İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Genel-İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine belediyeye bağlı İZENERJİ ve İZELMAN’da çalışan yaklaşık 23 bin işçinin başlattığı grev üçüncü gününe girdi.
İZSU binası önünde toplanan İZENERJİ ve İZELMAN işçileri, Gazi Bulvarı üzerinden Kültürpark’taki belediye hizmet binası önüne yürüdü. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan'ın da Basmane Meydanı'nda katıldığı yürüyüşte işçiler “Sadaka değil, toplu sözleşme”, “Zafer direnen emekçinin olacak” ve “Bize ekmek yoksa size huzur yok” sloganları attı.
Belediye hizmet binası önünde grevdeki işçilere seslenen Çerkezoğlu, "Bugün 31 Mayıs. Bugün İzmir'de DİSK üyesi, Genel-İş üyesi işçi arkadaşlarımızın grevinin üçüncü günü. Selam olsun işine, emeğine, ekmeğine sahip çıkanlara. Selam olsun demokrasiye, adalete, memlekete sahip çıkanlara. Bu selamlamayı öyle bir günde yapıyoruz ki, en anlamlı meydandan, grev meydanından selam olsun, bundan tam 12 yıl önce Gezi'de eşitlik ve adalet için meydanları dolduranlara. 12 yıl önce o mücadelede yükseldiğimiz o güzel evlatlarımızın alınlarından öperken bilsinler ki o mücadele, o irade 12 yıldır boy vermeye devam ediyor. Bugün de burada İzmir'de bu grev meydanında boy veriyor" dedi.
İZELAMAN ve İZENERJİ işçilerinin grevinin alın terinin karşılığı, çocukların geleceği için olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
Aynı zamanda bu grev, bu mücadele bugün İzmir'in dört bir yanında Türkiye'nin dört bir yanında atölyelerde, fabrikalarda, iş yerlerinde sendikasızlığa mahkum edilen, asgari ücrete mahkum edilen milyonlarca sınıf kardeşimizin de geleceği içindir. Bu mücadele İzmir halkının bütün Türkiye halkının emeğinin, demokrasinin, adaletin, yani ülkenin geleceğinin mücadelesidir aynı zamanda. Bizler emeğimize, ekmeğimize sahip çıkacağız. Eşit işe eşit ücret için, onurlu bir toplu iş sözleşmesi için bu mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz. Bizi grevsiz, toplu sözleşmesiz, sendikasız, anayasasız, demokrasinin ayaklar altına alındığı bir ülkede yaşamaya mahkum etmeye çalışanlara karşı bu grevde hakkımızı söke söke alacağız. Hiçbir gerekçe işçinin alın terinden daha öncelikli değildir. Grev bizim yasal ve anayasal hakkımızdır. Grev hakkımızı kullanmamızı sorgulamak hiç kimsenin haddine değildir. Her şeyin farkındayız. Hiç kimse kaygı duymasın. İzmir halkı kaygı duymasın. Türkiye halkı sınıf kardeşlerimiz kaygı duymasın.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Halkın iradesine saygı duymayı da işçi sınıfı öğretecek"
Konuşmasında belediyelere yönelik operasyonlara da değinen Çerkezoğlu, "Bugün bu ülkede demokrasinin bütün kırıntılarını ortadan kaldırmaya çalışan, bütün muhalefeti susturmaya çalışan, 'silkeleme' adı altında bütün muhalif belediyeleri kıskaca alan, kayyumlarla halkın iradesini yok sayanlara karşı bu mücadeleyi hep birlikte büyütüyoruz. Daha bugün 5 belediye başkanı daha gözaltına alındı. Halkın iradesini yok sayanlara, halkın iradesine tahammül edemeyenlere, halkın iradesine saygı duymayı da biz öğreteceğiz. Bu halk öğretecek, Türkiye işçi sınıfı öğretecek, DİSK öğretecek" ifadelerini kullandı.
"Mutlaka ama mutlaka işçi sınıfı kazanacak"
Çerkezoğlu, 12 Eylül günlerinden beri "DİSK'in işçisi, demokrasi bekçisi" sloganının atıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
Bugün ülkede demokrasiyi yok edenlere karşı 'demokrasi işçinin ekmeğidir' diyoruz. Ve demokrasiden de beş yılda bir gidip sandıkta oy vermeyi anlamıyoruz sadece. Demokrasi sendikadır. Demokrasi toplu sözleşme hakkıdır. İşçinin söz ve karar sahibi olmasıdır demokrasi. Demokrasi grev yapabilmektir. İşte burası o nedenle grev meydanıdır. Bu ülkeyi bir asgari ücretliler ülkesi, bu ülkeyi çalışmak zorunda olan emekliler ülkesi, bu ülkeyi şiddet, ayrımcılık mağduru çocuklar ülkesi, bu ülkeyi ayrımcılık yaşayan, şiddete uğrayan kadınlar ülkesi, bu ülkeyi patronundan daha fazla vergi veren işçiler ülkesi, bu ülkeyi hapisteki belediye başkanları, gazeteciler, milletvekilleri ülkesi, bu ülkeyi okula aç giden çocuklar ülkesi haline getirmeye çalışanlara karşı bu grev meydanından söylüyoruz. Bu ülkenin işçisinden, emekçisinden, tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenlerden; işçilerden, emekçilerden, kadınlardan, gençlerden, yani halktan daha büyük bir güç yoktur. İşte bunu gösteriyoruz bu meydandan. Bu bilinçle, bu mücadeleye başladınız, grev yoluna adımlarınızı attınız, eşit işe eşit ücret için, emeğimizin alın terimizin aklını almak için, çoluğumuzun, çocuğumuzun geleceği için, memleket için çıktığınız bu yolda yolunuz açık olsun. Grevinizi DİSK olarak tüm gücümüze selamlıyoruz. Mutlaka ama mutlaka işçi sınıfı kazanacak.
Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Çalışkan da grevdeki İZELMAN ve İZENERJİ işçilerinin tarih yazdığını belirterek, "Hak, adalet, eşitlik için buradayız. İnsanca yaşam için buradayız. Burada sizler tarih yazıyorsunuz. Grev onurumuzdur, hakkımızdır, geleceğimizdir. Sizleri bu onurlu grevinizden dolayı kutluyorum. Direnişinizle gurur duyuyorum. Evet, haklıyız. Taleplerimizde, mücadelemizde haklıyız. Alın terimizde haklıyız ve hakkımızı da birliğimizle, beraberliğimizle mutlaka kazanacağız" dedi.
Çalışkan: "Eşit işe eşit ücret verin, bugün bu grev bitsin"
"Bu grev sadece bir ücret talebi değil" diyerek sözlerini sürdüren Çalışkan, şunları kaydetti:
Bu grev sadece bir ücret talebi değil, ücret talebini aşan bir grev süreci yaşıyoruz. Bu grev bir eşitlik, adalet mücadelesidir. Bu grev emeğin ayağa kalkışıdır. Kimse unutmasın. Bu grev İzmir halkını zora sokma grevi değil. Biz İzmir halkına hizmet etmeyi, kutsal sayıyoruz. İzmir halkına, halke hizmet etmek kutsaldır. Ancak bu kutsal görevi yerine getiren işçilerin haklı taleplerine herkesin saygı duyması lazım. Biz eşit işe eşit ücret istiyoruz. İZBB'de 5 şirket var; İZELMAN, İZENERJİ, İZBETON, İZDOĞA, İZULAŞ. Büyük şirketler bunlar. Biz eşit işe eşit ücret derken şunu anlatmaya çalışıyoruz. Üç lira, beş lira hesabı yapmıyoruz. Anaların ak sütü gibi helal olsun. Bir toplu sözleşme yapılmış. İki şirkette, üç şirkette toplu sözleşmeler yapılmış. Ve o toplu sözleşmenin sonucunda ücretler alınıyor. Biz şu anda toplu sözleşme masasına diyoruz ki 'Aynı işi yapıyoruz. Aynı iş yerinde çalışıyoruz. Aynı havayı teneffüs ediyoruz. Aynı emeği veriyoruz. Aynı alın terini döküyoruz. Ama birisine üç verirken bize iki vermenizi kabul etmiyoruz'. DİSK'in, Genel-İş'in geleneğinde tabii ki direnişler vardır. Grevler vardır. Ağır bedeller vardır. Bunlarda bir mahsur yok. Ancak toplu sözleşmenin masada bağıtlanmasını istedik ama eşit işe eşit ücret şartıyla. Çok zor değil. Üç lira, beş lirayı geçin. Eşit işe eşit ücret verin, bugün bu toplu sözleşme imzalansın, bugün bu grev bitsin. Bu kadar net.
"Güvenlik işçilerinin mağdur edilmesine asla göz yummayacağız"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda İZENERJİ bünyesinde yer alan özel güvenlik görevlilerinin iş kollarının değiştirilmesine değinen Çalışkan, "Güvenlikçi kardeşlerimize büyük bir haksızlık yapıldı ama yalnız değilsiniz. Dava açtık 4 Temmuz'da dava görülecek. İnanıyoruz ki bu yanlışı mahkemede geriye çevireceğiz. Bakanlığın daha önce gönderdiği genelgeye göre iş kolları belirlenmiş yardımcı işçiler asıl işverenin iş kolundan sayılır ibaresi unutulmuş işverenlere bu yazı gönderilmiş, işverenler de üzerine atlamış, hemen o arkadaşlarımızın mağduriyetine gidiyorlar. Asla kabul etmiyoruz. O arkadaşlar bizim üyemiz olana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Bunu herkesin bilmesi lazım" ifadesini kullandı.
"Adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz"
Çalışkan, şunları kaydetti:
Hak için, hukuk için, adalet için mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz ve demokrasi mücadelesi yürüttüğümüzü her yerde ifade ediyoruz. Her yerde haykırıyoruz. 'Demokrasi işçinin ekmeğidir' diyoruz. İş yerinde bu toplu sözleşmede de demokrasi istiyoruz. Adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz. Ekmeğimiz aşımız için buradayız. Alın terimiz için buradayız. Direne direne kazanacağız.
"Destek için dayanışma grevi talep edeceğiz"
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da "Bugün grevimizi kırmak isteyenler ilçe belediyelerinden destek istiyorlar. Pazartesi güne iyi hazırlanıyoruz. Hala bu grev devam ederse İzmir'deki diğer şube başkanlarımızdan destek içen dayanışma grevi talep edeceğiz. Onlarla tüm ilçelerde dayanışma grevine hazırlanacağız" dedi.
Tugay'dan yeni açıklama
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, grevdeki sendikayla yapılan son görüşmenin de sonuçsuz kaldığını açıkladı. Tugay, “Baskı ve tehdit altında da olsam asla 'Sorumsuzluk' yapmayacağım” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması nedeniyle başlayan grev üçüncü gününde devam ediyor. Greve ilişkin bugün taraflar bir kez daha masaya otururken, yapılan görüşmeden de sonuç alınamadı.
Görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bir uzlaşmaya varılamadığını ifade etti.
Tugay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Sendika yöneticileri ile arkadaşlarımızın bugün yaptığı görüşme ne yazık ki yine sonuçsuz kaldı. Attığımız tüm iyi niyetli adımlara rağmen, sendika yöneticileri ilk günkü uzlaşmaz tutumlarını sürdürüyorlar. Sabah kamuoyuna ilettiğim net rakamlar içeren teklifimiz masadadır. Belediye bütçemizi sonuna kadar zorlayarak teklif ettiğimiz rakamların böylesine umursamaz tavırla karşılanması üzücü ve düşündürücüdür. İzmir halkına şunu tekrar söylemek isterim; çözüm için çaba göstermeye devam edeceğim, ancak baskı ve tehdit altında da olsam asla 'Sorumsuzluk' yapmayacağım.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay sürece ilişkin sosyal medya hesabından ikinci kez açıklama yaptı.
Tugay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Toplu İş Sözleşmesi Sendika Yetkilileri tarafından kısır bir pazarlığa çekilmiş bulunmaktadır. Ancak yaşanan bu süreç anlaşıldığı kadarıyla görünürde bir ücret anlaşmazlığıdır. Ücret dışında kalan diğer sorularımı, konuları, görüşlerimi de İzmir halkının takdirlerine sunuyorum;
İstanbul Belediyelerine yönelik operasyonlar yapılırken İzmir’de grev mitingi yapılmasını nasıl anlayalım? Kamu kaynağını kesen iktidara karşı kitlesel bir eylem yapılmamasını nasıl yorumlayalım? Kamuda çalışan işçilerin grev yapmasının mağdurunun İzmir halkı olduğunun farkında mısınız? Tüm bütçeyi kalem kalem açıklamamıza rağmen tekliflerimize uzlaşmaz şekilde yaklaşılmasının, kesinlikle kabul görmeyecek tekliflerle gelinmesinin amacı nedir?
Baskı ve otokrasiye karşı ortak mücadele yapılması gerektiğinin tarihsel sorumluluğumuz olduğunu hatırlatıyorum. İzmir halkı ile birlikte, işçilerimiz ve emekçilerimiz ile birlikte baskı ve tehditlere boyun eğmeyeceğim, tutabileceğim sözleri vereceğim, sorumsuzluk yapmayacağım. Eğer uzlaşmaz tutum devam edecek olursa, Sendika Yetkilileri tarafından gönderilen tüm teklifleri İzmir Halkının onayına sunacağım. Sendika yetkililerinin makullük sınırlarını aşan yaklaşımlarına karşı halkımızın ve işçimizin sağduyusuna güveniyorum.
Yürüyüş yaptılar
İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde yaklaşık 23 bin çalışanı ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç çıkmaması üzerine 3 gündür grevde olan işçiler eylemlerini bugün de sürdürdü.
İZELMAN, İZENERJİ ve EGEŞEHİR şirketlerinde çalışan Genel-İş'e üye binlerce işçi, sabah saatlerinde İZSU Genel Müdürlüğü önünde toplandı. Daha sonra yürüyüşe geçen işçiler, sık sık slogan attı.
Fevzi Paşa Bulvarı üzerinden Kültürpark'a doğru yürüyen işçilerin eylemi sebebiyle yol trafiğe kapandı.
İşçilere DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan da eşlik etti.
ANKA, AA