DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Eskişehir temasları kapsamında katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İran ve İsrail arasındaki çatışmaya değinen Babacan, dünyada nükleer enerjiyle ilgili ve nükleer silahlarla ilgili sorunların çözümünün ancak diplomasiyle olacağını belirterek "Biz her zaman bunun müzakerelerle ve masada diplomasiyle çözülmesi gerektiğini savunduk” dedi.
"Bakanlığım döneminde gerçekleştirdiğim müzakereler olumlu sonuç vermişti"
Kendisinin Dışişleri Bakanı olduğu dönemde de İran’ın nükleer programıyla ilgili “müzakere masası"nın kurulduğunu hatırlatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Son zamanlardaki masa nasıl bir masaydı? Sadece Amerika ile İran'ın oturduğu bir masaydı. Benim Dışişleri Bakanlığı dönemimde de bir masa O masada kimler vardı? Altı ülke vardı bir tarafta; yani Birleşmiş Milletler’in daimi üyesi olan, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan beş ülke artı Almanya, altı ülkeydi. Beş artı bir sistemiyle İran'la müzakere ediyorlardı. Ancak o dönemde bugünkü Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier, o gün Dışişleri Bakanı, benden şunu rica etti. Dedi ki, ‘Siz bize yardımcı olabilir misiniz? Çünkü ilerleyemiyoruz, görüşmeler tıkandı. Siz yardımcı olabilirsiniz’ diye. Biz de kolları sıvadık, çalışmaya başladık. Ve hem İran'ı iyi bilen hem de diğer altı ülkeyle ilişkileri iyi olan bir ülke olarak arabuluculuk yaptık. Nihayetinde bu müzakereler başarı ile sonuçlandı hatırlıyorsanız. O zaman Başkan Obama'nın Brezilya Cumhurbaşkanı'nın da beraberce katıldıkları törenlerle bir anlaşma imzalandı. Ve İran'ın nükleer programı bir çerçeveye oturdu. Ve Uluslararası gözetim-denetim altına girdi. Bunu başarmıştık, bu olmuştu yani. Ve benim Dışişleri Bakanlığı döneminde Almanların bizden ricası üzerine biz bunu yapmıştık. Bugün aynı şartlarda baktığımızda sadece İran'la Amerika'nın oturup artık bu konuda anlaşma yapması mümkün değil.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"İsrail ile anlaşmak çok zor"
Yeni bir diplomasi masasının oluşturulması ve bu masaya tarafsız ülkelerin de oturması gerektiğini vurgulayan Babacan, "En az birkaç tane tarafsız ülkenin de oturup arabulucu olarak Amerika'yla İran'ın anlaşmasını sağlaması gerekiyor. İsrail ile anlaşmak çok zor. Yani İsrail'in anlaşma derdi de yok. Yani İsrail şu anda büyük bir şımarıklıkla ve vurdumduymazlıkla elindeki askeri kapasiteyi ve Amerika'nın da desteğini kullanarak mümkün olduğunca İran'ı vurmak istiyor şu anda. Yani onların masaya oturalım, bu işi masada çözelim diye bir derdi yok. Dolayısıyla bu iş masada çözülecekse İran'ın, Amerika'nın ve başka ülkelerin de olduğu bir masada ancak çözülmesi gerekiyor. Ve mutlaka diplomasiyle çözülmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Amerika doğrudan savaş içerisine girerse, savaş bölgesel nitelik kazanır"
Babacan, savaşın müzakere ve diplomasi masasında sonlandırılamaması durumunda olası riskleri de anlattı. "İran'la İsrail arasındaki savaş yoğunlaşabilir" diyen Babacan, "Gittikçe her gün değil, artık her saat değil, her dakika karşılıklı bombaların atıldığı, karşılıklı saldırıların olduğu bir dönem olabilir. Peki daha kötüye nasıl gidebilir? İran eğer Hürmüz Boğazı'nı kapatırsa trafiğe, petrol sevkiyatını durdurursa o gerilimi arttırabilir. Amerika doğrudan kendisi savaş içerisine girerse bu sefer bu savaş bölgesel bir nitelik kazanır. İran da Amerika'nın üstlerinin olduğu diğer ülkelere saldırılarda bulunabilir" diye konuştu.
"Uzun vadede risk, İsrail'in bu genişlemeci politikasını Türkiye içine taşıyacak bir çılgınlığın içerisine girmesidir"
İran ile İsrail arasındaki gerilim sonrasında Türkiye’nin açık hedef haline gelme riski taşımadığını aktaran Babacan, "Her senaryoyu dikkate almamız lazım. Ama hemen bugün yarın Türkiye'yle İsrail'in bir karşı karşıya gelme durumu ya da Türkiye'yle İran'ın bir karşı karşıya gelme durumu olmaz. Ama asıl Türkiye için uzun vadedeki risk nedir? İsrail'in bu genişlemeci politikasını Türkiye topraklarına içine taşıyacak bir çılgınlığın içerisine girmesidir. Bugün, yarın bu olmaz. Ama uzun vadede bunu da dikkate almak zorundayız" dedi.
"Bu iktidar iş başında olduğu sürece bu ülkenin ekonomisi asla düzelmeyecek"
Türkiye ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, "Türkiye'de çarşı pazarı bilmeyen, ekonomik aktörler nasıl hareket eder, esnaf nasıl hareket eder, Türkiye'deki fiyatlandırma davranışları nasıldır; bunları bilmeyen insanlar bu ülkenin ekonomisini yönetemezler. Bu iktidar iş başında olduğu sürece bu ülkenin ekonomisi asla düzelmeyecek" ifadelerini kullandı. Babacan, milyonlarca emekçinin beklentisi olan ara zam talebine dair ise "En az enflasyon kadar; gerçek enflasyon kadar zam almak bu ülkenin insanların hakkı. Açıkça söylüyorum, bu kadar enflasyona rağmen siz eğer 1 Temmuz'da asgari ücreti artırmazsanız, emekli maaşını artırmazsanız, asgari emekli maaşını, milyonlarca insanın refahından çalmış olursunuz" değerlendirmesinde bulundu.
ANKA