Erdoğan, Şara ile Dolmabahçe'de bir araya geldi

Görüşmede, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve bazı yetkililer de yer aldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Şara'yı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde resmi törenle karşıladı.

Görüşmede, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve bazı yetkililer de yer aldı.

Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Görüşmenin ardından heyetler, yemekte bir araya geldi.

İletişim Başkanlığı'ndan açıklama

Görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı açıklama yaptı.

İletişim Başkanlığı'nın resmi sosyal medya hesabından görüşmeye ilişkin yapılan paylaşımda şunlar kaydedildi:

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile İstanbul'da Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Türkiye ile Suriye ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel gelişmeler ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Suriye'yi çok daha aydınlık ve huzurlu günlerin beklediğine inandığını, Türkiye'nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye'nin yanında durmaya devam edeceğini ifade etti.

ABD ve AB'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararından sonra Türkiye'ye ilk ziyaretini gerçekleştiren Şara'ya Cumhurbaşkanımız, yaptırımların kaldırılmaya başlanmasının Türkiye tarafından memnuniyetle karşılandığını, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunarak ülkenin ve ordunun tek bir merkezden idare edilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsrail'in Suriye topraklarındaki işgal ve saldırganlığının kabul edilemeyeceğini, Türkiye'nin buna her platformda karşı çıkmaya devam edeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanımız, Türkiye ile Suriye ikili ilişkilerinin ve iş birliğinin enerji, savunma, ulaştırma başta olmak üzere her alanda gelişmeye devam edeceğini, Türkiye’nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da komşuluk ve kardeşlik hukukunun gereğini yerine getireceğini ifade etti.

Görüşmede, Suriye Cumhurbaşkanı Şara, yaptırımların kaldırılmasındaki kritik destek ve emekleri için Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerini sundu.

Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sefer Turan eşlik etti.

"Bugüne kadar en büyük eserimizi terörsüz Türkiye'yi çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen 'Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul' Programında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

2023'de ebediyete uğurladığımız bu kıymetli serginin ilk tohumlarını eken Mehmet Kısakürek'e de Cenab-ı Hak'tan rahmet niyaz ediyorum. İstanbul gibi tarihi, kültür, eşsiz tabii güzellikleriyle gözbebeğimiz olan nadide şehirde yaşamanın bahtiyarlığı içindeyiz. İstanbul binlerce yıllık medeniyetimizin muhteşem ve muazzam bir çınardır. İstanbul'la ne kadar iftihar etsek azdır. Böyle bir kadim şehrin sakini, hizmetkârı olmaktan şeref duyuyoruz. İstanbul'u farklı yönleriyle anlatan her çalışmayı takdirle karşılıyoruz.

Yapay zeka ve ses klonlama gibi pek çok dijital yeniliğin kullanıldığı sergiyle bir yandan üstadın mısraları eşliğiyle tarihi İstanbul manzaraları seyredilirken bir yandan maziye yakinen şahitlik edilecek. Bu güzel ve anlamlı etkinliğin hepimiz için hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçen herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum. Şu gerçeği evvela sizleri paylaşmak arzusundayım; milletlerin kıymeti, zenginliği, derinliği, tarih ve medeniyete yaptığı katkılar kadar sinesinden çıkardığı yazar, şair, ilim ve tefekkür insanlarıyla mizana vurulur. Bu eserler aynı zamanda necip olma hasletini; yani asaleti de bünyelerinde taşır. Asalet yalnızca milletlere has vasıf değildir, fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti vardır. Necip ismiyle müsemma olan üstat bu asilliğin, bu yüksek fikri mertebenin en mümtaz amillerinden biridir.

Merhum Necip Fazıl, şiir, nesir, tekmil eserleriyle daima ötelerin, ferdaların bir anlamda sıdretil müntehanın peşinde olmuştur. Üstadın sezişi, duyuşu, hissiyatı ve meselelere hakimiyeti onu muasır ve muarızlarından hep farklı kılmıştır. Zekasının keskinliğini, sözünün sarahatini, kalemi, kelamı, dava ve iddiasıyla ortaya koydu. Şiirlerinde zaman ve mekânı eşya ve insanla terkip etti. Mistik bir ürpertiyle birleştirdi. Ferdi ve toplumu hiçbir zaman birbirinden ayırmadı. Üstadın nazarında cemiyetin rüyası olan şiir, duygu, düşüncenin biri ötekini boğmadan, gölgede bırakmadan uyum içinde bir araya getirdiği sanatın adıydı. İnce olduğu kadar rafine, grift olduğu kadar naif dille geçmişi omuzlayıp geleceğe seslendi. Çileye talip olmadan sahil-i selametine varılamaz, insanın anlam arayışı nihayet bulamazdı. Üstad son nefesine kadar hep bunun kavgasını verdi. Çile hiç hayatından eksik olmadı.

Kurduğu cemiyetle Anadolu'yu adım adım gezdi. Gençlerle bir araya geldi. Bir iman merkezi etrafında toplananlar olarak tarif ettiği milletimizi ruh kökleriyle yeniden buluşturmak için ömrü boyunca çalıştı, didindi. Devrin kibir abidelerin radarına girdi, sayısız takibata uğradı, zindanlara atıldı, dergileri toplatıldı. Fakat üstad hiçbir zaman korkmadı, yılmadı, yeise kapılmadı. Onun rahle-i tedrisinden geçen herkes kendisinde köklü mazinin, yüklü medeniyetin paha biçilmez mücevheratı görmüştür. Necip Fazıl'ın yetişmesi için ömrünü vakfettiği gençlik zalime Yavuz mazluma Yunus olan özgüven ve vicdan sahibi bir gençlikti. Üstadın çektiği çilelerin hiçbiri boşa gitmemiş, ektiği tohumlar çiçek açmış, filiz vermiş hamdolsun meyveye durmuştur. Bugün diline, dinine, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan bir gençlik var. Tarihini bilen, köklerine inen, milli kimliğini tüm veçheleriyle idrak eden bir gençlik var. Geçmişten aldığı ruh ve mirası geleceğe aktarma kararlılığına sahip cesur ve vakur bir gençlik var.

Bilim, kültür, sanat, savunma sanayi, diplomasi, sivil toplum ve iş dünyasından siyasete bu gençlik müessir ve muteber Türkiye'nin geleceğini inşa ediyor. Eser, hizmet, projelerimizle bu gençliğin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugüne kadar en büyük eserimizi terörsüz Türkiye'yi inşallah çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz. Tıpkı merhum üstadımız gibi. Bu eseri de bu ülkenin gençlerine emanet edeceğiz. Huzur, refah, istikrarın olduğu aydınlık geleceğe hep beraber ilerleyeceğiz. Rabbim yâr ve yardımcınız olsun diyorum.
 

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU