CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhuriyet gazetesine verdiği söyleşide kurultay sürecine, parti içi tartışmalara ve yargıdan çıkabilecek olası “butlan” kararına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Özel, “Delege iradesi tazelendi, bunu bir kenara bırakmam mümkün değil. Butlan kararı çıkarsa görevi kabul etmek tarihsel hata olur” dedi.
“CHP’yi, kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez”
Özel, kurultay sürecinin ardından delegeden yeniden güvenoyu aldığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
Biz olağanüstü kurultayda delegeye bir daha sorduk ve geçerli oyların tamamını aldık. Delege iradesini tazeledi. Bunu bir kenara bırakmam mümkün değil. Sayın genel başkan kayyum meselesini yanlış biliyor olabilir ama CHP’yi, kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. 81 il başkanı ve belediye başkanları da buna karşı. AKP’nin oyununa gelmemek gerekir.
“Kayyuma da, butlana da bırakmayız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atamaya dönük hazırlıklarına karşı 19 Mart’ta verdikleri mücadeleyi hatırlatan Özel, şunları söyledi:
Seçmen siyasetçinin, delege genel başkanın eline bir bayrak verir. O bayrağı taşımayı bilmezseniz size de kurumunuza da güven kalmaz. Biz eğer 19 Mart’ta Erdoğan’ın darbesine direnmeyip, ‘Bırakalım, yargı kararını versin’ deseydik, Saraçhane’ye gitmeyip, milyonlarla birlikte bu mücadeleyi vermeseydik, İstanbul’un iradesine kayyum atanacak ve İBB’yi 4 yıl yönetecekti. Biz kayyuma da partiyi bırakmayız, butlana da bırakmayız.
“Butlandan sonra görev kabul etmek tarihsel hata olur”
Yargıdan çıkabilecek olası bir “butlan” (yok hükmünde sayılma) kararına karşı tutumunun net olduğunu belirten Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:
Butlan kararı çıkacak olursa takınılacak hatalı bir tutum tarihsel olarak vebal doğurur. Butlandan sonra görev kabul etmek tarihsel bir hata olur. CHP de bunu hak etmez.
Özel, AKP’nin parti içindeki tartışmaları kışkırtmak üzere çeşitli yollar denediğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
Manisa’nın bir ilçesinde Tayyip Erdoğan’ın onay vermediği ilçe başkanı aday bile olamıyor. İlçe kongrelerine kadar bu noktaya gelmiş birisi, mahalleden itibaren delegelerini seçerek inşa edilen kurultaya şaibeli diyorlar. Bu tuzağa düşen arkadaşlarımız oldu. Bunu takip edenler oldu. Ben ‘Tayyip Erdoğan’ın bizi çekmeye çalıştığı çukura düşersek oradan çıkamayız’ dedim.
“Geçmiş hatalardan ders alarak ilerliyoruz”
Partinin son yerel seçim başarısına ve kamuoyundaki konumuna da dikkat çeken Özel, şunları dile getirdi:
47 yıl sonra birinci olunmuş, belediyelerin yüzde 65’i alınmış, tüm anketlerde birinciyken ve tarihinin en büyük saldırısıyla mücadele veriyorken ‘CHP iyi yönetilemiyor. Ekrem İmamoğlu’na fazla sahip çıkılıyor’ eleştirilerini doğru bulmam. Zaten sahada da; tutumuzun karşılığı var, eleştiri yok.
“Çağrı heyeti partiyi yönetmez, seçim yapar”
CHP’nin hukuki ve siyasi sürecine dair sorulara da net yanıtlar veren Özel, şu görüşlerini paylaştı:
Siyasi Partiler Kanunu’nda kayyum değil, Çağrı Heyeti var. Onda da ‘40 gün içinde seçim yapılır’ yazıyor. Kayyum dediğiniz yapı partiyi yönetmiyor zaten, seçimleri yapıyor.
“İhraçlarla parti yönetilmez, seçim yapılır”
İki yıl boyunca seçim yapılmadan bazı üyelerin ihraç edilerek partinin yönetilmesi olasılığına karşı çıkan Özel, şu açıklamayı yaptı:
Parti birinci partiyken, partinin başına seçimsiz gelip, milletvekillerini ihraç edip, 2 yıl partiyi yönetmek falan... Çağrı heyeti olsun, demokratik bir yarışın önü açılsın, delege bütün iradesini Türkiye’nin gözü önünde tazelesin. Çok daha doğru bu. Ben böyle bir seçime girip kaybedersem de partinin neferi olarak çalışırım yine... Önceki genel başkanı olarak. Ama seçim kaybetmeden ya da biri seçim kazanmadan kimseye de partiyi bırakmayız.
“CHP’de de emaneti yere bırakmam”
Özel, olası tüm senaryolara hazırlıklı olduklarını belirterek, şunları söyledi:
Mahkeme diyelim ki, en kötü çağrı heyetini belirlese, 40 gün içinde seçim yapması lazım. Çağrı heyeti kimseyi ihraç edemiyor. Çok açık siyasi partiler kanunu. Olasılıklar planımız da var. Ben zaten böyle bir şeyin sonuç değil, süreç odaklı olduğunu görüyorum; ama en kötüsünde de ben bana emanet edilen İBB’yi de İBB Başkanlığı’nı da bırakmadım. CHP’de de emaneti yere bırakmam.
Cumhuriyet