yargı tarafsız ve bağımsız. Süreçleri, özellikle bulguları, elde edilen delilleri, ihbarları değerlendirecek olan bağımsız yargıdır. İddianame ile ilgili elbette ki, yargının soruşturmaları tamamlamasıyla alakalı bir konu. Şu anda süreç içerisinde bakıyoruz, itirafçı olanlar var. İtirafçıların beyanlarından yola çıkarak, ortaya çıkan deliller ışığında soruşturmaların genişletilmesi de söz konusu olabildi. Yargının gerekli hassasiyeti göstereceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Süreçlerin hızlı bir şekilde sonuçlanması lazım" yanıtını verdi.

"Adli tıp tarafından da ‘cezaevinde kalması uygun değildir’ derse bu durumda adli kontrol kararı verilebilir"

Bakan Tunç, tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın sağlık durumunun sorulması üzerine ise Çalık'ın hastanede tedavi altında olduğunu hatırlatarak, "Hastane raporu verilmişti. Önceki gün Cumhuriyet Başsavcılığına bu hastanenin raporu gönderilmişti. Cumhuriyet Başsavcılığı da Adli Tıp’a raporu gönderdi. Adli Tıp bu konuda karar verecek. Hasta tutuklu ve hükümlüler ile ilgili ne yapılabileceği, bizim hem Ceza Mahkemesi Kanunumuzda hem de Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da şartlar belli. Cezaevinde hayatını yalnız başına idame ettiremeyeceklerle ilgili yapılabilecekler var. Tabii tam teşekküllü hastane raporu ve bu hastane raporunun Adli Tıp tarafından onaylanması söz konusu. Bu süreçler devam ediyor. Hastanenin raporu var. Hastane raporundaki hastalıkları belirlenmiş. Dolayısıyla o hastalık derecelerinin Adli Tıp tarafından da ‘cezaevinde kalması uygun değildir’ derse bu durumda adli kontrol kararı verilebilir" dedi.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU