Özgür Özel: Ara zam olmazsa sonraki altı ayda asgari ücret geçen seneden berbat olacak

“Gelecek hafta asgari ücretten etkilenen tüm yapılarla, temsilcileriyle bir araya gelmeye devam edeceğiz”

Fotoğraf: ANKA

CHP Lideri Özgür Özel, asgari ücrete ara zam talebiyle gerçekleştirdiği görüşmeler kapsamında HAK-İŞ’in ardından Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nu (Türk-İş) ziyaret etti.

Özel'e ziyaretinde Genel Başkan Yardımcıları Yalçın Karatepe ve Gamze Taşcıer, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba eşlik etti. Özgür Özel, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından her iki isim de gazetecilere açıklamalarda bulundu.

"Yılın 12 ayı çalışıyoruz ama maaşın iki ayı vergiye gidiyor"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kamu işçilerini ilgilendiren toplu iş sözleşmelerinin aylardır sonuçlandırılamadığına dikkati çekerek sürecin tıkanmasına tepki gösterdi. Yaklaşık 600 bin kamu işçisini ilgilendiren görüşmelerin altı aydır sürdüğünü belirten Atalay, henüz ne olumlu ne de olumsuz bir teklifin gelmediğini vurguladı. Atalay, ocak ayında 350 bin, mart ayında 250 bin işçinin sözleşme süresinin dolduğunu belirtti. Savunma sanayisinden karayollarına, madenlerden iletişime kadar birçok alanda görev yapan tecrübeli kamu çalışanlarının alım gücünün son yıllarda ciddi şekilde düştüğünü ifade etti.

Vergi yüküne dikkati çeken Atalay, çalışanların yılın ortasında en yüksek vergi dilimine girdiğini belirterek, "Eskiden Aralık'ta girilen yüzde 27’lik vergi dilimine artık Nisan ya da Mayıs’ta giriliyor. Yani yılın 12 ayı çalışıyoruz ama maaşın iki ayı vergiye gidiyor" dedi.

Toplu sözleşmelerin gecikmesinin çalışanlar üzerinde ciddi bir ekonomik ve psikolojik baskı oluşturduğunu söyleyen Atalay, görüşmelerin Yüksek Hakem Kurulu’na taşındığını ancak bu kurulun demokratik olmadığını savundu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun benzer şekilde işlediğini belirten Atalay, bu komisyonda işveren ve hükümetin ağırlığının bulunduğunu ve alınan kararların çoğunlukla onların isteği doğrultusunda şekillendiğini ifade etti.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na tüm işçi konfederasyonlarının dahil edilmesi gerektiğini belirten Atalay, "DİSK de, HAK-İŞ de katılsın. Bizim için mahsuru yok" dedi.

Atalay, ülkede dar ve sabit gelirli kesimlerin, emeklilerin ve asgari ücretlilerin zor durumda olduğunu vurgulayarak, kamu işçileri için yürütülen toplu sözleşme görüşmelerine bir an önce olumlu yanıt verilmesi gerektiğini söyledi. "Öncelikli olarak kamu sözleşmeleri sonuçlandırılmalı" diyen Atalay, işçilerin tezgahta bu konuda hükümetten haber beklediğini ifade etti. Meclis Başkan'nın dün aynı saatlerde bölgede bulunduğunu hatırlatan Atalay, Çalışma Bakanı'nın süreci bildiğini ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ne ölçüde haberdar olduğundan emin olmadığını dile getirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"En iyi işaret, seçmenin sandıkta vereceğiz işarettir"

CHP Genel Başkanı Özel ise, "En kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. Sözümüze değer veren herkesi; tüm emekçileri, kendi iş kollarındaki tercih edecekleri en uygun sendikada hızla örgütlenmeye davet ediyoruz. Çünkü eğer işçinin sendikası yoksa ona sahip çıkan kimse olmaz. Siyasetçiler, bizler söyleriz. Sahip çıkmaya çalışırız ama esas işçinin derdini dile getirecek olan, onu koruyacak olan, onun hakkı için mücadele edecek olan sendikasıdır. İşçinin sendikası ile birlikte verdiği örgütlü mücadele ancak sonuç alabilir" dedi. Özel, şunları söyledi:

Göreve geldik. O göreve geldikten altı ay sonra girdiğimiz ilk seçimde 47 yıl önce Ecevit’in bıraktığı yerden partimizi birinci parti yaptık. Ecevit’in bıraktığı yerde bir şey var. Dört işçiden üçü sendikalıydı; grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara sahipti. Cumhuriyet Halk Partisi 1970’lerde bu mücadeleyi nasıl desteklemiş, nasıl önünü açmış ve o noktaya getirdiyse, yarın Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında da diyelim ki 10 yılın sonunda, 5 yılın sonunda dört işçiden üçünün sendikalı olmasının önünde bir engel olmayacak.

Bugün Türkiye’de görünüşte yüzde 15, özel sektörde sendikalaşma oranı yüzde 9. Yüzde 75’lerden yüzde 9’lara gelinmiş. Bugün artık Türkiye’nin en büyük konfederasyonunun başkanı mali taleplerini aktarmak için işaret dili kullanmaktan bahsetmeye başladı. ‘Söyledik, söyledik, söz bitti. Bir arpa boyu yol alınamadı’ diyor. Bu işaret dili iyi bir fikir midir? Bilmiyorum ama en iyi işaret seçmenin sandıkta vereceği işarettir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne, emeğin partisine, sendikalaşmanın, o fikrin sahibi olana, sendikayı yük görene, sendikayı düşman görene değil; sendikayı dost görene, esas bir ülkede bütün işçiler sendikalı olduğunda o ülkeye gelir adaleti geleceğine inanan partiye işareti verdiklerinde, işaret diline gerek kalmayacak. Hatta böyle birbirimizle bakışarak bile anlaşacağız sendikalarla biz. Bu kadar açık bir taahhütte bulunuyorum.

"Emekçiyi göre, bile ezdirdiler"

Gelecek hafta asgari ücretten etkilenen tüm yapılarla, temsilcileriyle bir araya gelmeye devam edeceğiz. Bugün tabii ki burada bir tutar açıklamıyoruz. Herkesin görüşünü ve fikrini alıyoruz. Ortak fikir şu, bir kez şunu görelim. Bugüne kadar hep iktidarda ‘Biz emekçimizi, işçimizi enflasyona ezdirmedik’ diye bir söylem vardı. Bu sene göre, bile ezdirdiler. Toplam birikimli kayıp, 2024 kaybıyla beraber, 7 ila 9 bin lira oldu. 22 bin liralık açıklanan asgari ücrete bunu eklediğinizde bizim ‘30, biz bunun altında yokuz’ dediğimiz rakama geliyoruz. Bu, o gün ne kadar haklı çıktığımızı gösteriyor. Şimdi yaşadığımız, bugün 22 bin lira olan para, TÜİK’in hesaplarına göre bile şu anda 18 bin 500 liraya geriledi o günkü parayla. Yüzde 14 enflasyon gerçekleşti dört ayda. Altı ayın sonunda bu çok daha fena bir duruma gelecek. TÜİK’e değil de ENAG’a bakarsanız asgari ücretin aldığı zammı enflasyon canavarı çoktan yuttu. TÜİK’e göre haziran geldiğinde yutmuş olacak. Ne olacak bundan sonraki altı ay? Geçen seneden berbat olacak. Oyu aldı. Beş yıllık göreve geldi ve bu verdiği sözü bırakın tutmayı, temmuz ara zammını bile yapmadılar geçen sene. Ne oldu? 17 bin liralık asgari ücret dört zam alacakken, bir kuruş zam almadı. Biz bunun mücadelesini vermek için, bu mücadeleyi hep birlikte yükseltmek, bu sese ses olmak, bu talebi canlandırmak için geziyoruz. Buna da işveren konfederasyonlarının herhangi bir itirazı yok. Zaten sefalet ücretinin alacağı her zammı elbette ki herkes destekler. Ama nasıl bir öneriyle ve işvereni de koruyacak nasıl tedbir ve teşvik paketleriyle birlikte bunu yapmamız gerektiğini önereceğiz.

"Kamu personeli aylardır mağdur"

O yüzden bu sistemin tamamen değişmesi lazım. Bu sistemi değiştireceğiz. TÜRK-İŞ’in ‘Biz diğer sendikalar yoksa, orada yokuz’ demesi kıymetli bir yaklaşım, çok demokratik bir yaklaşım. Biz buradan Meclis’te grubu bulunan bütün siyasi partilere Asgari Ücret Komisyonunun demokratik ve sonuç alabilecek bir yapıya kavuşturulması ile ilgili teklifimizi yenileyelim. Ayrıca bütün bu konuda sözü olanların sözünü ve sesini yükseltmeye, asgari ücrete ara zam talebini, enflasyon ve bunun üzerinde geçen sefer yapılan haksızlığın telafi edileceği bir ara zam talebini dile getirmek durumundayız. 600 bin kamu işçisini ilgilendiriyor. Bu 600 bin işçinin 350 bini altı aydır mağdur. 250 bini üç aydır mağdur ve bir an önce bunun yapılması lazım. Maalesef hem anlaşılmıyor, anlaşılmadığı zaman uzlaştırmacı da anlaştıramadığında oradan sonra grev hakkı var. Ama bu iş kollarında grev yasağı olduğu için bu sefer hadi bakalım hakem heyetine gidecek, hakem heyeti ne karar verirse o karar ortaya çıkacak. Bir an önce adaletli ve sendikaların HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ burada var, DİSK yok sanırım burada kamu işçiliğinde. Sendikaların haklı taleplerini gözeten ve emekçinin hakkını verecek bir sonuca ulaşılması gerektiği çağrısını sahipleniyorum.

"Konfederasyonların tavrı siyasete örnek olmalıdır"

Gelecekte gerçekten demokratik, sivil, güçlü bir anayasa yapıldığında en güçlü söylemin örgütlenme özgürlüğüne dair yapılması ve bütün kanunların buna uygun yapılması gerekiyor. Mahkemelerin hep örgütlenmenin karşısında, işverenin yaptığı birtakım ataklara, işveren lehine sonuç doğuracak süreler tanımasından dolayı kanunların. Bu konuda üzerimize düşeni yapacağız. İleride emeğin iktidarı gelecek, ‘CHP iktidarı’ demek emeğin iktidarı demek. O yüzden o günü bekliyoruz. Ama o güne kadar dayanacak güç kalmadı. Bıçak kemiğe dayandı. Söz bitti işaret dili başladı. Bu da olmazsa dumanla haberleşeceğiz ekonomi yönetimi ile. Bunun olmaması için bütün gayretimizi gösteriyoruz. Türkiye’nin şartları zor, iklimi sert. Siyaset gergin. Hiçbir sorumluluğumuz olmadığı halde bu ülkede kazandığımız seçimden sonra, ‘Normali diyalogtur, bu kadar sertliğe, kavgaya siyasette yer yoktur’ deyip, adımlar atmıştık. Adımlarımız boşta kaldı ve çok sert bir iklim başlattılar. Bunun Türkiye’ye faydası yok. Ama bu zor şartlarda, Türkiye’deki konfederasyonların bütün farklılıklarına, bütün çelişkilerine, bütün rekabetlerine rağmen ortak doğru noktasında ortak dil ve nezaketli bir dille sürdürdükleri çabaları siyasete örnek olması gereken bir noktadır. Millet; birbirini tehdit eden, birbirine hakaret eden, birbirini köşeye sıkıştıran, birbirinin siyaset aralığını siyaset dışı güçler kullanarak daraltan bir yaklaşım yerine, müzakere edebilen, konuşabilen ve müzakere ile sonuç alabilen bir siyaset istiyor. Sendikacılık da müzakere ve sonuç alma işidir. Siyasetin de bu noktaya evrilmesi gerekmektedir. Yoksa milletin siyaset kurumuna güvensizlik duyması ve siyaset kurumunun yıpranmasıyla, Türkiye’de demokrasinin telafisi imkânsız kayıplar yaşayacağı aşikârdır."

Özel ve Atalay basın açıklaması sonrasında Türk-İş Genel Merkezi yakınında bulunan Çankaya Müftülüğü Panko Birlik Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği Mescidi’nde cuma namazı kıldı.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU