3 kardeşinin karşısında Libya krizi

"Libya'nın 3 komşusunun çözüm için ortak adımı, 15 yıllık isteksizlik ve gecikmelerin ardından önemli bir kırılma noktası"

Fotoğraf: AA

Libya'nın altı komşusu olduğu doğru, ancak 10 yıldan uzun süredir devam eden ve yalnızca Libya’yı değil, aynı zamanda ülkelerini de etkileyen Libya krizi boyunca aynı karar ve noktada birleşmediler.

Bazıları Libya’yı büyüyen krizi ile baş başa bırakarak, sınırdan izlemekle yetinerek kendi içlerine çekildiler.

Bazıları olumlu müdahalelerde bulunurken, bazıları da olumsuz müdahalelerde bulunarak krizi daha da kötüleştirip daha karmaşık hale getirdiler.

Libya krizi yerel, bölgesel ve uluslararası düzeylerde, yalnızca Libya'ya komşu ülkelerin müdahalelerine sahne olmadı. Açık denizlerden gelip müdahalede bulunanlar da oldu.

Bunlar Türk politikacıların benimsediği “Mavi Vatan” efsanesinin bir parçası olarak, Libya'yı kendileri ile sınırdaş bir ülkeye dönüştüren sahte bir coğrafya çizdiler.

Türkiye'nin Libya krizine müdahalesi, geçmişteki zorlu yıllar boyunca olumsuzdu. Ancak son yıllarda, daha önce bir parçası olduğu Libya krizinde olumlu bir tarafsızlığa yönelmeye başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün Mısır, Tunus ve Cezayir'den oluşan Libya’nın Komşuları Üçlüsü, Libya halkının çıkarlarını korumanın, kaynaklarını ve zenginliklerini korumanın ve Libya’nın iç işlerine yabancı müdahaleyi reddetmenin önemini vurgulayan “Üçlü Komşu Mekanizması”nı kurma adımını attı.

Libya’nın bu üç komşusu, geçmişte Libya kriziyle farklı şekillerde başa çıktılar.

Örneğin Mısır, teröristleri takip etmek ve teröre karşı savaş dışında, tüm tarafları bir araya getirmeye ve bir tarafı diğerine tercih etmemeye çalışarak, sürekli olarak olumlu bir aracı oldu.

Tunus'a gelince, Müslüman Kardeşler'e bağlı en-Nahda hareketinin iktidarda olduğu ilk günlerinde, İhvancı Cibali hükümeti, Tunuslu ve yabancı savaşçıları savaşmak için Libya ve Suriye'ye göndermekle suçlanıyordu ve bu, Tunus yargısı tarafından kendisine yöneltilen bir suçlama.

O zamanlar Tunus hem Libya krizinin parçasıydı hem de olumsuz bir kaynağıydı.

Bugün, Kays Said yönetiminde ise Tunus, Libyalı karşıt grupların buluşma yeri haline geldi.

Libya krizinin çözülmesine ve Libya’nın iç işlerine karışmadan bakış açılarının birbirine yakınlaştırılmasına katkıda bulunuyor.

Dahası bir tarafı diğerine tercih etmeden tüm taraflarla iletişim kanalları açtı ve bu da onu Libya'daki herhangi bir siyasi çözüm için uygun bir yer haline getirdi.


Libya'nın üçüncü komşusu Cezayir, Libya ordusuna karşı olumsuz bir tutum sergilemiş ve ordu olmasaydı terör örgütleri ve Müslüman Kardeşler’in tüm doğu Libya'yı kontrol edeceği gerçeğine rağmen onunla etkileşime girmeyi veya iş birliği yapmayı reddetmişti.

Oysa Müslüman Kardeşler’in amacı bir “hilafet” ve bir “mürşid” devleti kurmak olduğu için doğu Libya’yı kontrolü altına alsaydı, burasını Cezayir'in güvenliğini tehdit etmek için kullandığı bir rampaya dönüştürecekti.

Ordu olmasaydı Libyalı Müslüman Kardeşler, Cezayirli Müslüman Kardeşlerle birleşecek ve Cezayir de dahil olmak üzere komşuların uykularını kaçıracaktı.

Bu nedenle, iki taraf arasındaki sınırın güvenliğinin sağlanması, Cezayir'i Libya ordusuyla iş birliği yapmaya itiyor, özellikle de bu ordunun Cezayir sınırını güvence altına aldığı ve yaklaşık bin kilometrelik sınır boyunca her iki taraf için de endişe kaynağı olan terör örgütlerinin sızmasını engellediği göz önünde bulundurulursa.

Bunu, ordunun Trablus’u milislerin pençesinden kurtarmak için şehre doğru ilerlemesi sırasında Cezayir'deki en üst düzey yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda da gördük.

Bu açıklamalarda şu ifade de yer almıştı:

Trablus kırmızı çizgidir ve Libya ordusu şehre girerse, Cezayir ordusu bunu engellemek için gönderilecektir.
 


Bu açıklamalar kışkırtıcı olarak değerlendirildi, çünkü Libya’nın iç işlerine müdahaleyi temsil ediyor ve milli bir ordunun başkentini milislerin elinden kurtarmasını engelliyordu.

Bu nedenle seçilmiş Libya meclisi, bunu Cezayir'in olumsuz müdahalesi olarak değerlendirerek reddetmişti.

Cezayir şu anda politikasını Libya'daki siyasi krizin çözümüne hizmet edecek şekilde yeniden düzenlemeye çalışıyor.

Olumlu yaklaşım ve Cezayir'in pozisyonunu düzeltmesi, Kahire tarafından desteklenen toplantıdan sonra yapılan Libya’nın Komşuları Üçlüsü (Mısır, Tunus ve Cezayir) bildirgesinde açıkça görüldü.

Bildirgede Libya krizi konusunda birleşik bir pozisyon benimsendi ve herhangi bir tarafın Libya’nın işlerine müdahalesini reddeden ortak bir üçlü vizyon ve çözüm mekanizması önerildi.

Mısır-Tunus-Cezayir üçlüsünün komşu Libya ile ilgili bildirgesinde şu ifadeler de yer aldı:

Libya'nın birliğini koruyan ve halkının arzularını karşılayan, Libya'ya her türlü yabancı müdahaleyi kesinlikle reddeden kapsamlı bir siyasi sürece desteğimizi teyit ediyoruz.


Bakanlar, “Libya'daki siyasi sürecin tamamen Libyalıların sahipliğinde yürütülmesinin gerekliliğini, siyasi çözümün, BM'nin desteğiyle ve dışlamadan Libya halkının tüm bileşenlerinin irade ve mutabakatından doğacak bir Libya-Libya çözümü olması gerektiğini” vurguladılar.

Libya'nın üç komşusunun Libya krizini çözme mekanizması konusundaki duruşlarını birleştirme hamlesi, Libya krizinin gecikmelerin, aksiliklerin ve komşu ülkelerin ulusal güvenliklerini korumak için bile çözümün parçası olma konusundaki ciddi isteksizliklerinin damga vurduğu zorlu yaklaşık 15 yılın ardından önemli bir adım.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU